11. BÖLÜM/T

242 138 75
                                    

Geçen hafta çıkan Adana/Kozan yangınına birinci şahıs olarak şahit oldum, evimize en fazla bir köy ötede olan bu yangında bir sürü canlı zarar gördü, hayvanlar, ağaçlar, insanlar... Bir çok canlı evsiz barksız kalmasını geçtim canından oldu. Böyle vicdansızlardan nefret ediyorum, Alla'a havale ediyorum.

Yangının bilerek çıkartıldığını söylüyorlar, uyuşturucu ot ekilen tarlayı yakaladıkları için sinirlenen bir kaç vicdansız ormana yedi yerden ateş yakarak cehennem de kendilerine yer ayırmışlar. Allah'ın cezalarının yakalanıp cezasını çekmesini umuyorum.😣 Allah inşallah bir daha böyle bir acı yaşatmaz.

Çiftlik evinde kimse yoktu, bizden başka. Bizden başka dediysem ben, Deniz, Toprak, Solmaz ve yeni tanıştığım Arda ile nişanlısı Zeynep vardı. Evlenecek çift bunlar olsa gerekti. Deniz'in annesi ve babası gelmemişti, yarın akşam onlar gelecek ve babaanneyi hastaneye kontrole götüreceklerdi.

Arda, kahverengi saçlı, uzun boylu birisiydi. Yakışıklı bir suratı vardı ve kirli sakalları onu erkeksi gösteriyordu. Arda, Deniz'in amca oğluymuş; bunu öğrenince yakışıklı olması gayet normal geldi. Çok yakışıklıydı ve de nişanlıydı. Müstakbel akrabam sayılırdı. Hakkını yememek de bir yere kadar, benim sevdiğim adam daha güzeldi.

Zeynep çok tatlı bir kızdı, biraz sert bir görünüşe sahipti ama çok güzeldi. Simsiyah uzun saçları onu çocuksu gösteriyordu, sıfır makyajıyla aramızdaki en sade kadındı. Üzerinde lacivert kot pantolonu ile beyaz uzun kollu ince bir kazak vardı.

Solmaz'ı Toprak babaannesinin evine götürmek için çıkınca dördümüz baş başa kalmıştık. Ben Zeynep ile Arda'nın yatak odasında karyolada uzanıyordum, Zeynep ise elbise dolabına Arda'nın kıyafetlerini dizmekle meşguldü. Çok konuşkan biriydi ama bir kaç saat önce nefes problemi atlattığım için beni yormuyor soru sormuyordu.

Deniz ile Arda kapıdan içeri girince Deniz'e kaydı bakışlarım, beni göz hapsinde bulundurarak hızla koşup karyola da zıplayarak yanıma adeta uçtu.

"Yuh kuzen, oha ya. Resmen yatağımı çökerttin!" diye bağırdı Arda.

"Deniz, sakin ol ya. Sevgilini kimse yemedi." diye kızdı bağırarak Zeynep. Zeynep öyle deyince kalbime bir sancı girdi.

Siz şimdi diyeceksiniz sizi sevgili olarak mı biliyor, ne yapalım canım? Meğer Deniz'in gelirken bir amacı varmış beni getirerek. Solmaz'ı çok seviyormuş babaannesi ve benim biricik aşkıma ayarlamaya çalışıyormuş.

Aslında hepsine ayarlamaya çalışmış ama hepsi sevgilim var diye yırtmış. Deniz'e de ayrı bir düşkün olduğundan sevgilini getir de görelim demiş. Ne yapsın hiç kız arkadaşı yok ki benden başka, sanki gelmeden önce söylese yok diyecektim. Saftirik midir nedir, hala kavgaların sebebini anlayamadı. Seviyorum olum seni.

"Ay, Arda ben bittim." Ciyaklayarak belini tuta tuta pencereye yakın olan odanın koltuğuna attı Zeynep kendisini. O kadar çok kıyafet dürmüş, askılığa asmıştı ki ayakları uyuşmuş, yatağa kendini zor atmıştı. "Hatun ne bitmesi, daha iç çamaşırlarımı katlamamışsın!" diye kızınca şakasına tabii ki ofladı Zeynep. Bende dayanamamış gözlerimi devirmiştim.

"Hah onu da bana katlat tam olsun. Değil mi?" Yattığı yerde doğrulan Zeynep'in yanına gelmişti Arda, Zeynep'te onun kafasını hafifçe arkaya itip güldü.

"Kız var ya acelemiz olmasa seni bayıltana kadar... Ama maalesef şimdi sırası değil. Bayılmadan önce hatunum bana yemek yap!" Şuna bak şuna! Bu erkekler kadınları hizmetçi olarak mı görüyor bana mı öyle geliyor dostum?

KANKAŞK - KALBİME FISILDAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin