3.BÖLÜM/T

499 172 410
                                    

Medya:Deniz Efe KAYA

Bu yaz tatili ne kadar uzadı yahu, en son 3 hafta tatil yapıp okula geri dönecektik! Yemin ederim okulu özledim! 🥵🥴 okul açılsa da şu ev işlerinden kurtulsak!😁 (Düzenleme: 30.11.2023/ Okulum bitti ve sonsuz yaz tatili ve sonsuz KPSS sürecim başladı.)

Kalan yol boyunca ben hariç her şeyden konuşmuşlar, Burak ile Deniz arabada sigara içmiş ve ortalığı dumana boğmuşlar öksürmemek için büyük çabalar içine girmiştim. Bol sigara içmeli yarım saatin ardından kusmak üzereydim, Burak manyağı bir sigara daha içerse ayaklarına kusacaktım ve bundan asla pişmanlık duymayacaktım. 

Maysa ise bir müddet daha konuşmaları dinlemiş uyuya kalmıştı. Benim de gözlerim kapanmaya başlamıştı ki araba yavaşladı ve tamamen durdu. Geldiğimizi anlayıp Maysa'yı dürttüm. Anında gözlerini açtı.

"Burak siz inin kardeşim ben bir saate gelirim."

"Abi arabayla iki tur atıp vereyim mi ya?" Burak'ın aslında bizi indirmek istediğini anlayıp gülümsedim. Abim ilk önce itiraz etse de Burak'ın yalvarışlarına dayanamayarak "Tamam ama acele et," demesiyle derin bir oh çektim.

Burak heyecanla arabadan inip abimin yerine geçti ve bu süre zarfında Deniz arabadan inmedi. Heyecanla nefesimi tutmuştum. Burak arabayı çalıştırdı, "Kanka çıkın artık, içeriyi abin göremiyor zaten!"

"Oh be! Dünya varmış!" diyerek Maysa ile aynı anda yerimizden birer ölü gibi kendimizi koltuklara attık. Deniz arkaya öyle bir bakış attı ki görmeniz lazımdı. Hayatımda hiç bu kadar tatlı olduğunu görmemiştim. O nasıl şaşkınlık nidası, o nasıl bir çehre!

"Siz ama nasıl ya?"

"Ben sana anlatırım kardeşim?"

"Bu arada aşk olsun ya iki saatte kuzenimin bütün hayat dedikodusunu ettiniz he!" Deniz utanarak önüne döndü. Araba kalabalık olduğu için hep yapmak istediğimi yapamıyor, çehresini süzemiyordum.

Araba durduğunda "Çok uzatmayın hadi, inin hemen hepiniz!" deyip üçümüzü kapı dışarı eden Burak arabayı daha hızlı bir şekilde geri götürdü. Biz de yürümeye başladık girişe doğru.

Deniz yanıma doğru geldi ve "Şey az önceki söylediklerim için..."

"Sorun değil,"

"Özür dilemiyorum zaten de!"

"Ne diliyosun madem özür dilemiyon?"

"Az önceki söylediklerim için kızgın mısın, diye soracaktım!"

"Hayır kızgın değilim, neden kızgın olayım?"

"Ne bileyim, bağırarak konuşuyorsun da o yüzden!" deyip adımlarını hızlı hızlı atmaya başladı.

"Ah, erkekler!"

Maysa'nın yanına sokulup "Kuzen buraya geldiğime ne zaman pişman oldum sence?"

"Seni bilmem ama ben pencereden içeri girdiğim an pişman olmuştum!" dedi.

"Ben geldim!" diyerek kolunu omzuma atan Burak'ın elinden tutup ben de kolumu atmaya çalışsam da beceremeyip indirdim. "Abi boyun bu kadar uzun olmamalı!" dedim. "Deniz niye önden gidiyor?" Sorusuna cevap beklemeden bağırmaya başladı Burak "Deniz beni beklesene la!"

Deniz aniden durdu ve arkasını döndü, Burak ile bana baktı, baktı ve baktı. Ardından arkasını dönüp beklemeye başladı. "Ne yapıyorsak yapalım!" Ellerimi birbirine sürterek "Yemek mi yesek, sucuklu ekmek!"

"He lan, canım çekti bak!"

"Burak sen git sucuklu ekmekleri sipariş et, biz de arkandan geliyoruz!" dedi Deniz. Gözlerim büyülenmiş gibi ona bakıyordum. Saçları koyu kahverengiydi ama siyah denecek kadar koyuydu. Gözleri ise kalbimi yerinden oynatıyordu, maviliğine vuruluyordum. Sanki kainatın bütün maviliğini gözlerinde barındırıyordu, seçim şansı bırakmıyordu bana, illa o gözler benim olacaktı!

KANKAŞK - KALBİME FISILDAWhere stories live. Discover now