12. BÖLÜM/D

255 134 153
                                    

MEDYA: Deniz&Mert&Toprak

İYİ OKUMALAR

***DENİZ EFE***

Melodi, hayatınıza renk katan, ruhunuzun gıdası, bedeninizi harekete geçiren, kalp atışlarınızı hızlandıran bir tür sestir. Tuana için tam da bunu hissediyordum. Onu gördükçe bedenimde tarifi imkansız duygular hissediyor aşkın varlığını hatırlıyordum.

Ders boş olduğundan gözlerimi dinlendirmek için uyuyordum, bir ara gözlerimi araladığımda Tuana önümde yoktu. İkizimin yanına gitmişti; onun yokluğunu anlamış olacağım ki uyanmıştım; gözlerimi kırpmadan onlara dikmiştim bakışlarımı. Gülüşerek bir şeyler konuşuyorlardı, Tuana'nın bir müddet gözleri Toprak'ın yüzünde durmuştu, hayranlıkla izliyordu. Bu bakışları her yerden tanırsım, benim Tuana'ya baktığım gibi Tuana da Toprak'a bakıyordu. Kaşlarımı çatmış öfkeyle onları izlemeye devam ettim, dişlerimi o kadar çok sıkıyordum ki çene kaslarım ağrımaya başlamıştı.

Sanki biz birlikteymişiz de Toprak'la bir olmuş beni aldatıyormuş gibi hissediyordum, bu söylediklerim ne kadar saçma sapan olsa da öyle hissediyordum. Hislerimin kontrolünü kaybedeli çok olmuştu, raydan çıkmış bir şekilde atan kalbime inat gözlerimden kin fışkırıyordu. Kıskançlıktı bu, mideme vuran ağrının, kalbimi sıkıştıran o acının adı kıskançlıktı. Belki de daha fzlası...

Tuana sessizce ona bir şeyler söyledi, duymamıştım ama bakışları bu tarafa doğru kaydı. Bana baktı, yerine geçti. Ardından arkasını dönüp bana baktı, eliyle kaşlarımın ortasına bastırarak çatılmış kaşlarımı düzeltti. Daha ne olduğunu anlamadan ve sinirim henüz geçmemişken "Şöyle yapma Allah aşkına, yüzün kırış kırış olacak!" dedi.

Sanki kalbim bir fırtınanın ortasında kalmıştı, bir cümle beni çıkmaza sürüklememeliydi, beni kor ateşlere atmamalıydı. Midemde karıncalanma hissi baş gösterirken bunun imkansız olduğunu düşündüm, beni etkilememesi imkansız.

"Kimin umurunda!" Umursamamaya özen göstermiştim, ilgiyle gözlerime bakarak "Benim umurumda!" deyişi kalbimin ritmini uçurdu, kalp krizinden ölmüyorsam tek nedeni Tuana'yı kimseye kaptırmamak içindi. Yutkunmuştum, şaşkınlığımı umursamamış olacak ki önüne döndü. Onun görmeyeceğini düşünerek elimi kalbime koydum, derin nefeslerimin arasından sitem ediyordum. En ufak bir şeyde böyle yakan bir ateşin içinde senelerdir nasıl dayandığımı anlayamıyordum. Kalbimin insafsızlığı nereye kadardı, canımı yakıyordu!

Tuana sırtını sıraya yasladı, saçları masaya sürtündüğünde düşünmeden aklıma ilk geleni yaptım. Bazen kendime hakim olamayarak aklıma geleni yapıyordum, onu sevmeyi bile düşünmemiştim, öylece oluvermişti.

Saçlarını arkaya doğru kaldırıp hepsini masanın üzerine koydum, saçları koyu sarı rengindeydi; saçlarının kokusunu içime çektim. Tokayı yavaşça çekip çıkardım, siyah lastik tokayı bileğime taktım, kokladım. Aynı saçları gibi kokuyordu, mucizevi bir şekilde güzel kokuyordu, hindistan cevizi gibi kokuyordu. Kalbim her saçına dokunuşumda hızını öncekine oranla bin katına çıkartıyordu.

Arkasına dönmeden "Saçlarımla oynama!" diye söylendi, saçlarıyla oynamaya devam ederken kısık sesle bir kahkaha attım. Nedense hiç kızıyor gibi durmuyordu, yalandan yapıyordu, numaracı seni!

Güzel kokulu saçlarını küçük küçük örüyor ardından tekrar bozuyordum. Örme konusunda hiç yetenekli değildim, nasıl yapıldığını bile bilmiyordum. Başka bir saç tutamını almış örmeye çalışacakken zil çaldı, bu ölüp bittiğim saçları hiç bırakasım yoktu. Tuana ayağa kalkmayınca olduğum yerde kalıp dikkatli bir şekilde saçlarına odaklandım. Sigaramı sonra da içebilirdim.

KANKAŞK - KALBİME FISILDAWhere stories live. Discover now