17.Bölüm: Kayıp Parça

55.1K 3.1K 558
                                    

Kızmıştım, doğru ama senden vazgeçebileceğimi nasıl düşünürsün? Yağmur yağmadığı için toprak buluttan vazgeçebilir mi?

-Ahmet Ümit

Bölüm şarkısı: Sezen Aksu- Köz

🍃

Aynı Günün Sabahı

"Leyla, hadi çocuğum. Sen ekmek alıp gelene kadar soğuyacak çay."

Kapının önündeki Leyla, spor ayakkabılarını ayağına geçirdikten sonra içeriye doğru bağırdı.
"Gittim bile,"
Büyük bir enerjiyle indiği merdivenlerin sonunda gözü Mahir'in penceresine takıldı, sıkı sıkı kapalıydı. Muhtemelen hastalığından dolayı hâlâ yatıyordu. Dudağı büküldü, gözlerini oradan çekti, sokağın köşesindeki bakala ulaşmak için son birkaç adımı kalmıştı.
"Leyla!" Adının ikaz edilmesiyle kaskatı bir şekilde durdu, içine minik korku tohumları serpildi.
"Konuşabilir miyiz?"

"Bunu istemiyorum." Sanki az önce telaşa kapılan o değilmiş gibi güçlüydü sesi.

"Dinlediğine pişman olmayacaksın, söz veriyorum." Serhat sıktığı dişlerinin arasından zorla konuştu, yüzüne yalancı bir sakinlik hâkimdi.

Leyla kafasını iki yana sallayıp onun yanından geçmeye niyetlendiğinde bileğini kavradı.
"Mahir'le barışmak istiyorum."

"Ne?" Sesi şaşkınlığa gebeydi.
Duraksadı, belki de şu sıralar en çok isteği şey buydu. Tüm sorunların çözülmesi, eskisi gibi olabilmek.

"Her şeyi düzeltmek istiyorum."
Yutkundu genç adam, karşındaki kadının güzelliği dilinin tutulmasına neden oluyordu.      "Kabul ettim ben, siz birbirinizi seviyorsunuz. Ben Mahir'in de senin de dostluğunu kaybetmek istemiyorum.Aranızda gölge olmayacağım. Bazı hislerimi yanlış yorumladım, hiçbir şey dostluğumuzdan kıymetli değil!"

Leyla'nın dudakları tatlı bir kıvrımla yukarı kıvrıldı. Serhat'ın gözlerinin içine bakarak ilk kez gülümsüyordu, Serhat istediğini almıştı, gözlerini yumup açtığında Leyla'nın hiç tahmin etmediği bir hadise gerçekleşti. Biri fotoğraflarını çekmişti.
"Bana yardım edecek misin? Onun benim için ne kadar kıymetli olduğunu biliyorsun, çocukluğumuz birlikte geçti bizim."

Leyla hevesle kafasını salladı, tüm kötülüklerden uzak hisleri tek bir sahteliği bile hesap edemiyordu.

🍃

Nefes diye içime çektiğim yangındı, ciğerimi tutuşturuyordu.

Kafamı yasladığım göğüs çekildi hızla, Mahir elinde sımsıkı tuttuğu telefonun ekranındaki fotoğrafı inceledi. Gözlerine bakmaya korkuyordum, belki de hayatımda ilk defa ona bakmaya korkuyorum.

"Mahir, önce dinle lütfen." Burnumun direği sızlıyordu, şimdi ağlamamalıydım.

Öyle sert nefesler alıyordu ki, yetmiyordu sanki. Aldıkça boğuluyordu. Elindeki telefonu fırlattığı gibi masanın kenarına sertçe çarptı, oturduğum yatağın ucunda irkildim.

Leyla Where stories live. Discover now