11.Bölüm: Yara

53K 3K 402
                                    

Bana başka gülüyor, ben de seni sevecek gibiyim ama daha değil der gibi gülüyor Bekle diyor sanki bana Ben de bekliyorum.
- Ali Lidar

🍃

Orada öylece dururken baktı gözlerime, kanlı bir fırtına koptu göğsümde. Zannımca bir insan yalnızca gözlerine bakarak da yakıp yıkabilirdi.

"Onu sevemediği için Leyla'yısuçluyorsun?" Nazlı asi bakışlarını Yağmur'a dikmişti.

"Suçlamak değil, insan neden çok sevildiğini bildiği hâlde karşılık vermez bir insan onu anlamıyorum." Bir yarası olduğu belliydi.

"Sevmediği için, onun sevdiği gibi sevmediği için" Sema bana hak veren mırıltılar çıkardı.
"Leyla, Serhat abiyi sevmediği hâlde onunla bir ilişki yaşaydı senin için daha mı makuldu?"
Sema'nın kurduğu cümle ile bedenimden bir ürperti geçti, kollarımı göğsümde topladım.

"Haklısınız, ben saçmaladım," dedi Yağmur geri adım atarak.

"Asıl konu Mahir abi, o neden Serhat abiyi sildi?"Nazlı'ya dudak bükerek baktım.

"Serhat abi istemediğimi söylediğim hâlde beni birkaç kez rahatsız edince delirdi Mahir."

"Haklıymış, sen onun için çok kıymetlisin," Sema'nın cümlesi yüzümde minik bir tebessüme yol açtı.

"Abi deme bari adama," dedi Yağmur Serhat'ı kastederek.

"Abi demeyip ümit mi versin, Leyla en başından beri ona öyle sesleniyor. Bir şey değişmedi." Sema oldukça sert çıkışmıştı, kızların Yağmur'a karşı olan ılımlı tavırları kırılıyordu.
Birbirlerini yanlış anlamalarına müsade edemezdim.
"Kapatalım bu konuyu, kalkalım mı artık?"

Kızlar beni onayladığında hesabı ödeyip kalktık, Yağmur'u otobüs durağına bıraktıktan sonra üçümüz kalmıştık.
"I-ı şey ben burada sizden ayrılayım." Ne yalan söyleyeceğimi bilmeyerek geveledim.
"Neden?" Nazlı gözlerini kısarak bana baktı.
Sema sırıtıp omuzuyla Nazlı'nın omzunu dürttü. "Kesin Mahir'e gidecek."
"Ya ya evet," diyerek hızla kafamı salladım.
"İyi, bizden de selam söyle." Nazlı bana el sallayıp Sema'nın koluna girdi.

"Söylerim," deyip ben de el salladım.
Onlar ilerlerken ben de Salih amcanın dükkanına giden yola döndüm, ardımdaki varlığından emindim.

Kafeden çıktığımızdan beri mesafeyi koruyarak peşimden geliyordu, kocaman parkın girişindeki büyük çam ağacının önüne geldiğimde arkamı döndüm.

Göz göze geldiğimizde bunu beklemediğini belli edercesine irkildi, elimdeki çantanın kulbunu sıkı sıkı kavradım.

Gözlerim yüzünde gezindi, göz kapağında yer etmiş morluk dikkatimi çekti, ben onu incelerken o da yanıma ulaştı.

"Korkutmak istemem, sadece-" elimde olmadan sözünü kestim.

"Sadece ne? Sadece beni takip ederek, geldiğim kafenin önüne gelip dakikalarca gözlerini bana dikip rahatsız etmek mi istedin?"
Kafasını yana yatırıp derin nefes verdi.

"Ben sadece fotoğrafın sana ulaşıp ulaşmadığını sormak istedim."

Anlamaz bir şekilde kaşlarımı çattım.
"Elbette bana ulaştı."

Leyla Where stories live. Discover now