2.Bölüm: Zamanın Uçurtması

85.5K 3.9K 702
                                    

Multimedya: Leyla

Dünyanın ağırlığına eklesek,
Yıldızları, ayı, güneşi
Yine de ağır basarsın ey kalbim
Ey kalbimin güneşi.
                     Erdem Bayazıt

🍃

Şimdi yürüdüğüm bu sokak baştan sona virane, bu binlar sırtıma yüklenmiş birer yüktü, onunla aramızda dağ gibi dikilen çaresizlik vardı. İçimde, ta yüreğimin gerisinde çığlık çığlığa bağıran vicdanımdı, gözü gözüme değen adam köşe bucak kaçtığımdı lakin aynı zamanda burnumun dibinde olmaya bir o kadar yeminli.

"Leyla?" Sesi yumuşak değildi, her zamanki gibi hiddetliydi, o bu hiddeti özlemine bağlıyordu.

"Efendim?"
Sesim titrekti, kırmak istemezken sayısızca paramparça etmiştim.

"Nerelerdesin sen?"

"Evdeydim Serhat abi."
Gözlerini sımsıkı yumdu, aldığı keskin nefesle elleri yumruk şeklini aldı.

"Leyla, kaç kere dedim sana bana abi..." Sözünü tamamlamasına müsade etmedim.

"Abimsin, başka türlüsü mümkün değil."
Yanından geçip gitmeyi planlarken kolumu tuttu, parmakları o kadar kuvvetliydi ki tenimin kızardığına emindim.

"Niye? Niye lan niye? Bir sene oldu, hiç mi kalbin ısınmadı bana?"

"Isınmadı." Tek bir kelime bıçaktan daha keskin olabiliyordu zannımca. Buzdan ifadesi paramparçaydı, gözlerinde yalnızca öfkenin emaresi vardı.

"Söyle ısınsın o vakit, yolun yoluma düşsün Leyla."
Kolumu çektim ellerinden, sevmek böyle bir duygu değildi, düpedüz bencillikti bu.

"Sırf sen istiyorsun diye aynı yolda mı yürüyeceğiz? Benim kalbimin yolu senden geçseydi çoktan bir olmuştuk biz. Kendine başka yoldaş bul!" Sesim de tavrım da sertti.
Eğer Sema bana seslenmeseydi onun cevabı da asabi olacaktı belliydi.

"Leyla? Serhat abi?"
Gülen yüzüyle ikimizin önünde dikilmişti.
"Nasılsın Serhat abi?"
Benim koluma girip onun halini hatırını sormuştu.

"İyiyim Sema, sen nasılsın?"

"Bende iyiyim." Gözleri ikimizin arasında gidip geldi.
"Nazlı bekliyordur gidelim biz. Allah'a emanetsin Serhat abi." Sema'yı çekiştirerek Nazlı'nın evine doğru yön değiştirdik.
"Noldu kız, ne konuşuyordunuz yolun ortasında?"

"Ne konuşacağız Sema, halimi hatırımı sordu."
O sırrını kimseye vermemişti, en yakınları bile bilmiyordu gönlünü bana verdiğini, ben de açık etmemiştim hâliyle.
"Pek bir hiddetli göründü gözüme, suratı sirke satıyordu, gerçi o onun hermanki hâli."
"Bilmiyorum ben, hem acele etsene sen. Nazlı geç kalınca sinirli oluyor bilmiyor musun?"
Köşe de şirin bahçeli evin önünde durduğumda çocukluğum dizildi gözümün önüne, yol boyu koşuşum, dizlerimin üzerine düşüşüm sonra yerden kalkımışım en son da Mahir, yaralarımı öpüşü, boynuma sarılan kolları. Özünde pek çok mana taşıyan ancak kendisi küçük bir tebessüm yayıldı dudaklarıma.

"Huhu, nerelere daldın?"

"Hiç," deyip omuz silktim.
Parmağım zile dokunmadan kapı aralandı.
"İyi ki erken gelin dedim ya akşam ettiniz."

Leyla Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin