27.Bölüm

213 26 6
                                    


 Düğünden sonra oluşturulan gelin konvoyu oldukça ihtişamlıydı.Yol bitmek bilmiyordu.Araba kornaları susmuyordu.Gelin arabasının içinde tir tir titriyordu Bahar.Kendi evine mi gidiyordu gerçekten?Senelerdir ordan oraya savrulan Bahar'ın bir yuvası mı olmuştu şimdi?Çok garip hissediyordu.Yüreğinin sesini durduramıyordu.O eve adım atar atmaz yepyeni bir hayatı olacaktı,biliyordu.Kendisine henüz yabancı olan bu adamla aynı evi paylaşacaktı.

Geçmiş günleri gözlerinin önünden bir film şeridi gibi geçiyordu sanki. Bir tanecik pamuk annesi,gülünce gözleri kaybolan tonton yanaklı babası ve canından bir parça olan Yusuf'u...Şimdi ne yapıyorlardı acaba?Ailesini düşündükçe içinden bir parça kopuyordu.Ama geçecekti,biliyordu..

Çok geçmeden 4 katlı bir apartmanın önünde durdu gelin konvoyu.İçinde yaşayacağı bu evi sanki ilk kez görüyordu.Oysaki bu evi tek tek kendi elleriyle yerleştirmiş,her bir ayrıntısıyla bizzat kendisi alakadar olmuştu.Bu evin en çok balkonunu seviyordu.Huzur veren bir manzarası vardı.Daha önce yaşayacakları bu evde Nedim'le hiçbir araya gelememişlerdir.Bugün ilk kez birlikte bu kapının eşiğinden geçeceklerdi.

Nedim arabadan davul zurna eşliğinde arabadan inmişti bile.Arkadaşları kollarından tutup bir anda havaya atmaya başlamışlardı.Herkesin mutluluğu gözlerinden okunuyordu.Nedim'in kahkahaları arabanın içine kadar geliyordu.Küçük eğlencenin ardından Nedim arabanın kapısını açarak Bahar'ın arabadan inmesine yardımcı oldu.Herkes bir kuvvetle bu evlenen çifti alkışlıyordu.Bahar gülümsedi ve içinden 'Ne de çok seveni varmış' diye geçirdi.

Bina kapısından içeri girdiklerinde yürüyerek 1.katın merdivenlerini çıktılar ancak gelinlikle yürümek oldukça zahmetliydi.Bahar'ın yorulduğunu gören Nedim atik bir hareketle Bahar'ı kucaklayıp 4 kat yukarıya çıkarıvermişti bile.Ne kadarda kuvvetliydi.

Kapının önüne geldiklerinde Nedim cebinden evin anahtarını çıkardı.Bahar'ın elini tutup anahtarı verdi ve konuşmaya başladı;

-"Sen artık bu evin sultanısın.Sen nasıl istersen,sen ne dersen benim başım gözüm üstüne.Bu anı çok hayal etmiştim.Rabbi'm nasip etti çok şükür.Benimle evlendiğin için en ufak pişman olmayacaksın.ALLAH katında söz veriyorum."

Bahar duygulanmıştı.Anahtarı aldı.Anahtarlığın üzerinde Bahar/Nedim yazıyordu.Çok şaşırmıştı.Kilidi açmak için kapıya yöneldi.Besmele çekerek kapıyı açtı ve yerlere saçılmış güller karşısında şaşkınlığını gizleyemedi.Nedim kuvvetli kollarıyla tekrardan kucağına alıverdi Bahar'ı.Evin koridoru çok uzundu, daha önce hiç farketmemişti.Bu evin ayrı bir kokusu vardı.

Kapıdan girer girmez bir sükunet çöküvermişti üzerine.Yatak odasına vardıklarında Nedim titreyen elleriyle Bahar'ın duvağını kaldırdı ve alnına bir buse kondurdu.Gözlerinin içine baktı uzun uzun..

-"Gözlerin lal,bense ateş oldum.Gözlerin bir gökyüzü bense o gökyüzünde pervasızca dolaşan bir kuşum.Sen benim bu dünyadaki bahşedilmiş en güzel armağanımsın. Bu ufak hediyemi kabul edersen beni çok mutlu edersin" diyerek özel tasarım olduğu her halinden belli olan kırmızı bir kutu uzattı.

Bahar çekinerek kutuyu aldı, yavaşça açtı. Üzerinde sonsuzluk işareti olan kolyeyi gördü. Sonsuzluk işaretinin her yanı küçük taşlarla bezeliydi. Kolyeye yakından baktığında üzerinde ince bir yazıyla "Ömrümün sonuna kadar" yazıyordu.

Nedim kolyeyi alarak Bahar'ın narin boynuna taktı.

­-"Bu kolye boynunda olduğu sürece seni çok sevdiğimi hatırla. Seni aklımdan hiç çıkarmayacağım, aldığın nefesle mutlu olduğumu hatırla. Bu kolye usta işçilerin elinde özenle işlendi. Üzerindeki bu taşlar senin ruh haline göre renk değiştirecek. Ama asla siyaha dönmeyecek, sana söz veriyorum" diyerek dudaklarına ufak bir öpücük kondurdu.

Uk'de (Meçhul Araf)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin