13. Bölüm

460 41 10
                                    

Günler  birbirini  kovalıyordu.  Ne Nedim'den  ne de başka  birisinden  haber  gelmiyordu.  Anlaşılan o ki Nedim  vazgeçmişti. Mantık evliliğinin nesi vardı ki? Bahar yeniden sevebilme ihtimali olmadığını düşündüğü için mantık evliliği yapma konusunda  kararlıydı. O ne kadar kararlı olursa olsun, Nedim'in aşk evliliği yapmak istediği ortadaydı. Bunu günlerdir haber  göndermemesinden anlıyordu. Aşk, sevgi bir yere kadar dedi Bahar kendi kendine. Önemli olan güven vermesiydi, saygı duymasıydı .Bilmeden kendi hırçın duygularıyla savaşırken, suçu olmayan Nedim'den mi almıştı hırsını yoksa? Uykudan uyanmış tavanı seyrederken aklında sadece Nedim vardı onu kırıp üzme ihtimali.. Bu zamana kadar hiç kimsenin kalbini bile kırmamışken o akşam neden o kadar hırçınlaşmıştı ki? Sonra birden televizyondan gelen müzik sesine verdi kulağını.Melodisi çok güzel ve tanıdık geliyordu.Müzik onu çağırıyordu adeta. Yatağından hemencecik doğrulup televizyonun olduğu salona doğru ilerledi.Kapı ağzından müziği dinlemeye başladı.

"Hayat bazen öyle insafsız ki

Küçük bir boşluğundan yakalar

Hissettirmez en zayıf anında

Seni ta yüreğinden yaralar

Ellerin kolların bağlansada

Başında kasırgalar kopsada

Sen tüm gücünle karşı koysanda

Seni acımasız sevdaya salar..."

Bu şarkıyı hemencecik hatırlayıvermişti. Şarkı çok eski zamanlarda Sezen Aksu tarafından yazılmıştı.Fakat bu kez bir başka geliyordu Bahar'a. İlk kez bir şarkıda tüm hayat hikayesi gözlerinin önünden film şeridi gibi geçiyordu.Her şarkı vaktini bekler.Bunu bugün bir kez daha anlamıştı.Her şarkının kendine has bir zamanı ve yaşanılan duygulara göre bir anlamı vardı...Bunu öğrenmesi neden bu kadar zamanını almıştı ki sanki? 'Sende benim kadar gerçekleri görüyorsun. Beraber olamayız benim gibi biliyorsun...' sözlerine yanağından süzülen bir damla yaşla eşlik ederken kuzeni Ceren'in 'Ah Sezen Abla içimizi parçaladın be' diyen sözleriyle kendisine gelen Bahar gözyaşını elinin tersiyle sildi. 'Nerden ablan oluyormuş senin bakıyım?' diyerek kaçamak bir cevap verdi.Başkalarının ağladığını görmesinden rahatsız olurdu ta küçüklüğünden beri.O gizli gizli ağlayıp kendi yarasına tuz basanlardandı.Bir yarası varsa bu zamana kadar hep kendisi sarıp sarmalamıştı.O çok güçlü bir kızdı ve şimdide her ne kadar darmadağın hissetse de konuyu değiştirmekti tek amacı. 'Lafın gelişi canımmm, hem sen ne yapıyorsun o kapının dibinde?' diyen Ceren Bahar'ın hiç iyi olmadığını görebiliyordu.Bahar'ın cevap vermesine bile fırsat vermeden 'Bugün çarşıya çıkalım mı? Yeni bir bijuteri açılmış.Oraya gider sonrada yemek yeriz olur mu? Ama itiraz istemiyorum' diyerek odadan çıkıp gitmişti bile. Amacı sadece Bahar ablasının yüzünü birazda olsa güldürmek ve güzel vakit geçirmesini sağlayabilmekti.Ne çarşısıydı şimdi bu?Ne gezmesiydi? Bedeninde güç kuvvet yoktu ki?'Çatlak' diyerek arkasından seslendi.Bahar gidecekti artık.Belki de kendisi için iyi bir değişiklik olabilirdi.

Öğleden sonra Bahar ve Ceren hazırlanarak evden çıktılar.Ceren Bahar'ı süsleyip püsleyip zorla ona makyaj bile yapmıştı. Yolda giderken hala söyleniyordu Bahar.

-'Alt tarafı bir çarşı ne diye böyle şeyler giydirdin ki bana?'

-Yaaaa Bahar Abla illa bir şey mi olması lazım.Gençsin güzelsin tabikide süsleneceksin.'

-Sade ve şık şeylerden hoşlanıyorum bunu çok iyi biliyorsun.Peki bu boynuma taktığın şey ne oluyor acaba?'

-'O şey...Seni nazardan korusun diye kendi şans kolyemi taktım.Hem bu kolye bana güç veriyor.Enerjik hissettiriyor.'

-'Al o zaman sen tak çatlak kuzen,hem benim  şansa ihtiyacım yok.' Diyen Bahar'ın sözleri üzerine gülüştüler. Şansa inanmıyor değildi.Ama kadere kesinlikle inanıyordu.Amacı kuzenini sinir etmekti.Kuzeni ona küsüp darılmazdı çok iyi biliyordu. Önce yeni açılan bijuteriye girdiler.Bahar zarif narin takıları çok sevdiği için üzerinde melek kanadı olan bir bileklik beğendi kendine. 'Bu da benim uğurum olsun o zaman' Ceren'e doğru seslenerek.

-'Bence senin uğura ihtiyacın yok'sesiyle irkildi.Arkasını döndüğünde karşısında Ceren değil Nedim duruyordu.Gözlerini kocaman açarak şaşkınlığını belli etmişti.Panik yapmıştı.Kalbi hızlanmaya başlamıştı.Elleri buz kesmişti.'Sen..' diyebildi.Sonra kendini toparlayarak derin bir nefes aldı.

-'Sen ne arıyorsun burada?'

-'Ben sizi takıcıya girerken gördüm.Belki bana yardım edebilirsiniz diye düşünmüştüm.Beni görmekten hoşlanmadıysanız hemen giderim buradan' gitmek üzere geriye doğru dönerken Bahar Nedim'in kolundan tutarak;

-'Rahatsız olmadım sadece şaşırdım.Erkekler böyle yerlere pek gelmezler.Kadınlar onları hep bekletir.Sizide burada görünce, bir an şaşırdım doğal olarak.Ne konuda yardım edeceğim ki?'Gerçektende Nedim'i orada onca kadının arasında gördüğünde çok şaşırmıştı.Eli hala Nedim'in kolundaydı.Elini sanki orada unutmuştu.Dokunduğu yer o kadar sıcacıktı ki bir an güvende hissetti kendini.Sonra eline doğru bakan Nedim'i görünce utangaç bir tavırla elini geri çekiverdi.Bu adam neden bu kadar güven veriyordu ki?

Uk'de (Meçhul Araf)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora