24. Bölüm

276 25 2
                                    

"Herkes kendi kaderinin kahramanıdır."


Her ne kadar kendi kaderlerimizin kahramanı olsak da kimi zaman bir başkasını kendi kaderimizin baş kahramanı yapmak isteriz. Nedim'de Bahar'ı kendi hikayesinin kahramanı seçmişti ve hikayesinin mutlu sonla bitmesini istiyordu. Bahar'sa ne kendi hayatının ne de bir başkasının hayatının baş karakteri olmak değil sadece mutlu olmak istiyordu.

Bir ay önce bugün evlilik tarihini almışlar ve o büyük gün gelip çatmıştı. Bu bir aya o kadar çok şey sığdırmışlardı ki kimse neyin nasıl olup bittiğini anlayamamıştı bile. Günler su gibi akıp geçerken Bahar'ın tek yaşadığı duygu korkuydu. Neredeyse hiç tanımadığı bir adamla evlenecek ve onunla aynı evde yaşayacaktı. Her ne kadar her gece uyumadan önce bu evlilikten vazgeçme kararı alsa da o gecenin sabahında vazgeçmemiş gibi uyanıyordu. "Kader" deyip geçiyordu. Çünkü kader ağlarını çoktan örmüştü. Sevmediği bir adam için bu akşam kınası yakılacaktı.

Bahar odasının penceresinden uzun uzun o çok sevdiği dut ağacını izlerken tüm geçmişi gözlerinin önünden geçiyordu. Çocukluğu, yaşadıkları...Düşünceleri Serkan'da takılıp kalınca kendisini büyük bir boşlukta hissetti. Bugün onun için hazırlanabilir, birlikte kınaları yakılıp, sazlı sözlü bir eğlence tertip edilebilirdi. Onun o gökyüzü gözlerinde kaybolabilirdi. Ancak bazen sadece sevmek yetmiyordu. Emek isterdi sevmek, zorluklar karşısında yılmadan dimdik ayakta durabilmeyi isterdi. En ufak zorlukta arkasını kalleşçe dönüp gitmek demek değildi sevmek.. Sevda denilen bu illet korkaklığı ezip geçebilirdi. Ancak Serkan sadece kaçmayı tercih etmiş korkaklığına yenilmişti. Bahar içindeki acı sesi susturup "Benim korkaklarla işim olmazmış, iyi ki nasip etmemiş Rabbim onunla evlenmeyi" deyivermişti.

Pencereden başını çevirip yatağının üzerinde duran kıpkırmızı bindallısına baktı uzun uzun. Aynı hayallerindeki gibiydi. Hatta bu bindallıdan Ankara'da bulamayınca Nedim özel olarak bir hafta içinde aynısından diktirmişti. Yatağının ucuna oturup bindallısına dokundu usul usul..O sırada kapının tıklatılmasıyla kendine gelen Bahar kapının kilidini açmak için doğruldu. Gelen Bahar'ın annesi Melek'ti. Kapıyı hem tıklatıyor hem de endişeli bir ses tonuyla bağırıyordu;

-"Bahar kızım iyi misin? Niye kilitledin kapıyı? Ses versene kızım korkutuyorsun beni." Bahar kapıyı açtı ve annesine sımsıkı sarıldı.

-"Oy benim pamuğum sen beni mi merak ettin. Misafir çocukları içeri doluşmasınlar diye kapıyı kilitlemiştim sonrada açmayı unutmuşum."

-"Çok korkuttun beni. Dün akşamda hiç iyi görünmüyordun. Kalabalıktan soramadım da hiç. Gel seninle ana kız bir konuşalım otur şöyle." Bahar annesinin dediğini yaptı ve oturdu. Anlaşılan annesi uzun bir konuşma yapacaktı.                      

Uk'de (Meçhul Araf)Where stories live. Discover now