26. Bölüm

253 26 4
                                    

Gelin konvoyu kapıya doğru yaklaşıyordu. Birbiri arkasına çalan korna seslerinden anlaşılıyordu. Bahar gelinliğini giymiş yatağının üzerine oturmuştu. Odasına sürekli girip çıkan insanlardan çok bunalmıştı. Dışardan gelen korna sesleri de gerilmesine sebep olmuştu. Bir müddet sonra teyzesi ağlamaklı gözlerle içeri girdi ve Bahar'ı misafirlerin tıka basa doldurduğu oturma odasına getirdi.Herkes Yusuf'un gelmesini bekliyordu.Zorda olsa Yusuf'u ablasının kuşağını bağlamak için salona getirdiler. Yusuf ablasının yanına yaklaştı. Küçücük elleriyle kırmızı kurdeleyi titreyerek tutuyordu. Ablası ona kardeş olmaktan daha öteydi. Boyu küçük olduğu için kurdeleyi bağlayamayınca ablası gözünden yaşlar akarak gülümsedi sımsıkı sarıldı kardeşine.Kuşağını Çetin abisi bağlamıştı.Onunda ağladığı her halinden belliydi.

Salon kapısında ilk olarak babası belirdi.Çok ağladığı kızarmış gözlerinden belliydi. Bahar'a doğru yaklaştı elini uzattı.Bahar babasının pamuk elini öptü ve sımsıkı sarıldı. İkisininde göz yaşları durmuyordu.Ömer kızının kulağına doğru yaklaştı;

-"Benim güzel kızım, narinim benim. Burası hep senin evin olarak kalacak. ALLAH yüzünü hep güldürsün."

Babasından sonra annesinin elini öptü. Annesinin ayakta duracak hali bile kalmamıştı. Gözünden sakındığı kızı evlenip gidiyordu. Sımsıkı sarılmışlardı. Anne ve kızını misafirler güçlükle ayırdı. Ağladıkça daha da kötü oluyorlardı.

Evdeki misafirlere de sarıldıktan sonra artık gitme vakti gelmişti.Babası koluna girerek Bahar'ı bahçeye doğru çıkardı.Nedim saçlarını yaptırıp takım elbisesini giymişti. Omuzlarında yeşil pullu bir damat örtüsü vardı.

Nedim Bahar'ı gelinlikle görünce olduğu yerde kalakaldı. Beyazlar içerisinde bir melek gibiydi. Gülümsedi ve Bahar'a doğru yaklaştı. Babasının koluna girmiş olan Bahar'ın elinden tuttu ve babasına;

-Kızınız artık bana emanettir. Gözünüz arkada kalmasın diyerek gelin arabasına doğru yöneldiler. Bahar çok heyecanlıydı. Evleneceğine inanamıyordu. Bugün hayatının dönüm noktası olacaktı. Alkışlar eşliğinde arabaya bindiler.

Düğün salonuna gitmeleri çok uzun sürmemişti. Gelin konvoyuna katılan araba sayısını sayamamıştı bile. Çok kalabalık bir düğün olacağı belliydi. Düğün salonundan içeri girdiklerinde misafirler çoktan yerini almıştı. Büyük alkışlar eşliğinde nikah masasına doğru ilerlediler. Nikah memurunun da gelmesiyle nikah töreni başlamıştı. Nikah memuru klasik konuşmasını yaptıktan sonra Bahar'a Nedim'i kocalığa kabul edip etmediğini sordu. Bahar çok heyecanlandı. Her şey bir evete bağlıydı ve bir cevap vermesi gerekiyordu. Nefesini tuttu ve 'Evet' dedi. Sıra Nedim'e geldiğinde ise yüksek sesle 'Evet' dedi. Sevinci sesine yansımıştı. Şahitlerinde onayı alındıktan sonra imzalar atıldı. Artık evlilerdi. Kuzeni Ceren ve Tuğba ayağına bas diye avazları çıktığı kadar bağırıyorlardı. Bahar Nedim'in ayağına bastı. Nedim neye uğradığını anlamayarak gülümsedi. Ayağa kalktılar ve Bahar'ın duvağını açtı. Hayalini kurduğu kadın artık onun karısıydı. Alnına sıcak bir öpücük kondurdu. Bahar'ı sıcak sıcak ter basmaya başlamıştı bile.

İlk dans için gelin ve damat piste çıkarıldı.Dans müziğini Nedim seçmişti.Nedim Bahar'ın elini tuttu ve dans etmeye başladılar.Bahar heyecandan nefesini tutmuştu.İlk kez bu kadar yakınlaşmanın heyecanı vardı içinde.

Sen kalbimin mehtâbısın, güneşisin

Sen rûhumun vazgeçilmez bir eşisin

Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek

Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek

Rûhum senin, kalbim senin, ömrüm senin

Yıllar geçse ölmeyecek bende sevgin

Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek

Dudaklarımdan yıllarca düşmeyecek

Bahar kendisini bir peri kızı gibi hissediyordu.Çalan şarkıyla birlikte Nedim'in kollarında adeta sarhoş olmuştu.Bir rüyada mıydı yoksa?


*Muazzez Ersoy/Samanyolu

Uk'de (Meçhul Araf)Where stories live. Discover now