14.Bölüm

494 39 18
                                    

BU  BÖLÜMÜ OKUYANLAR;OKUMAYA BAŞLADIĞINIZ SAATİ VE TARİHİ YORUM OLARAK YAZABİLİR MİSİNİZ?ŞİMDİDEN ÇOK TEŞEKKÜRLER :)

 Nedim, Bahar'ın onu durdurması karşısında şaşkınlığını gizleyemedi. Öyle ki kolunu tutması içinde dindirmeye çalıştığı şiddetli fırtınaları tekrar alevlendirmişti. Bu güzel kız ne kadar da güzel bakıyordu öyle...İri kocaman gözleri, bembeyaz teni.. Şimdi bu ceylan gözlü kız onu kolundan mı tutmuştu? Bu kıza karşı ilk gördüğü andan beri adını koyamadığı şeyler hissetmişti Nedim. Hatta Nuran ablasına Bahar'ı sormuş ve evlenmek istediğini söyleyivermişti. Fakat karşısında şaşkınca ve yaptığından utandığı her halinden belli olan bu masum kız, sadece ailesi müsaade ederse, mantık evliliği yapabileceğini söylemişti. Oysa ki Nedim için aşk her şeyden önce geliyordu. Uzunca bir zaman Bahar'ı arayıp sormamıştı. Ya mantık evliliği yapıp kendi hoşuna giden bir kızla evlenecekti ya da ondan vazgeçecekti. Bahar'la mantık evliliği daha ağır basıyordu ancak hiç sevilmeyecek olmayı kabullenemiyordu.Hatta geçenlerde Bahar'ın teyzesinin ev telefonunu aramıştı uzun uzun . Hatta dua etmişti, telefonu açan Bahar olsun diye. Onu ikna edecek ve tekrar görüşmek isteyecekti. Fakat o gün akşama kadar hiç kimse telefonu açmamıştı. O gün Bahar'a ulaşamayınca kendisine bir söz vermişti. Onu bir daha aramayacak, Nuran Ablasına sormayacaktı. Hem Bahar sevgiye ne kadar küstüyse, hiç sevmediği bir adamla hemencecik evlenmeyi kabul etmişti. Oysa o gün çok umut etmişti. Baharla görüşüp, ağzından en ufak bir ''Seni Sevebilirim'' cümlesini duysa,küçücük bir umut görse hemen ailesini yollayacaktı. Olmamıştı işte.

O gün çarşıda gezerken, Bahar'ı uzaktan tanıdı ve peşine düştü. Anlam veremediği adımları onu Bahar'a götürüyordu. ''Ne kadar da güzel peri kızı gibi" diye geçirmişti içinden. Sonrada dayanamayıp onların girdiği bijuteriye girdi. Hem de burada ne yapacağını bilemeden. Ne diyecekti ki ona? Sonra cesaretini toplayıp biraz daha yaklaştı ve onun kuzenine seslendiğini bile bile ''Senin uğura ihtiyacın yok ki?'' deyivermişti. Nedim onu aklından neden çıkaramadığını bir kez daha anlamıştı. Bahar'da diğer hiç kimse de olmayan değişik şeyler vardı. Öylesine güzel, öylesine masum bakıyordu ki? Hele o kolunu tutan minicik elleri... Bu şaşkın şaşkın bakan kıza ne cevap verecekti ki şimdi?

-"Ben kız kardeşime hediye almak için gelmiştim. Yarın doğum günü fakat ben pek anlamıyorum. Neyi sever , neyden hoşlanır? Sonra sizi görünce belki bana yardım edersiniz diye düşünmüştüm. Elinizdeki bileklik çok güzelmiş. Çok yakışacağından eminim."

Bu gözleri ışıl ışıl parlayan adam nasılda güzel bakıyordu öyle. İçini tarifsiz bir sıcaklık kapladı Bahar'ın. Belli etmemeliydi . Kendine kızdı. İçinde beliren sıcaklığa en çokta..

-" Çok beğendiyseniz bunu hediye olarak alabilirsiniz kardeşinize. Ben başka bir şey ya da aynısından bulup alabilirim. Buyrun'' diye elindeki ''bu da benim şansım olsun.'' dediği anlam yüklediği bilekliği genç adama uzattı. Genç adam bu cevap karşısında bir kez daha hayran olmuştu Bahar'a. Ne kadar da iyi kalpli gönlü güzel bir kızdı böyle.

-"Hayır , kesinlikle olmaz. Bunu siz seçtiniz ve artık size ait. Aynısından bulurum elbette. Yine de çok teşekkür ederim."

-"Demekki benim değil, kardeşinizin nasibiymiş ''diyerek elindeki bilekliği adamın avucuna bıraktı. Ve cevap vermesine fırsat bile vermeden dışarıya çıktı. Nedim ne olduğunu anlamamıştı bile. Kasada bilekliğin ücretini ödeyip dışarıya doğru koştuğunda Bahar ve kuzeni çoktan gözden kaybolmuşlardı bile.

Bahar kuzeniyle eve döndüğünde anlamsız bir şekilde Nedim'le karşılaşmasını defalarca, bir film gibi aklında canlandırdı. Bunu neden yapmıştı? Belki de Nedim'in gönlünü almış olmanın huzuru vardı içinde. Bilmiyordu. Genç adam ne kadarda güzel bakmıştı ona iri kahverengi gözleriyle . Bakışıyla içindeki buzları eritmişti. Bir bakış, bin duyguya bedeldi aslında biliyordu. Bilmediği tek şey kalbini sonsuza kadar aşka kapatmış olup olmadığıydı. Uslanmaz gönül. Yine başına ne iş açmıştı şimdi?

Uk'de (Meçhul Araf)Where stories live. Discover now