15. Bölüm "Hayatımdan 5 Gün"

14K 1.2K 481
                                    

Bölüm Şarkısı: VIXX - Error-Medyadaki piano versiyonu sonlara doğru ideal.

--

Kapıdan çıkar çıkmaz nereye olduğunu bilmeden koşmaya başladım. Hemen arkamdan kendini dışarı atmış olsa da kafenin içinde bulunduğu büyük alanı geçip caddenin kalabalık kaldırımında son hızda devam ettiğim için bana yetişememişti.

Bir bokluk olacağını biliyordum. Rahatsız olacağım bir şeyler sezmiştim ama o piçin Chanyeol'ün elini tutması dışında bir şey olmalıydı. Bu kadarını hayal etmemiştim.

"Baekhyun!"

Arkamdan gelen sesi duysam da koşmaya devam ediyordum. Boğazım acımaya başlamıştı. Bir sürü binayı geride bırakmıştım ve hala sesini duyabileceğim mesafedeydim.

Ben insanların arasından son hızda koşarken son gücüyle durmadan arkamdan bağırıyordu.


"Baekhyun bekle!"


Aramızda yaklaşık yirmi metrelik bir mesafe kaldığında son seslenişini duyup yüzümü ona çevirmiş olsam bile durmayıp caddedeki arabaların önümden çekilmesiyle karşıya attım kendimi.

"Baekhyun dur yalvarırım!"

Ortaya geldiğimde derin bir nefes alıp arabaların yavaşlamasından faydalanmaya karar verdim. En son karşıdan gelen kırmızı otomobilin de geçmesini bekleyip kendimi karşıya attım. Trafik filan umrumda değildi ki zaten sıradaki araba çok uzaktaydı. Yeniden yürümeye başlayıp bakışlarımı ona çevirdiğimde kısacık bir mesafe kaldığını görmüştüm aramızda.


"BAEKHYUN DUR!!"


Duyduğum son şeylerden biri uzaktan gelen sesinden kendi ismimdi. Ve hissettiğim son şey kaburgamdaki baskı ve başımdaki keskin sızıydı. Bir anda bir şeylerin üstünden yere düştüğümü hissetmemin ardından korna sesleri ve çığlıklar arasında asfaltın üstünde kendimi serbest bırakmıştım.






***




"B-baek kımıldıyor!"

"NE?"

"Eline bakın!"

Koltuk gıcırtılarının ardından elimde hissettiğim soğukluk anlayamadığım bir zaman ve mekan kavramı arasında hissettiğim ilk şey olmuştu. Sanırım. Bir de duyduğum sesler vardı. Tam tepemde de bir ışık. Eğer Sehun da ebedi dünyaya benimle gelmiyorsa bu o bahsettikleri tünel olamazdı. Çünkü onun sesini 100 kilometreden bile tanırdım ve dokuz canlıydı o. Ölmeyeceğine göre ışık aydınlatmadan geliyordu.

"Baekhyun! Tanrım şükürler olsun. Beni duyabiliyor musun?"

Evet ama çok yorgunum. Sonra konuşsak? Bekle. Bu Sehun değildi. Anne? Ah onu buraya getiren şey neydi tanrı aşkına?!

"Gözlerini açıyor."

Fena halde bir bitkinlik hissediyordum. Nerdeyim ben? Gözlerimi zorlukla aralamaya çalıştığımda bir çift ıslak göz görmüştüm. Annemdi gerçekten. İyiyim anne!

"S-sehun, hemen doktora haber ver! Baekhyun beni duyabiliyor musun?"

Bulunduğum yeri büyük bir karmaşa sarmış bir kaç dakika içinde beyaz ve mavi önlüklü insanlar beni ellemeye başlamıştı.

Yarım yamalak duyduğum bir kaç cümle şokla gözlerimi sonuna kadar açma isteği doğurmuş olsa da yapamamıştım.

"Geçmiş olsun. Eğer bir kaç gün daha uyanmasaydı çok daha kötü şeylere hazırlıklı olmamız gerekebilirdi."

Channie SaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin