2. Bölüm "Elbette Randevu Değil"

25.4K 1.6K 759
                                    

Bu noktaya nerden geldiğimi bilmiyordum. Kendimi giysilerimi almış banyoda kuru kalan zemin parçasında giyinmeye çalışırken buldum. Valizimden en az buruşmuş parçaları ayıkladım. Dizlerimin biraz üstünde mavi keten bir şort ve beyaz v yaka bir tişört. Oda arkadaşım ben giyinirken çıkmak istemediğinden başka yerde giyinmesi gereken bendim. Bunu neden istediğimden de emin değildim. Sonuç olarak ismini bilmediğim biriyle dondurma yemek için banyoda giyiniyordum.

Teklifini tek seferde reddetmiştim. Sorun dondurma değildi ki zaten dondurma ve diğer tatlıları bir annenin yavrusunu sevdiği gibi severdim. Sadece onunla dondurma yemek için bir sebebim yoktu. Korkunç bir şekilde ona bakarken yakalanmıştım ve bunun için onunla dışarı çıkma borcum filan da olamazdı. Sadece tatlılar dışındaki diğer hassas noktamı bulmuştu. Bunu nasıl yaptığına dair en ufak bir fikrim olmamasını geçiyorum, zira günün ilerleyen saatlerinde amacım zaten bunu öğrenmek olacaktı.

"Kafenin sahibi yakın bir arkadaşım ve dün konuştuğumuzda köpeğinin hastalandığını söyledi. Ben de bir kaç gün içinde veteriner fakültesinden biriyle oda arkadaşı olacağımı ve onu ziyarete gideceğimi haber verdim. İyi yapmış mıyım?"

Söylediği şey tam olarak buydu ve ağzım açık onu dinliyordum. İlk olarak yurda gönderdiğim kayıt formlarındaki fakülteme ait bilgileri öğrenmesi imkansızdı. Sadece Sehun ve diğer bir kaç arkadaşımın yurda yerleştiğimden haberi vardı ki onlardan öğrenmesine de olanak yoktu ve nerden biliyorsun sorularımı da yanıtsız bırakmıştı. Karşımda tüm bilgilerimi ele geçirmiş bir FBI ajanı varmış gibi hissetmeme rağmen o zavallı köpek için gitmeye karar verdim. Henüz profesyonel olmasam da muhtemelen yardım edebileceğim bir şeyler olmalıydı. En azından okula götürebilirdim.

İlk girdiğimde banyo yurt banyosuna benzemiyordu. Beyaz ve metalik fayanslarla kaplı duvarlar ve kapıdan girer girmez karşıda aynı anda 4 kişinin ellerini yıkayabileceği genişlikte bir lavabo tezgahı bir yurt için lüks sayılabilirdi. Tezgahın sağ ve sol üstelerinde düşecekmiş gibi duran diş fırçaları için yapılmış camdan kasemsi şeyler duruyordu. Biri benden önce çoktan kaselerden birinin içine diş fırçası ve diş macununu özenle yerleştirmişti bile.

Şortumun üzerinde son kez elimle düzeltme yapıp çıkmaya karar verdim. Tabi son kez aynaya bakmam da gerekiyordu. Saçlarımın ön kısmını hafif geriye attım. Sanki biraz dağınık duruyordu. Tanrım duşa girmeliydim. Parfümlerim de valizde kalmıştı. En son tüm bunlardan vazgeçip tekrar kapıya yöneldim. Nihayetinde bu bir randevu değildi. Tanrım neler söylüyorum. Tabi ki olamazdı.

Kapıyı açıp odaya girdim. Diğer elimle tekrar kapıyı kapatırken başım eğikti ve fark ettirmeden oda arkadaşımın yerini tespit etmeye çalışıyordum. Odada görünmüyordu ve benden önce çıkmış da olamazdı. Başımı kaldırıp bu kez gerçekten odayı taramaya başladım. İki adım atıp sütunun gerisinde kalan kısmı gördükten sonra bir kaç saniye odadaki yer paylaşımımızı aklımdan geçirme ihtiyacı duydum. Sanırım banyoda fazla uzun kalmış olacaktım ki benden ümidi kesip yatağa uzanmıştı. Benim yatağıma.



"Biraz daha süslenseydin uykuya dalacaktım."

Sağ kolunu yastık olarak kullanmış uzanırken gözlerini açmadan mırıldandı.

Ciddi anlamda yatağımdaki yabancı isimli yapımlar aklıma gelmeye başladı. Ve bu gerçekti. Bir kaç adım atıp aslında süslenmediğim konusunda kendimi savunmalıydım. Biraz aynanın önünde vakit geçirmek bu anlama gelemezdi. Üstelik bir köpek için bu son derece komik olurdu.



"Bir dahaki sefere kendi yatağında beklesen iyi edersin."



Hayır lanet olsun. Cevabı bu olmamalıydı. Bir dahaki sefere mi?! Kendimi saç kıvrımlarıyla oynarken ikinci randevuyu koparmaya çalışan flörtöz kızlar gibi hissediyordum. Lütfen! Lütfen bununla ilgili bir şey söyleme!

Channie SaysHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin