| Bölüm 34 /GÜNAHA YARGIÇ~

7.8K 337 93
                                    


N'habersiniz?

Ben mutlu olmaya çalışıyorum. Çünkü zaman denilen şey oldukça hızlı işliyor hanemize...

Hayat; kısalığını göstererek mizah anlayışını öğretiyor bir nevi,

Bu kısalığı uzatmak elimizde iken sadece siz ve hayallerinize birkaç dakika ayırabilirsiniz. Bu ruhunuzu fazlasıyla doyurup, ömrünüzü rahatlıkla geçirmenizi sağlayacaktır...

Mutlu ve sağlıklı günler dilerim!

__________


Kapının eşiğinde geri çekilip gözlerime kısa süreli bir bakış atarak açık kapıdan çıktığında kapıyı kapattım. Bizim için rutinleşen yolculama merasiminden biri daha bitmişti...

O günün üzerinden bir hafta geçmişti. Ne Murat amcamdan ne de Fırat'tan bir haber yoktu. Olmasını istediğimden değildi. Sadece içimde, her şeyin bittiğine şahit olma isteği vardı.

O gün her şeyi öğrendiğimde gerçekliğini kavramak zor olmuştu.

Cezaevinde iken onu ziyaret etmelerim aklıma gelmişti sonra...

Bana, bize karşı sıraladığı sahtekar sözleri...

Daha fazla Boran'ın yanında duramayıp banyoya ulaştığım gibi içimde ki her şeyi kusmuştum. Bu kadar yalan bünyeme fazla gelmiş gibi hepsini, her bir şeyi boşaltmak ister gibi kusmuştum...

Sonra takatsiz düşen bedenimi kucaklayan Boran'ı ve beni yatağa taşıyışını hayal meyal hatırlıyordum. Sonrası karanlığa boğulmuştu... Sanırım bayılırcasına uyumuştum. Vücudum bu ciğersizliği böyle kabullenmişti.

Titrek bir nefes alıp dayandığım kapıdan ayrılarak salona girdim.

Boran'ın onları öylece göndermesi ilkin saçma ve karşılıksız gelse de aslında onları bizden uzak tutmayı çabaladığını fark etmem uzun sürmemişti. Ona teşekkür borçluydum.

Ona birden fazla teşekkür borçluydum...

İkili koltuğa yönelip Buket ablanın yamacına oturdum. Ahsen anne bu tavrıma gülümsedi. Ona göz kırpıp Buket ablaya biraz daha yaklaştım.

"Yine niye suratın düşmüş annelerin güzeli?" Buket abla üzerinde ki beline tam oturan sarı elbisenin eteklerini çocuk gibi çekiştirdi.

"Sanırım ben kilo alıyorum!" Ağzımın şaşkınlıktan açılmasını önleyerek sordum,

"Bu normal bir şey abla. Hamilesin sen." Elbisenin dizlerinde ki fırfırlı eteğini sertçe itekledi.

"Onu biliyorum! Ama kilo almam için henüz çok erken. Hep sizin yüzünüzden, Her bulduğunuzu 'Hamilesin' deyip ağzıma tıkarsanız bende bir haftada kilo alırım işte..." Kıkırdayıp yanaklarını sıktım.

İki gün önce kontrole gittiğinde doktor henüz üç haftalık olduğunu söylemişti. Bebek küçüktü ama Buket ablanın yüzüne şimdiden renk gelmiş gibiydi.

Saçını kulağının ardına sıkıştırıp karnını gıdıkladım. Yerinde teprenip elime bir tane geçirdi.

"Rahat dur. Az biraz ciddiye alın beni ya!" Gülmemi bastırıp ciddi olmaya çalışarak Ahsen anneye yandan bakış attım.

"Aslında bende bugün alışverişe çıkacaktım. Malum yaz geliyor birkaç parça bir şey alacağım. Sende gelsene?" Mutsuz yüzüyle gözlerime baktığında kahkaha atmamak için yanaklarımın içini dişliyordum!

HÜKMÜBÂHWhere stories live. Discover now