HÜKMÜBÂH

❤️ - ÖZEL BÖLÜM - ❤️

Epeyce uzun süreden sonra, sizinle yine satırlarda buluşmak ne güzel...

Öncelikle bir takım sorunlardan ötüür özel bölüm tarihi fazlaca uzadı. Bunsna dolayı özür dilerim lakin elimde olmayan sebeplerden ötürü olduğunu bilmenizi isterim.
Uzun zaman sonra o soruyu soralım mı?

Nasılsınız bakalım?

Ben ful depo geldim özel bölümümüz için. Hadi bakalım, çok bekletmeden sizleri özlenen çiftimize bırakayım o zaman.

_______☁️_______

(Birkaç yıl sonra...)

Elimde ki kırmızı misket elmadan bir parça daha kesip, kestiğim dilime bıçağı saplayarak yan koltukta oturan Boran'a uzattım.

"Sağ ol hatun." Göz kırpıp elma dilimini tek seferde ağzına attı.

"Oh maşallah Hazal hanım!" Dudağımın ucunu dişleyip Boran'ın kumasına döndüm yavaşça.

"Söyle paşam?" Taha, kıvırdığı burnuyla bir koltukta yayılan Boran'a bir de bana bakış attı.

"Herife elmalar dilimle, bize gelince gel soy kendin ye! Yok öyle dünya. Bana da dilimle çabuk, hemen şuan." demesiyle yanında oturan Ahmet'ten kafasına bir tane tepik yemiş olsa da umursamadı.

"Olum sana ne! Sussana sen, misafirsin şurada." Taha delici bakışlarını haşmetli Boran'ımdan alıp yanında diz dize oturdukları Ahmet'e yöneltmişti bu sefer.

"Sen de misafir olduğumuza inandın yani? Yeme beni Allah aşkına, haftanın dokuz günü burada yatıp kalkıyoruz, gelmiş bana misafir diyor. Küfür gibi lan, sensin misafir."

Elimi ikisinin arasına sokup atışmalarını kestim.

"Bende onu diyorum ya eşek sıpası. Hani sizin bir eviniz var, gitseniz mi artık?" Boran ağzımı açmama fırsat vermeden devam etti. Hayır o kadar yaptığım kaş göz hareketini de umursamıyorum ki.

"Boran!"

"Böyle deyince istek gibi oldu. Gidin evimden ulan!"

"Boran diyorum!" Omuz silkip şişkin göbeğimin üstüne yasladığım meyve tabağını kendi kucağına çekti.

Yan tarafımdan Taha'nın yaralı hayvan gibi ses çıkarmasıyla ikimizde o tarafa yönelmek zorunda kaldık.

"İNCINDIM!" Benle Ahmet kahkaha atarken Boran sert bakışlarla Taha'ya bakıyordu.

"Tiplere bak ya, git evinde incin gevşek herif."

Taha kalbini tutarak yavaşça bacağıma kafasın koyup yatış pozisyonunu almıştı bile.

"Aman dayıcık. Götüreceksin zaten Hazal'ımı yarın kendinle, bırak da bari az göreyim onu."
Yarın sabah erkenden yola koyulacağımız birkaç günlük tatilimizden söz ediyordu. Gerçi Boran ne kadar iş görüşmesi dese de Taha ısrarla tatil lakabını yapıştırmıştı gideceğimiz yere.

Tebessüm ederek elimi yumuşak dalgalı saçları arasına daldırdım.

Boran ağzından sessiz küfürler savurarak Ahmet'e döndü bu sefer. Ahmet, odağın kendisi olduğunu fark ettiğinde kirli sakallarını kaşıyan ellerini teslim olur gibi havaya kaldırdı.

"Ben bu gereksizin kurbanıyım vallahi Boran abi. Bakma öyle, hangi deliğe girse ot mu bok mu demeden beni de peşinden sürüklüyor."

Taha uzandığı yerden öpücük atınca Ahmet birden kucağındaki minderi kafasına fırlatmıştı.