| Bölüm 20 /GÜNEŞİN BUSESİ~

8.1K 331 45
                                    

Merhaba!💦

Ne habersiniz?
Sabırsız günler son buldu ve bölüm geldi.☺️

Size küçük bir duyurum var;

Hükmübâh adına Twitter hesabımız açıldı orada bölümler hakkında alıntılar,resimler ve duyurular paylaşacağım. Oradan takip edebilirseniz sevinirim.

Duyuruyu da okuduğumuza göre hadi bakalım satırlara bulanma vakti :)🎶...

Bu bölüm DÜZENLENDİ.

_____________

"Boran..."

Korku, endişe, ya da hüzün mü derler bu namert şeye?

Ellerimi titreten, dizlerime ağır gelen bu görüntü şimdi dudağımdan çıkan bir kelime, beş harften oluşan cümlemi bile kaldıramıyordu...

Elim kapı kulpundan boşluğa kaydı.
Gözlerim ise boşlukta ki kırıklığa.

Dizlerimi sarsan görüntüye istem dışı biraz daha yaklaştım ve biraz daha yandım.

Adımlarım aramızda iki metre bırakana kadar yaklaşıp titreyerek durdu.
Güçsüz bir yutkunuş genzimi zehir zemberek ederek akarken hâlen gördüğüm şeye inanmak istemiyordum.

Ellerim hızla ağzıma kapanırken hiçbir güç ağzımdan dökülen acı feryadı durduramadı.

"Boran!!"
Bağırdım, gözlerini açması için,
Bağırdım kalkması için,
Bağırdım çünkü gözlerime bulaşan kanı temizlemesi için...

Bacaklarım sanki kutsal emrini almış gibi ilk defa bana itaat etti ve hızla yerde yatan silüetin yanına ilerledi.

Dizlerim soğuk mermerle buluşurken titrek ellerim çekimser ama bir o kadar da cesurca şakaklarına kapanmıştı bile.

"Boran!.."
Göz çukuruma dolup önümü görmemi engelleyen yaşlar bile onun kanlı görüntüsünü silememişti.

Çok uzun olmayan gür, kumral saçları tel tel alnına dökülmüş kanlı görüntüye inat, kıskandıracak bir güzelliğe sahip çıkmıştı.

'saçlarına ölüm güzelliği mi takıldı ruhu kırık adam?"

Başımı hızla iki yana salladım. O ölemezdi...

Çünkü... Çünkü bir neden yok! Ölmemeliydi işte. Beni bulmuşken hayatlarımız buluşmuşken olmazdı...

Hıçkırıklarım soğuk mermerle örtüşüyor Boran'ın kanlı kazağını karışıyordu.

Buğulu gözlerime takılan büyük camda ki silik gölgeyle hızla arkamı döndüm bir yardım umuduyla.

Bakışlarıma yetişemeyen görüntü bir yardım eli değil, ona bunu yapanın fersiz bedeni olduğunu haykırıyordu.

Göz yaşlarım kuruyan yolları tazeliyor, aktığı hiçbir toprağı kurak bırakmıyorken kollarım Boran'a sarıldı, soğuk bedenine dolandı.

Bütün tenimi ürperten görüntü dudaklarımdan taze bir hıçkırık daha kaçırdı. Kollarımı biraz daha sıkıp başımı kalp atışlarını duyma umuduyla göğsüne yasladım.

Hiç olmadığı kadar soğuktu...
Hiç beklemediğim kadar cansız!

"E- Emre..." Titreyen ellerimi bu kez inanmak istemiyor gibi kanın bulaşmış olduğu boğazlı kazağını sıyırdı.

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin