| Bölüm 2 /KARAR~

17K 603 55
                                    

Güzel okumalar ...

(Bu bölüm DÜZENLENDİ)

_____✨_____

Sabah üzerime en rahatından salaş, yarım kollu tişört ile kaprimi giyinip kahvaltıya indim. Babam gazeteye göz gezdirirken arada bir de başını kaldırıp annemle sohbet ediyor konuşmasına eşlik ediyordu, masanın diğer tarafına gözüm kaydığında yengemle abimin kendi aralarında kıkır kıkır bir şeyler konuştuklarını gördüğüm an yanlarında bittim.

"Aaa, yeter ama yeni evli de değilsiniz! Ayıp ayıp abi az rahat bırak yengemi."

Abim anında başını yengemden bana doğru çevirirken yengem de kızarık yüzüyle bana tip tip bakıyordu. Bakma bana öyle Züliş, sizi kızdırmak fazla eğlenceli. Üzgünüm...

"Kızım sen bela mısın ya sabah sabah. Kusura bakma valla sana danışmayı unuttuk, hey Allahım ya!"

Abimin çemkirmesiyle Züliş'e yardım bakışlarımı yolladım ama sadece omuz silkerek beni yalnızlığa terk etti hanımefendi!!

Tek kaldığımı anlayınca hemen olayı toplayıp tabiri caizse U dönüşü yaptım.

"Aman ya ne kızıyorsun abi, al karını demedim bir şey." Abim tam ağzını açtığında içeri dedem girince günümün çok şanslı başladığına kanaat getirdim.

"Neyse hadi afiyet olsun çifte kumrularım benim!" Züliş'e sonra görüşeceğiz bakışları atıp abime konuşma fırsatı sunmadan direkt kendi sandalyeme oturdum.

"Afiyet olsun." diyerek kahvaltıyı başlatan dedemin ardından herkes karnını doyurmaya başladı.

Yeteri kadar doyduğumu hissettiğimde tam masadan kalkacak iken dedemin sesini duydum
"Hazal kızım bir kahve yap da, yanıma terasa gel hele." Anneme sorgulayarak baktığımda gözlerini kaçırmıştı.

Kaşlarım çatıldı. Bir sorun olduğunu sezmiştim zaten...

Dedemin hala benden cevap beklediğini anladığımda gözlerimi annemden alıp durgunca başımı salladım.
"Tamam dede, geliyorum." Cevabını aldığında terasa yönelirken bende mutfağın yolunu tuttum.

Öğrenelim bakalım neydi bu annemin dahi benden gözlerini kaçırmasını sağlayacak mesele...

:::

"Kızım, şimdi sana söyleyeceklerimi iyi dinle."

Elimdeki dumanı üstünde kahveden başımı kaldırıp sorgulayan bakışlarımı Azat ağaya çevirdim.

"Dün Soykanlardan haber getirdiler."

Yavaşça kahvesinden bir yudum alıp devam etti.

"Seni ortanca oğulları Boran Ağaya istiyorlar."
Boran Ağa... Zihnim bu tanıdık ismi bir yapboz parçası gibi uygun alana oturtmaya çalışıyordu.

"Boran, Buket ablanın kardeşi Boran mı?" Biten kahve bardağını masaya bırakıp oturduğu yerde dikleşti.

"Doğru, ta kendisidir." Buket ablayı çok severdim.
Neredeyse birlikte büyümüştük. 

Konakları bizimkine oldukça yakın olduğundan, küçükken oyunlar oynar havuza berber giderdik hatta bazen de birbirimizde yatıya kalıyorduk ama bu yıl liseyi bitirdiğimden beri              -yaklaşık 4-5 aydır- yüz yüze hiç görüşememiştik.

Mazinin hatıralarından Azat Ağa'nın sesi beni çekip çıkardı.

"Boran okulunu bitirip ailesinin başına geldi. Biliyorsun abisi 2 yıl önce kalp krizinden öldü, bütün Soykanların başına ileride Boran geçecek. Yaşı da gelmiş, Osman Ağa haber yolladı.
Senin için..." 

HÜKMÜBÂHHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin