Bölüm 28

8.5K 571 218
                                    

"Affetmeyecek Selda, bu defa beni affetmeyecek.... Ben çok ağır konuştum hak etmemişti. O bile yapmış olsa hamile olduğunu aklımdan çıkarmamam gerekirdi."

"Yalnızca sen mi ağır konuştun, kızı yalnızca birkaç gündür tanımama rağmen onu kesin dille suçladım. Bana yazıklar olsun, oysa beni sevmişti, bana samimi davranıyordu."

"Oturup iyi olduklarına sevinmek yerine affetme derdine düşmüşsünüz Ateş, haklı değil miyim? Ateş!"

Hı, dediğimde kapıdan gözlerimi alarak sürekli konuşup duran üçlüye bakmıştım. Büşra burnunu çekiştirerek iyi misin diye sordu? Hiç iyi değildm karımı görene kadar da iyi olmayacaktım. Başımı olumsuz anlamda sallayarak terkar boş gözlerle kapiya baktım. Selda normal odaya alındığı andan itibaren boş gözlerle içerden hemşirenin çıkmasını bekliyordum.

"Ateş sence ailesine mi haber versek?" Selim'in sorusuyla ona baktim. Onlar zaten bana sinirliydi, üstüne üstelik kızlarını bu halde görürlerse karımı elimden almaya çalışırlardı.

"Olmaz, ikisi de yaşlı başlı insanlar şimdi ararsak telesa kapılırlar buna gerek yok." Senin ailen dediğinde ise babamın çenesini dinlemek istememiştim. "Selim illa başımızda birileri olmak zorunda  mı, ben karımla tek başıma ilgilenirim." Ona çıkışırken içerden hemşire çıktı.

"Hastamız kendine geldi mi?"

"Hanımefendi kedine geldi fakat yeniden uyudu."derken içeriye girmek istedim fakat önüme geçerek bana mani oldu. "Beyefendi hastamız kesin dille içeriye hiçkimsenin alınmamasını söyledi. Kendilerini dinlemek istiyor, sizde lütfen içeriye girip rahatsız etmeyin."

Bir adım gerilerken gözüm Okan'a denk düştü. Demek kımseyi görmek istemiyordu. Büşra ağlarken dişlerimi sıktım. Oysa ben yukardan hizmetliyi itekledigini görmüştüm. Sırf  öyle gördüğümü sanarak canını yakmıştım. Belki kadın gerçekleri anlatmasaa aslında beni tutmaya çalışıyor demesw belki de ona hiç inanmayacaktım. Hatta sinirim geçene kadar da yukarıya çıkmaya tenezzül etmeyecekrim.

"Siz gidin ben buradayım." Onlara gitmelerini söylerek  odaya girip kapıyı kilitledim. Kapının kilidininden ellerimi çekerek arkamı döndüm.

Uyuyordu. Oysa bir an içeriye girmeleyelim diye uyuduğunu söylettiğini sanmıştım. Meğerki ona karşı ne çok önyargım varmış... Yanına adım adım yaklaşarak yüzüne derinlemesine baktım.

Karıma bildiğin iftira atmıştım. Sen ittin gördüm demiştim. Nasıl bir gaflete düşmüştüm. Herkes onun hamile olduğunu unutabilirdi ama ben unutmamalıydım. Her ne kötülük yaparsa yapsın iyisiyle kötüsüyle yanında olmam gerekiyordu. Elim gözlerime gitiginde bu yaşlarda neyin nesi demiştim. Bugün iki defa gözlerim dolmuştu.

Biri karımın elindeki kanı gösterip düşmesiyle diğeriyse şimdiydi. Aklıma yine o anlar gelince ellerimi yumruk yapıp sıktım. Oysa ona kötü sözler söylerken ağlıyordu, yüreğimde merhamet oluşmalıydı olmadi. Yalnızca Kübra gerçekleri anlatınca gözümdeki perde kalkmıştı.

Peşi sıra koşsamda çok geçti. Kapıyı kilitlemiş içerden de en ufak dahi ses vermemişti. Ilk birlikte olduğumuz anı hatırlayınca aklıma sabah olanlar gelmiş yine aynı şeyi yaşayacağım diye aklım çıkmıştı. Sırf aynı şeyleri yaşamamak için pencereden yan bolkona nasıl geçtiğimi bilememiştim.

Uzanıp karımın elinden tuttum. Deli gibi pencereye vururken bir anda kalkıp iki büklüm olmuştu. Yüzündeki acıyı görsem de hareket etme demek yerine pencereyi aç demiştim. Bir güç ayağa kalkıp can havliyle dizlerinin üstüne düşmesi var ya beynimden kızgın oklar geçmişti...Elim ayağım titreyince resmen gözüm dönmüştü.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin