İnsanın kalbinin kabullenmeyi reddettiği şeyleri beyninin bilebilmesi tuhaftı.
Ayfer Vardar - Gide gide bir söğüde dayandım
《》
"Kızıl lütfen artık kabul et. Görmüyor musun ona ulaşmanın senden başka yolu yok."
Neden anlamak istemiyordu. Bana yardım etmezse ona kısa yoldan ulaşamayacaktım. Büşra gözlerini devirerek bir kez daha bana baktı. Neden yapmıyordu onu hiç anlamıyordum. Altı üstü birini ekleyecek bende kısa yoldan arzuma kavuşacaktım.
"Selda artık ısrar edip durma. Ben kimseyi ekleyemem. Adam sormaz mı ne demeye ekledin brn nr diyeceğim. Arkadaşım eski sevgilisinden intikam almak istiyorda bula yola başvuruduk mı?"
"Birincisi Kızıl, Can benim eski sevgilim falan değil. Sende biliyorsun ki tam sevgili olacağımız sırada kendine başka bir kız bulup beni yarı yolda bıraktı."
"Of Selda of! Yemin ediyorum sana illallah ettirdin. Ben bunu yapamam. Şu kankana söyle o yapsın beni bu işlere bulaştırma."
"Kızıl bu şehirde tek arkadaşım sensin başka şehirde arkadaşlarım işe yaramaz. Lütfen bak sen benden daha realistsin bense daha romantik ne var şu gariban arkadaşının işine el atsan."
"Biraz daha çabalarsan küçük Emrah gibi olacaksin..." Büşra'ya göz kırptığım da kucağıma telefonumu bırakıp iç çekti. "Yemin ediyorum sırf beynimi yemirmekten vazgeç diye yapacağım." Kabul etmiş miydi? Kabul mu diye sordum. "Verdik işte telefonu ne yapacaksan yapta şu işkencen bitsin." Cansın diyerek yanaklarından öptüm.
Telefonun tuş kilidini açarak dudağımı dişledim. Yakında güzel şeyler olacaktı. "Bak şimdi sana ekleyeceğimiz çocuğun adi Okan Acar, kendine ait lokantası var. Üstelik Izmir'in en işlek caddesinin üstünde bir bakarsın kalbi sana kayar." Istek gönderip telefonu tekrar verdim. "Buradaki tek amacımız Okan'dan Ateş'e ulaşmak."
Büşra cümleme devem ederek "Sen Ateş'e ulaşınca arkadaş olacak sonra sa fabrikasına bir şekilde girerek onu Can'in gözüne sokacaksın." Demiş benimse anında yüzüm düşmüştü. Ayağa kalkarak kahve demiştim. Eğer Büşra'ya gerçek planlarımi söyleseydim. Katiyen bana yardımcı olmazdi. En yakın arkadaşımı bu işlere alet etmek istemesem de buna mecburdum.
O... O adamın canını yakmadan bana huzur yoktu. Onu tüm dünyaya rezil etmedikten sonra bana gün yüzü yoktu. Kahveyi yaparken gözlerim dolsa da yine deliliğe vurarak gülümsemeye çalıştim. "Kabul etti. Selda buraya gel." Işte bu, azmin sonu zafer! Kahveyi bıraktığım gibi yanina oturdum. Elime telefonu verdiğinde bütün bildirimlere göz gezdirdim. Bildirimlerim çoğunda Ateş'in yalnızca adı vardı. Eğer Ateş Bey herhangi bir sosyal ağ kullansaydi asla arkadaşımı bu işe bulaştırmazdim.
Saçmalama ona yaklaşmak için her türlü Büşra'ya ihtiyacım vardı. "Süper geriye hamle yapmak kaldı. Hazırlan akşam yemeğe gidiyoruz." Büşra yine kabul etmeyince altından gitip üstünden çıkarak onu ikna etmiştim.
Çıkmak için tam hazırken Büşra yine pes ederek oturdu. Bende yanına oturduğum da dudak büzdüm. Ben intikama giden yola hiç bu kadar yaklaşmamıştim. "Büşra neden hemen pes ediyorsun? Bence senin fotoğrafını beğendi. Beğenmese istediğini kabul edip seni takip eder miydi?"
"Kızım iyi misin, o kim biz kim? Lokantasına gittiğimizde bize bakacak mı sanıyorsun? Diyelim ki baktı arkadaş olduk ya sonrası... Senin niyetini öğrenirlerse rezil rüsva olmaz mıyız?"
"Neden çekiniyorsun Büşra altı üstü gidip yemek yiyeceğiz. Hem korkma asla niyetimi öğrenmeycekler..." Büşra ikna olduğunda tospişine binerek yola koyulduk. Bende yol boyunca planlar yaptım. Bugün olmasa da bir gün onunla karşılaştık ve o gün elimden kolayca kurtulamayacakti. Elim kardeşimin kolyesine gitti.
Yattığın yerde rahat uyu kardeşim, intikamını elbet birgün alacağım.
Mekana geldiğimizde berbarce içeriye girdik. Büşra her an vazgeçecek gibi olsa da bu yoldan dönüş olmadığını söylemiştim. Garsonlar bize yer gösterdiğinde pencere kenarına oturduk. Büşra'ya siparişlerimiz geldikten sonra yer bildirimini yap demiştim. Bu defa söylediğimi ikiletmeden yapmıştı. Yemeğimiz bittiğinde umudumuz kesilmişti ki mesaj geldi.
"Sakin ol Kızıl, heyecan yapma normal davran eğer buradaysa kameralardan bizi görebilir." Tamam, dediğinde mesajına karşılık verdi.
"Selda, burada olmadığını yakınlarda olsaydı gelebileceğini yazmış, ne cevap verelim?"
"Şey yaz bir dahaki sefere falan de." Başını olumlu anlamda salladı. "Yarın diyor, yarın bir kahveye ne dersin diyor. Selda ben bu kadarını beklemiyordum. Bence ya sürekli müşteri kazanma derinde ya da gerçekten beni beğendi."
"Kızıl güzelliğinin bir farkına varsan çok can yakarsinda dünya umrunda değil."
"Ne yalan söyleyeyim heyecanlandım."
"Tamam, burdaki işimiz bitti kalkalım konuşmaya evde devam edersin." Tamam, dediğinde mekandan çıktık. Bundan sonrası Büşra'ya aitti. "Arabayı sen kullan ben konuşacağım." Bak sen istemem yan cebime koy. Haline gülerek arabaya binerek çalıştım.
Işte şimdi başlıyoruz....
Ve evet, yeni bir hikayemle daha başbaşayız... Amacım bilindik hikâyelerimle kelime oyunları yaparak heycanınıza heyecan katmak...
Neden düzenleme diyenlere cevaplarını okuyucularımin vermesini istiyorum. YARA İŹİ - KÜÇÜĞÜM - KIZIL - AHMAK KOCAM VE SONUM'u okuyan tatlı okuyucular. Bilmeyenler için HIKAYE GÜNCELLEMESI YAPMADIGIMI yeniden (genel kurguya dokunmadan) yazıyorum.
Bu pasajın altına SELDA ismini sevip sevmediğinizi yazın.
Evet, yeni kurguma hazır mısınız?
Intikam Ateşinde yanmaya geliyoruz....
《》
Çıktığım
her yerin kapısını
sert kapatmamla tanınırken,
senin kapın çarpmasın diye arasına elimi koydum...Şiirler, Cahit Zarifoğlu
♥♡♥
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git
Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬
Teen Fiction# 1 - gençkurgu © © Tüm hakları saklıdır İntikam ateşi yalnızca erkekleri mi yakar? Peki ya bir kadın intakam ateşiyle yanıp tutuşursa neler olur tahmin edebiliyor musunuz? Basit bir kızın çok sıradan hikâyesi. Çünkü o ne çok güzeldi ne çok zek...