Veryansın

42.6K 2.1K 195
                                    

Sana dair hiçbir şey bana hak değil.

 "Sana inanmakta her geçen  gün biraz daha zorlanıyorum." Hayat  acımasızsa benim bunda nasıl  bir suçum  olabilir. Büşra konuşmaya devam ederken  bende çantami son bir kez daha kontrol ettim. "Ben kime diyorum Selda, ailen öğrenirse  ne yapacaksın?"Sorusuyla birlikte başımı kaldırıp yüzüne  baktım.

"Asla öğrenmeyecekler..."derken  nasıl  gibisinden  bakmış  bende son anda aklımı başıma  toplamıştım. "Büşra  neden sürekli üstüme  geliyorsun? Sana olanları  anlattım  Ateş,  ailemle de tanışacak o zamana kadar lütfen  ağzından bir şey  kaçırma." Umarım  bir hata yapıp  aileme bir şey söylemezdi.

"Sen bütün  olanlara  inanabiliyor musun  bu adam kaç  haftadır  hayatında da bugün  ailesiyle görüşmeye gidiyorsun" Bu tarz  sorulardan yılmıştım. Bende biliyorum olmayacağını  zaten de olmayacaktı.

"Lütfen Büşra her şey zaten zorken sende işimi biraz daha zorlaştırma."

"Iş mi? Tebrik ederim valla evliliği  is olarak görüyorsun." Ateş  aradığında gitmem gerekiyor diyerek evden kendimi zor atmıştım. Evde anneye ne gerek var zaten Büşra  annelik görevini yerine getiriyordu. Aşağı inip beni bekleyen arabaya bindiğimde Ateş bir sorun mu var diye sordu.

Şu adamı bir gün boğup öldürecektim. Sürekli  ne oldu demesinden gına gelmişti. Erkeğin ilgili olması da adamı verem etme noktasına götüryordu. "Sorun sensin anladın mı? Sorun baştan sona sensin bir daha bana ne nasılsın diye sor ne de ne oldu diye. Hatta sen benimle konuşma bile." Of ya bir gün orta yerimden çatlayip ölecektim.

Sinirle emniyet kemerimi bağlayarak  dişlerimi sıktım.  "Hadisene gitmiyor muyuz?" Ona baktığımda  sinirle bir şeyler homurdanıp arabayi çalıştırdı. Üstündeki takıma bakılacak olursa gece için fazlasıyla özenmişti. Kendi elbiseme baktığımda ondan farkim yoktu.

Tekrar ona baktığımda direksiyonu tutan ellerinin kasıldığını fark ettim. Kesin içinden beddua ediyordu. Ben lanet kıza nerden rastladım falan diyordu.  "Içinden az beddua  et karnımda senin çocuğunu taşıyorum. Bana bir şey olursa kafanı çok taşlara vurursun." Bana baktığında  sussam iyi olacak diye düşündüm.

Epey yol kat ettiğimizde dayanamayarak yeniden konuştum.  "Hiç değilse  bana biraz aileni anlat.  Anne ve babanın isimleri ne mesela... Anlat ki gerçekten sevgili olduğumuz izlenime kapılsınlar değil mi?"

"Sen konusmadığın sürece  bizi sevgili zannedeceklerdir." Konuştu  balkabağı... "Babamın adi Dinçer  annemin adi ise Naime.... Annem ev hanımı babamsa emeklidir. Yalnızca babamın şakacı anneminse detayci olduğunu bil yeterli."

"Ailen senin gibi yüksekten her an dövecekmiş gibi konuşmuyorlarsa inan onlarla çok iyi anlaşırım." Ya sabır dediğinde benimle bir daha diyaloga girmedi. Evine geldiğimizdeyse arabadan inerek bana elini uzattı. Neymiş o el hiç ayrılmayacakmış.

Kapı açıldığında hizmetli hoş geldiniz diyerek içeriye almıştı. Salonda annesi  ve babası ayakta bekliyordu. Ilk babasına gittiğimde elinden öptüm.  Annesi ise izin vermeyerek bana sarılıp öyle öpmüştü.

"Naime sana ne söyledim. Oğlumuz yıllar  sonra evimize bir kız getiyorsa kesin dünya güzelidir dememiş miydim?" Sözleri hoşuma gittiğinde gülümseyerek teşekkür ettim.

"Haklısın Dinçer kızımız pek bir güzel... Ateş  bu kızı elinden kaçırırsan sana telefon rehberimden kız bulurum haberin olsun."

"Annecim rehberinde zelere geldik diye biliyordum. Umarım başa sarmasın."dediğinde elimi bırakmayan adama baktım.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin