Bölüm 16

9.7K 595 151
                                    

"Hadi ama Anne şu direksiyona yapışma. Kedini  rahat bırakmasan hiçbir yol kat edemezsin."

Direksiyona öyle  çok  yapışıyordu, gören sanki direksiyon  aşığı da ondan ayrılamıyor diye düşünüyordu. Annem gözünü  ayırmadan yola bakarken  bir yandanda bana cevap veriyordu.

"Aynı baban gibisin o da aynısını yapıyor. Beni  telaşa sokarsan araba kullanmayı  nasıl  öğrenebilirim.."

Bir kez dada iç  çekerek  elimi başa  vurdum. Allah hocalara sabır versin iyi sabrediyorlardı. Ve galiba annem şansa ehliyet almıştı.  Annemin  ay ay diye  bağırmasıyla öne  savruldu. Neye uğradığımı anlayamasam da bir şeye çarptığımıza emindim.

Annem  çarpım diyerek ağıt  yakmaya başlarken saniyeler içinde  ön tarafa baktım. Herhangi bir şeye  çarpmadıysak neye kime çarpmıştık. Öyle  ki saliseler içinde arabadan  fırlayarak  neye çarptığımıza baktım. Ben bir hayvan beklerken yerde boylu boyuna bir kız yatıyordu.

Dizlerimin üstüne  çökerek  kızın yüzünü avuçladım. Elim al kan içinde kalırken  kız  nefes  almıyor  gibiydi.  Başımı kaldırıp etrafa baktım. Burası işlek bir yer değildim, tam aksine  Izmir'in en sakin piknik alanlarında  biriydi.

Kızın  nabzını kontrol  ettiğim gibi kucağıma  aldım. Güç  bela arka koltuğa  yatırdığımda kapıyı kapatarak şok geçiren  annemin ellerinden  tuttum. "Anne... Anne kendine gel." Annem  şokla titrerken ona kenara  kayması için sesimi yükselttim.

Annem emniyet kemerini çözüp kenara  kaydığında  hiç durmadan titriyordu.  Arabaya binip gaza bastığımda birkaç  defa arkama bakarak anneme seslendim.

"Anne... Anne sakın ola ifadende arabayı seni kullandığını söyleme,"

"Ifade ne ifadesi ben bir şey yapmadım ki kız bir anda önüme fırladı. Kız  önüme fırladı ben bir şey yapmadım ki..." Annem  arkasina baktığında ne yapıyorsun diye sordum,  annem arkaya güç  bela geçtiğinde  şalıyla birlikte kızın yaralarını sarmaya çalıştı.

"Anne son kez söylüyorum, polis ifademizi alırken katiyen arabayi kullandığını söylemeyeceksin."

****

"Oğlum kime diyorum."

Düşüncelerimden sıyrıldığımda annem bana biraz daha yaklaştı, "Oğlum sence bir şeyler  anlamış mıdır?" Ne diyeceksen etrafıma baktım. Babam dahi olayı  bilmezken başkalarının öğrenmesine göz  yumamazdım. Annemin kronik rahatsızlıkları vardı. Eğer ki dört duvar arasina  girerse orada çok  uzun süre yaşayamazdı.

"Anne sürekli  bunu düşünürsen elbet birgün anlar. Lütfen geçmişi unut."

"Nasıl unuturum oğlum, genç  bir kızın ölümüne sebep oldum... Izin ver polislere  her şeyi  anlatayım. Böylelikle karında  sana olan düşmanlığını keser."

"Selda  mı? Güldürme beni anne o kız bu defa da katilin  oğlu diyerek  bana hayatı  zindan eder. Bırak  her şey olacağına varsın."

"Gönlüm hiç rahat değil, bu vicdan azabı  beni öldürecek."

Annemin ellerinden  öperek geç oldu demiştim. Annem de konuyu kapatmak istediğmi anlayinca karın süt götür demişti. Haklıydı, o kendine bakmazken benim onunla ilgilenmem gerekiyordu.  Mutfağa  geçip  süt ısıttiktan sonra ışığı kapatarak  odaya çıktım.

Beni gören Selda, tamam anne sonra görüşürüz diyerek telefonu kapatti. Bende yanına giderek sütü  uzattım. "Iştemez kendin iç." Ona zehir uzattığımı falan mı sanıyordu.

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin