Bölüm 22

8.9K 567 151
                                    

Hadi ama en azından bugün  yapma... "Seni satacağim bir kez daha beni yarı yolda bıraktığın için satacağım." Oflayarak külüstür arabamdan indim. Büşra  bunu satıp  yenisini alman şart  oldu.

"Taksi!" Elimi kaldırdığımda çantamı unuttuğumu anlayıp  bir saniye dedim. Arabadan çantamı alıp  taksiye geri döndüğümde  benim durdurduğum taksiye başka bir adam bindi

"Siz ne yaptığınızı sanıyorsunuz bu taksiyi ben çevirdim." Şoför de adam baktığında  ona inat hemen yanına bindim. "Hemen arabadan inin bu taksiyi ben durdurdum. Kendinize başka bir taksi bulun."

"Siz çevirsenizde ilk ben bindim. Oyalanmak yerine acele etseydiniz." Pişkine bak dediğimde  şoför  nereye gideceğimizi sordu.  Aynı anda aynı yeri söyleyince kapıyı  hızla çektim.

"Bu arabadan inmeyeceğim. Böyle yaparak  haklarımı yiyemezsin."

"Bende inmeyeceğime göre  gidebiliriz."Şoför  onayı  alınca  arabayı çalıştırdı. Bende sinirle başımı çevirip  arabama baktım.  Hain araba, seni bu defa kesin kes satacağım. Yol boyunca  yanımdaki  adam telefonuyla uğraştırdı durdu. Bende kulağıma kulaklık takarak yol boyunca  müzik dinledim.

Yarım  saat gibi  bir süre  sonra ikimizde  aynı anda musait bir yerde demiştik. O bana bakip gülse de ben yalnızca  kaşlarimi çattim. Taksimetredeki tutarı ödeyerek  hemen arabadan inmiştim. Elime  telefonu alarak adresi kontrol ettim.

"Pardon bir saniye bakar mısınız?" Kim o diye arkama baktığımda  yine  o adamdı. Ne var gibisinden baktığımda yanıma yaklaşıp elini uzatti. "Güzel  bir karşılaşma olmadı bu yüzden  baştan başlayalım m? Ben..."

"Büşra... Bir sorun mu var?" Okan! Onun burada ne işi vardı. Bugün  kesin dille gelmeyeceğini söylememiş miydi?Ben ona ağzı açık vaziyette  bakarken yanıma  gelip  o adama baktı.

"Bir sorun yok, beyefendi  bir adres soruyordu. Bende bilmediğimi söylecektim ki sen geldin."

"Duydun bilmiyormuş kaybol yoksa  bir de benden mi, duymak istersin." Adama kaşımı  kaldırirken iyi akşamlar  diyerek yanımızdan ayrıldı. O gidince Okan'a bakmıştım ki sağ kaşıni kaldırıp üstten bir bakış atmıştı.  Ben ağzımi açmadan yürüyünce bende onu takip etmiştim.

Önden  önden gidereken Selda'ları görmemle  durup  onları bekledim. Selda  kendinden emin biraz da umursamaz tavirla yürüyordu. Şu  Ateş'in ona yandan bakışlar atması  ise hoşuma gitti. Yanima gelince küçük bir kucaklaşmayla merhaba dedim.

"Ben sizi bekliyorum siz kapıda  toplantı mı yapıyorsunuz hadi içeriye  gelin." Selim'in sesiyle  gece başlamıştı. Ateş bizimkinin belinden  tutarak içeriye  doğru öyle yürüdüler. Ben geri de onlara bakarken Okan'da olduğu yerden beni kesiyordu.

"Büşra davetiye mi bekliyorsun?" Geliyorum dediğimde  Selda eli ağzında benden tarafa hızla  yürümeye başladı. Ben ne olduğunu  anlamazken üç  erkekte  arkasindan bakıyordu. Selda dediğimde  bir eliylede ağzını tutup ben oraya girmem dedi.

"Sevgilim neyin var." Ateş karısının yanina geldiğinde Selda ona dönerek  "Ateş ben oraya girmem buram buram balık kokuyor."demiş  Selim de gülmüştü.

"Işte bende tam bu yüzden  sormuştum. Benim  ablamda yeğenime hamileyken balık  kokusuna gelmezdi. Galiba  hamilelik döneminde kadınların burmu hassas oluyor." Bu adam her şeyi bilmek zorunda mıydı?

"Beyler o zaman  içeriye hiç  girmeyelim. Hatta biz planınızıda bozmayalim siz içeriye  girin biz başka  bir mekana gider."

"Olur mu öyle şey oğlum,  burası  babamın yeri mi? Biz bu gece eğlenmeye çıktık.  Bu cadde  üstünde pek çok  mekan  var gireriz  birine bakarız keyfimize."

İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin