"Şükür kavuşturana..."derken benimde gözlerimin içi gülüyordu.

"Selim beni arabama kadar bırakır mısın?" Selim olur dediğinde elimde sıktığım ceketini Okan'a uzattim. O da üstüne geçirerek gidelim demişti.  Arabanın arkasına bindiğimde Okan da ön tarafa binmişti.  Araba hareket ederken ellerimi birleştirip sıktım.

Ağlama... Ağlama, derken  ağzımdan küçük bir hıçkırık çıkmıştı. Ikisi de aynı anda arkasina baktığında başımı çevirip dışarıya baktım. Nedep aptal gibi ağlıyordum ki adam seni hayatında istemiyor işte.  Elimin tersiyle burnumu silerken Okan arkasını dönmeden peçete uzattı.

"Lan oğlum böyle güzel seven kızlar nerden buluyorsun? Söyleyin bende bulacağım."

"Kes sesini Selim, sinirimi senden çıkarmak istemiyorum." Selim sustum derken arkasından ona baktim. Buradan bile yay gibi gerildiğini hissedebiliyordum.

Kısa süren yolculuktan sonra Selim arabayi kenara çekince Okan hızla arabadan inerek kapıyı çarptı. "Bu adama kafayı yedirmişsin..." Ona cevap veremeden Okan kapımı açarak kolumdan tutup in, dedi. Bende onu zorlamadan aşağıya indim. Kapıyı kapatıp cama vurduğunda Selim kornaya basarak gitmişti. Okan da kolumu bırakmadan arabasına bindirdi.

Ben yemin mi etmiştim? Okan arabaya binip çalıştırdığında ona bakmaya korkuyordum. Kısa bir yolculuktan  sonra elini  direksiyona  vurunca yerimden sıçradım.

"Sana git demedim mi neden söz dinlemiyorsun? Neden söyle neden?"

"Seni seviyorum tamam mı, seni seviyorum. Sevdiğim  adam benim yüzümden  oradayken  onu bırakıp  hiçbir yere gitmem. Sen kızsanda sövsende gitmem."

Nefes nefese ona baktığımda o da bir an için bakıp tekrar önüne döndü. Bende önüme  bakarak dudaklarımı mühürledim. Bundan sonra  ona tek bir laf dahi etmeyecektim. Eve geldiğimizdeyse arabasını tam benim arabamın arkasina park etti. Sesimi çıkarmadan  emniyet kemerimi çözüp ineceğim sırada  kolumdan  tutup beni kendine çevirdi. Ne olduğunu anlamazken  elleri yüzümü bulunca öpmeye başlamıştı.

Birkaç saniyelik bocalamadan sonra ellerimi göğsüne götürerek  özlemle karşılık verdim. Yine  göz yaşlarım akıncı ıslaklıfi fark edip durdu. Öylesine  dururken nefesim düzene girmişti. Uzanıp göz yaşlarımdan öpünce  "Bir daha o kadar kısa giyersen bacaklarını kırarım." Demiş bende gülsem mi ağlasam mı bilememiştim.

"Şey... Aç olmasın sana kahvaltı hazırlamamı ister misin?"

Yine  dudağıma öpücük bıraktığinda "Geceyi yalnızca bir kahveyle geçirdim."demişti. Bende gülümseyerek onunla birlikte arabadan indim. Okan arabayı dolaşıp yanıma geldiğinde elini bana uzattı. Bende sevinçle elini tutmuştum.  Elime  mini bir öpücük bıraktıktan sonra beraber eve çıktık.

"Sen biraz uzan ben üstümü değiştirip hemen geliyorum." Okan salona geçerken  bende odama geçip alelacele üstümü değiştirdim. Tekrar  salona geldiğimde  Okan uzanıyordu. Elimden geldiği kadar güzel bir kahvaltı hazırlayıp  ona döndüm.

Okan dediğim sırada uyuyordu. Yanina giderek eğilip  yüzünden öptüm. Dün gece hiç uymadığını  düşünürsek uyandırmam hiç adil olmazdı.  Bunun yerine  bulduğum  boşluğa kıvırıldim. Okan arkamdan sıkıca sarıldığında dudaklarını saçlarıma bastırdı.

Onunla birlikte huzur içinde uyudum. Rüyamın en güzel yerinde telefon çalmaya başladı. Okan uykulu şekilde efendim derken bende tamamen ona döndüm. "Evet, evine ben bıraktım... Nerden bileyim oğlum evinde uyuyordur... Tamam, sonra sen ararım." Telefonu kapatınca  beklentiyle ona baktim. "Ateş aradı Selda sana ulaşamamış bende evinde uyuyor olabileceğini söyledim."

"Ben şuan nerdeyim Okan?"

"Yüreğim de..."

"Sen çok tatlısın ama Selda hamile zor bir süreç  geçiriyor. Birde sen yetmezmiş gib onu meraklandiriyorsun?" Kollarından çıkacağım sırada beni bırakmayarak yeniden öptü.

"Onun ve saçma  entirikalarının yüzünden sevdiğim kadından ayrıldım. O da yetmezmiş gibi  ne ailenle  tanışabildin ne de planladığımız gibi söz  kesebildik. Bırak biraz burnu sürtsün."

"Bütün negatiflikleri neden kızın üstüne  yıkıyorsun  ki o ve saçma planları  olmasaydı şuan kollarının arasinda olmazdım."

"Orası öyle ama ben Ateş  kadar vicdanlı bir adam değilim. Bırak  bizi bir süre daha ayrı bilsin. Belki bir dahaki sefere çok düşünüp öyle planlar yapar."

"Sen ciddi misin?"

"Evet, sevgilim  sende ciddi ol ve ona hiçbir şey  söyleme. Inan bana bir  süre  oyun oynamak  çok eğlenceli olacak."

"Dikkat etde  Selda'nın  gazabına uğrama. Arkadaşım diye demiyorum şu  sıralar tilkileriyle çok iyi anlaşiyor."

"Selda mı? Sen de o da Ateş'in  tersine hiç denk gelmediniz ben Ateş'ten korkarim. Bence  sende arkadaşını uyar Ateş'in diger yüzüyle karşılaşmak istemez."

"Ateş mi? O gerçekten mükemmel bir eş..." Ya dediğinde  sağ elimi yüzüne koyarak "O adamı tanımıyorum, nasıl olupta  bana musallat olduğunu da bilmiyorum, dün gece için gerçekten üzgünüm."

"Şu tatlı öpüşüne bir düzine  daha adam dövebilirim."

'Seni seviyorum..."

"Inan bana ben seni daha çok seviyorum."

"Işığı görüyor musun?"
"Şu kaybolmayan ışığı mı?"
"Evet!.. Tıpkı kalbimdeki sen gibi..."

Katre-i Matem, İskender Pala








İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin