Yirmi Yedinci Bölüm

478 91 9
                                    

Selam canlarrrrrrrr! Nasılsınız? Bu bölümü yazmamak için artık kendimle savaşıyorum. Bütün gerçeklere hazır mızınız? Umarım seversiniz.

İyi okumalar❤️❤️❤️❤️

(Ecem Seven...)

Üzerimdeki pijamalarla camdan dışarı bakmaya başladım. Bazen ne kadar salak olduğumu düşünüyorum. Neden hala adını bilmediğim bu adamın yanındayım? Neden dün Mete'ye sinirlendim? Sonuçta adam haklıydı, belkide bende Arda'ya karşı dikkatli olmalıydım.

Yatağıma dönüp elbisem baktım. Keşke seni taşıyacak kadar güçlü olsaydım.

Üzerime adamın kızının kıyafetlerinden giyip aşağıya indim. Kahvaltı için masada oturuyordu. Bende masaya gidip oturdum.

"Size verdiğim rahatsızlıktan dolayı çok özür dilerim." bana birkaç dilim ekmek uzatıp "annenin ve babanın bundan haberi var mı?"

Annem ve babam olsa haberleri olurdu.

"onların benden bi haber olduklarına iddiaya girerim" dedim. Ondan sonra ise sustuk ve kahvaltımızı ettik. Belkide artık bir şeyleri salmalıydım,belkide sadece ölmeyi beklemeliydim.

Yemekten sonra yukarı çıkıp kendimi yatağa attım. Artık sınavlar bitmişti ve sömestra giricektik. Bu son iki hafta ise muhtemelen ders işlenmezdi, bu yüzden okula gitmenin bir mantığı yoktu.

Yatakta öyle boş boş tavana bakarken zil çaldı ve birkaç dakika sonra kapının açılmasıyla bir patırtı koptu. Yataktan fırlayıp kapıyı sessizce açtım. Merdivenlerin başına geldiğimde aşağıda iki siyah giyimli adamın, evinde kaldığım adama saldırdılar.

Hızla odaya geri dönüp kapıyı kilitledim.

Bu neydi? Sakin sakin!

Tamam, dolaba mı saklanayım, yatağın altına mı?

Niye polisi aramıyorum ya!

Telefonumla bolisi arayacağım sıra kapı açıldı -daha doğrusu kırıldı- ve içeri girdi. "Demek yeni kaçış yerin burası."

Bunun ne işi var burada?

Elimdeki telefonu alıp kolumdan çekiştirmeye başladı. "Bırak!" ne kadar çırpınsamda merdivenlerden sürükledi. Evinde kaldığım adamı bir daha tanıyamadım. Çok kötü yaralanmıştı.

Ne kadar dirensemde beni zorla arabaya atıp iki korumanın ortasına oturtmuştu.

(Pelin Akkaya...)

Elimdeki leblebiyi havaya kaldırıp "Efe, aç ağzını" dedim ve havaya fırlattım. "Bir kerede tut be!" kaseden birkaç kuruyemiş daha alıp koladan bir yudum içtim. Ecem gelmemişti ve bizde büyük salonda oturuyorduk. Emre ve Burak bir şeyler tartışıyorlardı. Biraz ortamı şenlendirmek için Elimdeki kuruyemişleri onlara fırlattım. Konuşmayı kesip bana döndüler "git belanı bizden bulma" dedi.


Yok daha neler!

Kızlar köşede konuşurken Mete telefonu çalınca dışarı çıktı. Canım sıkılınca bizimkilerin yanına gittim.

"ne kaynatıyorsunuz?"

"ne kaynatalım, balo videolarına bakıyoruz. İtiraf sayfasına baya şeyler düşmüş." bende telefonumu çıkartıp itiraf sayfasına girdim. Daha çok birkaç kişinin gizli yerlerde yiyişmeleri düşmüştü. "Ben magazin olsam var ya, işimi öyle iyi yapardım ki." arkadan Mert ve Emre geldi.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Where stories live. Discover now