Beşinci Bölüm

940 113 4
                                    


"Getirdin mi?" cebinden küçük bir şişe çıkartıp bana uzattı. "Heralde kızım, getirmeyip ne yapıcaktım? " Şişeyi alıp pantolonumun cebine sıkıştırdım.

Bu gün karnıma atılan topun intikamını alacaktık. Ne demişler 'her şeyin bir bedeli vardır.' Bununda bir bedeli vardı. Sırt çantamı sıranın üzerine indirip Pelin'in yanına gittim. O da çantasını indirmiş telefonuyla oynuyordu. Yanına yaklaşıp omzunu dürttüm. "Kalk, açıktım kantine gidelim." Omzunu silkip "banane ben acıkmadım. Sen git" dedi. Pelin ısrarı sevmezdi. Bu yüzden ısrar etmeyip yanından gittim.

İlk dersimiz fizikti. Yani ölüm gibi bir gün geçirecektim. Kantine gidip karnımı bir güzel doyurmak istedim. Okuduğum bir yerde, eğer mide dolu olursa insanın uykusu gelirmiş, yazıyordu. Bende bu bilgiye dayanarak karnımı doyuracak ve bir güzel fizik dersinde uyuyacaktım.

Çantamdan cüzdanımı alıp sınıftan çıkıp kantine gittim. Kantinimiz oldukça büyüktü. Genelde okul çok büyüktü. Buraya ilk geldiğim gün çok berbat geçmişti. Sınıfımı bulamamış yetmezmiş gibi birde ilk günden okuldan uzaklaştırma almıştım.

Kantine inip kendime yarım tost ve birde ayran aldım. Aslında daha güzel yemekler vardı. Bütün et çeşitlerinden türlü türlü yemekler. Ama ben pek kantinden bir şey yemezdim. Sadece sabahları yerdim,akşamları ise genelde dışarda yerdik. Elimdeki ayran ve tost ile birlikte renkli masallardan birine oturdum.

Bir yarım tostu bile zor bitirir hale gelmiştim. Sürekli dans ettiğim için hiç kilo alamıyordum. Benim yaşımdakiler ya elli yada kırk beş kilo oluyorlardı. Ben nedense kırk ta kalmıştım.

Ayranın kapağını açıp içine biraz tuz ekledim. Buranın ayranlarında hiç tuz olmazdı. Ayranımın içine bir pipet daldırıp bir yudum aldıktan sonra tostumdan küçük bir parça ısırdım.

İlk dersin fizik olmasına o kadar üzülüyordum ki hocayı gördüğüm an kıyamet kopacak gibi hissediyordum.

Yan tarafımda oturan kızlardan gülüşmeler sesi geldi. Merak edip arkamı döndüm.

Kızlar kaş göz yapıp birilerine bakıyorlardı. Merak edip bende kızların baktıkları yöne baktım.

Kızlar bizim Mete'yi kesiyorlardı. Yüzümü eşkitip önüme döndüm. Bu çocukta gerçekten ne buluyorlardı. Tip desen hiç yok saç... Arap saçı. Kaş desen yamuk yumuk. Beyin desen hiç yok. Kısacası mal.

Kızlar giderek yüksek sesle gülmeye başlamışlardı. Bu okulda beni çekemeyen çok insan vardı. Bende bu özelliğimi kullanacaktım. Onları gıcık edicektim.

Masadan kalkıp tost ile ayranı da yanıma alıp Mete'nin yanına gittim. Hiç sormadan masaya çöktüm. O da benim gibi tost, ayran takılıyordu. Gözlerini bana çevirip "kalk masadan" dedi. Onu umursamayıp "sanada günaydın" dedim.

Kızlar arka tarafımızda kalmışlardı. Ve artık gülmüyorlardı. Aksine somurtuyorlardı.

Mete'ye dönüp "sen demedinmi bizde gruptan sayın diye. Biz yemeklerimizi beraber yeriz. Grup için daha iyi oluyor." Tostumdan son bir ısırık daha alıp bitirdim. Nerdeyse ayranımda bitmişti. Son damlasına kadar ayranımıda bitirip masadan kalktım.

Amacım onunla yemek yemek değildi. Sadece kendime birkaç düşman daha edinmiştim.

Sınıfa döndüğüm zaman nerdeyse hoca sınıfa girecekti. Hocadan önce davranıp sınıfa girdim. Sırama geçip oturdum. Bu ders benim uyku dersimdi. Çantamı sıranın üzerine koyup kollarım ile çantama sarılıp yumuşak çantama başımı koydum. Cam kenarında oturduğum için dışarıyı izlemeye başladım. Hocanın anlattıkları ninni gibi geliyordu. Sabahın daha erken saatleri olduğu için gün doğumunu izleyerek uykuya daldım.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Where stories live. Discover now