Yirminci Bölüm

510 96 3
                                    

"Burda kalabilirsin" adama başımla tamam der gibi salladım. Ah! Ne yapıyorum ben? Derhal burdan uzaklaşmam gerek. Malım ben ya!

"Kapıyı arkamdan kilitlemeyi unutma." neden bu kadar güvenmemi istiyordu? "Ben... Teşekkür ederim. Rahatsızlık verdiğim için üzgünüm." yüzüne sıcak bir gülümseme yayıp "ne rahatsızlığı, burası kızımın odasıydı. Dolapta kıyafetler var."

Odanın en köşesindeki beyaz dolaba baktım. "Teşekkürler. Bu arada kızınız kızmasın?"

Yanlış bir şey mi dedim? Adamın suratındaki bütün renk nerdeyse kayboldu. "iyi geceler" odadan çıkıp gitti.

Arkamı dönüp odaya baktım. Oldukça güzel ve ferah bir odaydı. Derin bir of çekip dolaba yöneldim. Hiç bakmadan ilk elime gelen pijamaları alıp üstüme geçirdim. Odanın köşesinde boydan bir ayna vardı. Mayışmış bir şekilde aynanın karşısına geçip kendime baktım. Bir binanın yıkımının ardında kalan enkaz gibiydim. Adamın telefonunu alıp Derya'ya bir mesaj attım.

Bilinmeyen kişi : Derya bugün gelmicem. Bir arkadaşımda kalıcam. Yarında gelmeyi de düşünmüyorum. Derya bizimkileri toplayıp dansa provası yapın.

Ecem

Hemen mesajı yollayıp kendimi yatağa attım. Nasıl bir işin içine düştüm ben?

Yatakta sağa dönüp devasa camdan dışarı baktım. Bunu onun yanına koymayacaktım. Telefonu tekrar alıp Onura mesaj attım.

Bilinmeyen kişi : Telefonumu sanırım orda unuttum? Yarın sabahın ilk ışıklarıyla prova için orda olacağım. Bu günkü çalışma beni pek tatmin etmedi.

Ecem

Telefonu komodinin üzerine koyup yorganın içine gömüldüm. Senden nefret ediyorum! Nefret ediyorum! Nefret ediyorum! Nefret ediyorum!!

Yatağın içinden sinirle çıkıp yatağın karşısındaki aynaya baktım.

"Senden nefret ediyorum!"

(Derya Arslan...)

"Mal mısın ya!?" yüzümdeki suyu yastığıma silip "birdaha böyle bir şey yap yemin ederim seni o bardakta boğarım." karşımda benim taklidimi yapınca yastığımı suratına attım. "Bak hala kıs kıs gülüyor! Lan seni..." yataktan fırlayıp Pelin'in üstüne atladım. Yatağın yanındaki bana attığı suyun geri kalanını onun üstüne bocalayıp "Gebere_Jakson" diye bağırdım.

Bir an beni üstünden atacağı sıra yataktaki yastığı alıp ona vurmaya başladım. "Nasılmış? Sen bekle daha başına neler gelicek. Bir daha en erken ben kalkıp sana tuzaklar hazırlayacağım."

Sinirimi aldıktan sonra Pelin'in üzerinden indim. Arkadan kapı sesi duyunca Derin'in geldiğini gördüm. "Kaçaklardan haber var mı?" Derin'e başımı sallayıp "Ecem mesaj atmış bu gün gelmicekmiş. Biricik de sanırım yarın gelicek. Anlıyacağınız üç silahşörler olarak takılıcaz."

Derin dolabına yönelince bende kıyafetlerimi alıp banyoya gittim. Okul formamı giyip saçımı iki yandan Pelin'in bana gösterdiği ve adını bilmediğim örgüyü yaptım.

Banyodan çıktığımda ikiside hazırdı. " Hadi hayvan gibi acıktım"

Kızlarla yemekhaneye inip kendimize boş bir masa bulduk. Tabi her zamanki gibi bizim öküzler yemeklerini alıp bizim masaya geldiler. Hepsinin yüzünden düşen bin parçaydı. Tabi bizimde öyle .Biricik'in başına gelenler ve Ecem'in -neşe kaynağımız-ortalıkta olmaması çok kötüydü. "Mete nerde ?" Efe -tabi bize ne bundan- Mete'yi sormuştu. "O da ayrı cins .Ne olmuş bilmiyorum ama sabah geldiğinde yüzü beş karıştı." Anlaşılan bu gün b** tan bir gün olacaktı.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Where stories live. Discover now