İkinci Bölüm

2.5K 155 15
                                    

Herkese merhaba! Çok büyük bir hevesle bu hikayeyi yazıyorum. Umarım hoşunuza gider. Kitabın ilerleyişi hakkında düşüncelerinizi yorumlarda bekliyor olacağım.

Başladığınız tarihi buraya bırakın 👉

İyi okumalar

" Kazanan..."

Herkes pür dikkat sunucunun kazananı açıklamasını beklemeye başladı. Grubumla güzel bir iş çıkardığımızı düşünüyorum, umarım başkalarıda benim gibi düşünüyordur. Sunucu, elindeki zarfı açıp kartta yazanlara göz attı. Kalbim bir an yer değiştirip ağzımda atmaya başladı. Eğilip karşı gruba göz attım. Onlarda heyecanla kazananı bekliyordu. Sunucu diğer grupla aramıza girip konuşmaya başladı.
"İki grupta harika iç çıkardılar. Ama sadece biri kazanan olacak. Kazanan..."

Sustu. Sanki dünya şampiyonunu açıklıyor! Karta tekrara bakıp "Kazanan..." içimden bildiğim tüm küfürleri saymaya hazırlandım. Sunucu elindeki tomarla kağıdı bize doğrulup "kazanan... Korkusuzlar!"

Grubumuzun adını duyar duymaz ayaklarımı yerden kesip havaya sıçradım. Derin Derya'ya dönüp çığlık attı. Onlar orda birbirlerine sarılırken en yakınımda ola Efe'yi gözüme kestirip bende ona sarıldım.

Soykan kolejinin öğrencileri kazandığımızı duyar duymaz koltuklarında fırlayıp sahneye akın ettiler. Bize doğru gelen öğrenciler, bizi tuttukları gibi havaya kaldırıp "korkusuzlar" diye bağırmaya başladılar.

Okulumuzu kurtarmıştık...

Şimdilik!

Öğrenciler bizi havada zıplatmaya başladılar. Bizim gruba teker teker baktım. Önce Derine sonra Derya'ya, Efe'ye, Biricik'eve Pelin'e. Hepimiz çok çalışmıştık ve emeğimizin karşılığını aldık.

Deniz hoca bize kalabalığın arasından geçerek yaklaştı ve öğrencilere bizi indirmesini söyledi. Yavaşca bizi indiren öğrenciler sessizliği sağlayıp Deniz hocayı dinlemeye başladı. "Başardın Ecem. Başardınız"

Tekrar adımız koca salonu doldurmuştu.

🎈 🎈 🎈

Yarışmanın yapıldığı yerden çıkıp okula geldik. Saat akşam beş olmuştu. Deniz hoca yarı finale kalma sevincini kutlamak için okulun büyük salonunda ufak bir parti yapmamıza izin verince bütün okul büyük salona akın etmiş müzik eşliğinde kutlama yapıyorduk.

Bizim grup L şeklindeki kırmızı kanepeye yerleşmiş sohbet etmeye başladık. Derin bana dönüp "Ecem meyve suyu alıp geliyorum." diğerlerine dönüp "bir şey isteyen var mı?" diye sordu. Efe öne atılıp "bana bir vişne suyu ateşle canım" Derin öfkeyle bana dönüp "ben bunu gebertirim. Sen istermisin?" dedi. Cıklayıp "hayır" dedim. Derin arkasını dönüp gitti.

Biricik DJ olduğu için Soykan milletine hareketli bir şeyler çalıyordu.

Salano göz gezdirdiğim zaman ne kadar büyük bir şeyi başardığımızı anladım. Bu kadar insan bizim başarımı kutluyorlardı. Bu büyük bir gurur kaynağıydı.

Soykanlıları izlemekten sıkılıp telefonumu arka cebimden çıkarıp aramalara girdim. Tek bir arama veya mesaj yoktu. Sinirle telefonumu cebime geri sokup ufak bir küfür savurdum. Bugün yarışmanın olacağını biliyorlardı. Ona rağmen arayan yoktu. Heleki annem hiç aramamıştı. İnsan Çocuğuna  karşı bu kadar sorumsuz olmaz ama?

Pelin ile gözlerimiz birbirini bulunca bana kaş göz yaptı. Ne dediğini anlamadığım için elimle "ne diyorsun?" der gibi salladım.

Pelin koltuktan kalkıp yanıma oturdu "şu çocuk diyorum sabahtan beri sana bakıyor diyorum! " kaşlarıyla arkasını işaret etti. Bir az eğilip kimi söylediğine bakmaya çalıştım. Bir ayağını duvara yaslamış, bal renginde gözleri olan kumral bir erkek bana bakıyordu.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Where stories live. Discover now