Onuncu Bölüm

691 105 6
                                    


Bu ne ya?

Gözlerimi hafif aramadım. Aşağıda şarjda olan telefonuma baktım.

Zangır zangır çalıyor.

"Ecem bak şu telefona! " dedi Pelin yan taraftan. Ranzadan aşağıya indirip, komedinin üzerinde jarz da olan telefonuma baktım. Annem arıyordu. Ekranı yeşil kaydırıp " Alo" dedim.

"Ecem, kızım nerdesin?"

"yurttayım anne, başka nerde olabilirim? "

" ne bileyim kızım ben. Genelde bu saate derste olursun da ondan sordum. "

Annemin öyle demesi gözlerimin kolumda olan saate kaymasına neden oldu. Saat nerdeyse öğlen olmuştu.

" Kızım, Ecem orda mısın? "

" Burdayım. "

" Bu gün bir yerde buluşabilir miyiz?"

"Tamam, nerde? Saat kaçta? " dedim

" Şu sizin okulun orda Fısıltı kafe mi ne vardı? Orda buluşalım. Saat bir iyi benim için. "

" Fırtına kafe. Bir benim içinde iyi. İyi sonra görüşürüz o zaman. "

Telefonu kapatıp masaya geri bıraktım. Banyoya gidip sıcak bir duş aldım. Dün saati kurmayı Biricik unuttuğu için hepimiz bu gün yok yazılmıştık. Banyodan çıkıp giyinme odama geçtim. Siyah bir kot pantolon Beyaz bir boğazlı kazak ve üzerine siyah kot çeketimi giydim. Gözlüklerimi gözümden çıkartıp lenslerimi taktım. Gözlerimin mavi olmasından, asla renkli lens takmazdım.

Spor ayakkabımı giyip odadan çıkacaktım ki arkadan Pelin'in sesi geldi. "Ecem nereye?" dedi. Arkamı dönüp "Annem benimle konuşucakmış oraya gidiyorum. Sonra görüşürüz." Odadan çıktım.

Her zamanki gittiğimiz Fırtına kafeye gittim. İçeri girdiğimde cam tarafında bir masada Alçak'ı ve annemi gördüm. Babamın orda olması ağzımın içine sinek kaçmasına neden olacaktı. Şok etkiyle arkadaki kafenin kapısını kapattım. Yavaş adımlarla masaya gittim. Annem " otursana kızım, ayakta kalma" dedi. Sandalyeyi çekip oturdum. "Bir şey içermisin?" Gözlerimi o Alçak herife diktim. "Hayır,direk konuya gir. Beni niye çağırdınız?" annem oflayıp "beraber kahvaltı etseydik. Acıkmışsındır." hafif sırıtıp "ne zamandır beni böyle bir annenin kızını merak edişi gibi düşünür hale geldin?"

Annem elini masanın üzerine birbirine geçirip " tamam anlaşıldı konuya giriyorum. Ecem, sana uzun zaman önce söylemeliydik ama..." kaşlarımı çattım. "Bana uzun zaman önce ne söylemeliydiniz?" annem başını öne eğip "Kızım biz babanla..." Gına  geldi ha! Sanki dünya şampiyonasının kimin kazandığını açıklıyor. " Babanla biz üç hafta önce... Boşandık"

What?

Şaka mı bu? Annemin o adamla boşanmasını o kadar istiyordumki. Sevinçten masadan kalkıp göbek atacaktım. Yüzümü düşürüp üzülüyormuşum gibi yaptım. Birazda sahte yalanlar.

"Ne demek boşandınız? Ya siz... Nasıl boşanırsınız!? " ve sahte timsah gözyaşlarımı akıtma zamanı geldi.

İçim kahkahalara boğulurken dışardan ağlıyordum.

Annem ellerimi tutup" Sakin ol kızım" dedi. Sakinim zaten bu benim sevinç gösterim. Filmlerde olduğu gibi masadan kalkmaya çalıştım ama sadece çalıştım. Annem beni geri oturttu." Kızım daha bitmedi. Velayetini baban aldı. "

Hani bazen dizilerde çok sevdiğiniz birini kaybetme sesi vardır ya. Hani yaşam destek ünitesinden gelen ses. İşte o ses kulaklarımda çınlıyor. Benim hayatımın bittiğini gösteren o ses.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Where stories live. Discover now