Yirmi İkinci Bölüm

522 98 3
                                    


Tamam, senden özür diledi sende kabul ettin.

Kitaplığın arkasından çıkıp Mete'nin oturduğu masaya gidip kitaplarımı sertçe masaya koydum.

Şurda fizik sınavına neredeyse bir buçuk hafta vardı ve ben hiçbir şey bilmiyordum.

Beni gördüğüne şok olmuş gibi "hayırdır?" dedi. Fizik testini gösterip "benim domuzlarımın bir an önce uçmayı öğrenmeleri lazım." kaşlarını çatıp "ama bu gün o domuzlar..." Mete'nin konuşmasını iğrenç bir kız sesi bölünce kafamı kaldırdım. "aaa Ecem, sende mi bizimle çalışacaksın?"

Şok içerisinde Mete'ye baktım. Su, kitaplarını masaya bırakıp şımarık şımarık hareketlerde bulundu. "Ya, ne güzel olur şimdi." hala salak gibi sırıtınca dayanamayıp kitaplarımı bıraktığım gibi kuçakladım. "aslında bakarsan benim domuzlarım kendi başlarında uçabilir."

Masadan kalkınca Mete'nin en azından bir dur demesini bekledim ama... Saderce bir beklenti işte.

Kütüphanenin kapısından çıkacağım zaman yanımda küçük beyaz bir Ecem çıktı.

"Kiminle konuşursa konuşsun bu seni ilgilendirmez Ecem."

Diğer yanımda ise kırmızı bir Ecem çıktı.

"ne demek bizi ilgilendirmez. Tabiki ilgilendirir. O senin grubunda ve senin kuralların geçerli."

Beyaz Ecem, "sen sus! Bak onlar gelip geçici. Zaten kurallara uymayacakları o kapıdan ilk girdikleri günden belliydi."

Kırmızı ise "asıl sen sus! Senin grubundalarsa kurallara uymak zorundalar. Şimdi oraya geri dön ve hadlerini bildir."

Beyaz olan "kapa çeneni!" kırmızı olan "sen kapa çeneni!"

Bir anda beynimin içindeki seslere "ikinizde kapayın çenenizi!" diye bağırdım.

"Ecem, iyimisin ?"

Biricik'in sesi kulaklarımı doldurduğunda hayal ortamımdan çıkıp gerçek yaşama baktım.

Ben buraya ne ara geldim?

Kızlar yataklarından kalkıp yanıma geldiler. Yatakhaneye nasıl gelmiştim?

Elimdeki kitapları Derya'nın yatağına fırlatıp kendimi banyoya attım. Kapıyı arkamdan kilitleyip aynaya bakmaya başladım.

Kafayı yiyeceğim ya! Ya ben o kızı yanında gezdirme diyorum. Hala elindeki tasmayı bırakmıyor. Sinirimi lavaboya kusup elimi yüzümü yıkadım.

Benim domuzların uçmaya ihtiyacı vardı ve uçurmalıydımda. Saçımı tepede bağlayıp banyodan çıktım.

Çok merak ediyorum. Acaba insan gibi oturup iki kelime konuşamayacakmıydık. Her zaman kavga ediyorduk.

Yatağın üzerine fırlattığım kitaplarımı kucağıma alıp sırt çantama koydum. Birkaçını da elime aldım. "Ben kütüphaneye çalışmaya gidiyorum. Ne zaman gelirim bilmiyorum. Görüşürüz"

Kızların ağzından tek kelime bile çıkmadan ben odadan çıktım.

Saat neredeyse 9 olmuştu ve bizim bu saate yurttan çıkmamız yasaktı.

Merdivenlerden hızla inerken gözlerimin önü karardı. Ve ardından büyük bir patırtı koptu.

Merdivenlerden düştüğümü gözlerimi açarak anladım. Ama nedense sert bir yere çarpmamıştım. Biraz kımıldamaya başladığımda neden sert bir yere düşmediğimi anca o zaman anlayabildim.

Kolej Savaşçıları [Tamamlandı] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin