"Peki, bebek ne olacak? Hani bu gece cümle aleme rezil  ettiğin adamın  bebeği ne olacak ailen bu duruma ne diyecek?" Çantamı elime alınca ona döndüm. Belki de onu bile son görüşümdü. Bir daha bu eve dönmeyecek kendime yeni bir ev arayışına girecektim.

"Bu bebeği doğurmayacağım. Katilin bebeği doğurup onu mutlu kilmayacağim. Ailem bu bebeği hiçbir şekilde öğrenmeyecek."

"Nasıl? Selda ailen seni hani ret etmişti... Bilmiyor o da yalandı. Ailenin hamile olduğunu öğrenmesi seni ret etmesi külliyen yalandı."

"Iyi işte bi yalanım daha ortaya çıktı.  Ben ne adi biriyim değil mi?" Büşra  kolumdan tutarak "O bebeğe kiymayacaksın değil mi?"diye sormuş bende gec kaldığımı söyleyerek gitmek istemiştim. "O bebek masum... O bebek yalnızca o adama ait değil,  seninde kanından seninde canından lütfen bana o bebeğe kiymayacağını söyle."

"Şu saatten sonra bana dair hiçbir şey seni aladar etmez. Ve evet, ben kardeşimin katiline ait bir bebeği dünyaya getirmeyeceğim."
Büşra ne kadar dil dökse de nafileydi. Hiçbir güç beni bu kararımdan geri döndüremizdi. Evden ayrılıp otogara geldiğimde bende hiçbir şeyin geri dönüşü yoktu. Denizli'ye kadar kulağımda kulaklık müzik dinledim. Şarkılar rast gele açıldığında bana masal anlat baba, şarkısı çalmaya başladı. Başta değiştirmek istemiş daha sonra da elim gitmemişti. Yol boyunca elim karnımda ağlamıştim.

Gecenin karanlığında bütün acılar üstüme binerken artık yalnızca ölüm acısı çekiyordum. Neden böyle olmuştu neden bu hale gelmiştik bilmiyorum ama bu dünyanın gerçekten adeleti yoktu.

Denizli otogarına girdiğimizde babamı arayarak geldiğimizi söyledim. Otobüs peronda durduğuna çantami alarak aşağıya  indim. Babam el salladığında yanina giderek sarılmıştım. "Güzel kızim neden bu saate geldin, daha erken bir saatte bulamadın mı?" Babamdan ayrılınca yüzümu avuçlayarak ağladın mı, diye sordu.

"Her otobüse bindiğimde her yalnız kaldığımda aklıma Selen geliyor baba, onu her hatirlayısimda gözyaşlarımi tutamiyorum."

"Ölenle ölümüyor güzel kızim, benimde ciğerim yansa da hayat böyle, bir şekilde devam etmek zorundasın."

"Haklısın baba isyan etmek bize yakışmaz..." Babam evimize gidelim dediğinde annemi çok özlediğimi söyledim.  Babamda benim için sütlaç yaptığını söyleyince gülümsemiştim. Babamin arabasını park ettiği yere geldiğimde  elimle arabayi sevdim.

"Babacim bu araba hala antikaya girmedi mi? Geçen gün Murat 131'lere baktım epey değerlenmiş."

"Olsun o kadar kızım  baba yadigari babam rahmetli bir arsa karşılığı almış bunu benim gibi eski toprak anlayacağın." Babamla biraz konuşmak moralimi  yerine getirmişti.

Yola koyulduğumda gecenin karanlığına baktım. Sanki bütün  şehir  uyuyordu. Benimde  uykum gelmişti ama eve gelip annemi görmem bütün  uykumu alıp götürdü. Ezanla odama çekildiğimde yine burnumun direği sızladı. Kardeşimin yatağına  girdiğimde birkaç  dakika  içinde  uyumuştum. Annem beni öğlen on iki gibi uyandığında berbarce  kahvaltı  yaptık.

"Anne  iziniz olursa bir saat sonra dışarıya  çıkıp  arkadaşlarimla görüşeceğim."

"On gün kalacağını bilmesem  gitmene izin vermezdim. Peki, git ama akşama erken gel."

Tamam, dediğimde kürtaj için  özel bir hastane geldim. Doktor önce  bebeğin sağlığını kontrol etmek için  beni yatirarak genel muayene etmişti. Ekranda  bebeği gördüğümde canlı mi diye sordum. Henüz  üç  haftalıkti, bana parmak ucuyla bebeği gösterdiğinde içim cız etti. Yine de yarın için randevu alıp oradan ayrılmıştım.

Eve geldiğimde saat dörde geliyordu. Annem kapıyı açtığında yanaklarından öptüm. "Annem neden ağlıyorsun?" Yoksa haberleri mi görmüştü.  Tabi ya gelirken bir dünya haber okumuştum.  Büyük ihtimalle haberleri görmüşlerdi.

Annem içeriye geç dediğinde  sporumu çıkartarak solana geçmemle ağzımın açık kalması bir oldu. Beni gören babam ayağa kaltiğında peşi sıra Büşra ve Ateş de kalkmıştı... Buraya hangi cüretle gelirdi. Onun üstüne yürüyerek "Senin burada ne işin var? Hemen def..." demeye kalmadan babamin kolumdan tutmasıyla tokat atması bir oldu.

Ateş beni kendine çekip arkasına aldığında babama lütfen yapmayın demişti. "Doğru hamile olduğun doğru mu?" Buraya kadar aileme beni rezil etmek için mi gelmişlerdi. Arkamdan annem kolumdan tutunca kolumu sıktı.

"Nerden geliyorsun? Söyle Selda nerden geliyorsun. Yoksa bebeği aldırdın mı? Söyle yaptın mı?"

Bir yandan ağlarken bir yandanda başımı olumsuz anlamda salladım. Ben anneme bakarken arkamda hareketlenme olmuştu.  Babam eli kalbinde  kızarip bozarirken Ateş kolundan tutup oturmasıni söyledi.

"Ömer amca iyi misiniz?" Büşra babamınbileğinden tutarken  onu itekleyerek babamın elinden tuttum.

"Babacım özür dilerim. Babacim lütfen beni affet... Baba lütfen bizi birakip gitme."

"Cemile teyze evde kolonya varsa getirin. Büşra sende hemen ambulans çağır...Kime diyorum hemen ara."

"Birak  babamı bırak, kanlı ellerinle dokunma!"



- Erkekler konusunda kötümserim, diyelim.

- Neden?

- Tam olarak erkekler yüzünden.

Lontano, Jean-Christophe Grangé





İNTİKAM ATEŞ'İ 🚬 Where stories live. Discover now