Chapter Nineteen: Black Hat

En başından başla
                                    

Yeji, son günlerde çok yakın değiliz ama hâlâ senin arkadaşınım. Senin güvende olmanı istiyorum. Lütfen Hyunjin'e karşı dikkatli ol.

Bugün de ilk teneffüslerde buna benzer birkaç şey söylemişti ama inanmak istemiyordum.

Derslerden geri kalmamam için uykusuz kalıp not çıkartan Hyunjin mi kötülük yapacaktı? Yoksa sadece beğendiğim için bana hediye alan Hyunjin mi güvenimi boşa çıkartacaktı? Ya da kendini bana yakın hissettiği için tüm gerçekleri anlatan Hyunjin mi bana ihanet ederdi?

Bunlara gülerdim işte. Ryujin'e ciddi anlamda güvenmiyordum ve kastettiği kişi gözlerim kapalı güvendiğim biri olunca durumlar gülünç hale geliyordu. Ryujin böyle dedikçe ben de sadece susuyor, başımı sallayarak geçiştiriyordum onu.

Ama birazcık dürüst olmam gerekirse anksiyetemin etkisiyle de endişelenmiyor değildim. Hiçbir insan sebepsiz yere böyle konuşmazdı kanımca. Neyi anlatmak istediğini bilmiyordum ama Hyunjin'in bir şeyler saklıyor olabileceği gerçeği de aklımdan çıkmıyor değildi. Fakat Hyunjin'e olan güvenim Ryujin'e olan güvenimden yüz kat daha fazlaydı.

Gözlerimin önünde sallanan bir el fark ettiğimde titreyerek kendime geldim. Beni kendime getiren elin sahibine döndüğümde onun gülümseyen yüzüyle karşılaştım.

"Ne düşünüyordun öyle?" dedi beni tek kolunun altına alıp kendine çekerken. Başımı omzuna yaslayıp omuz silktim.

"Dalmışım..." diyerek geçiştirirken ufakça tebessüm ettim. Ryujin kesinlikle yanılıyordu. Bu genç adamın benim için bir kötülük yapma ihtimali bile saçmaydı.

Kollarının arasındaki rahatlığın tadını çıkartırken sınıfa tanıdık bir simanin geniş bir gülümsemeyle girdiğini fark ettim. Yuna yüzündeki büyük tebessümle yanımıza gelmiş ve önce bakışlarını Hyunjin'e çevirmişti.

"Üzgünüm, Hyunjin oppa ama sevgilini birkaç dakikalığına senden çalmam gerek."

Uzun süredir üçümüz birlikte takılıyorduk. Bu sürede Yuna ve Hyunjin birbirleriyle tanışıp yakınlaşmışlardı. Fakat o kadar çok yakınlaşmışlardı ki benimle ilgili bir sorun olduğunda Yuna hemen Hyunjin'e koşuyor, onu bilgilendiriyordu. Bunu Hyunjin'in kasıtlı olarak istediğinden adım gibi emindim. Çünkü Yuna gerçekten sır tutmayı bilen biriydi.

Gülerek olduğum yerden kalkmak istediğimde Hyunjin kolunu sıkılaştırıp hareketimi engelledi. Tam zamanında kıskançlık damarları tutmuştu.

"Nedenmiş o, küçük hanım?"

Yuna omuz silkti. "Çünkü Yeji unnie benim için çok önemli ve benimle gelmesini istiyorum."

Gözlerimi Hyunjin'e çevirip beni bırakmasını bekledim. Hemen yüz hatlarını değiştirip gülümsedi.

"Al bakalım, unnieni." Hyunjin kollarını üzerimden çektiğinde oturduğum yerden kalkıp Yuna'nın peşine takıldım. Beni neden çağırmış olduğu hakkında bir fikrim yoktu ama yine yalnız olduğu için benimle vakit geçirmek istediğini düşünmüştüm.

Yan yana yürürken konuşmayı başlatan Yuna oldu. "Unnie..." dedi garip bir ses tonuyla. Kaşlarını kaldırarak ona baktım.

"Ne oldu Yuna?" Kızlar tuvaletine girdiğimizde bir sessizlik başlayıp içeriyi kontrol etti. Kabinlerin hepsinin boş olduğuna emin olduğunda bana döndü. Yüzünde az önce ifadesinden eser yoktu, çok garip davranıyordu.

"Sana bir şey söylemem gerek." dedi, gözlerini ellerine çevirip tırnaklarıyla oynamaya başladığında.

"Dinliyorum, Yuna." Omuzlarını düşürüp gözlerini kaçırmaya devam etti.

✓ anxiety ❁ [hyunjin × yeji]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin