34.Bölüm

72 10 13
                                    

Multimedia:Zeynep
Keyifli okumalar🌸
~~~~~~
"Kızlar! Kavga var kavga! Ya yardım etsenize!"diye bağırdım hızla yataktan kalkıp merdivenlere doğru koşarken.

Hızlı bir şekilde merdivenleri de düşmeden indikten sonra salonda oturan kızlara yöneldim ve en yakın koltuğa zıplayarak oturdum. Bu sırada Zeynep telefonundan hafifçe bakışlarını kaldırdı, Eylül ise uzandığı yerden doğrularak heyecanla bana baktı.

"Ne kavgası? Kim dayak yiyor?Yardıma gidelim mi Defne, söylesene!"diye sıraladığında gözlerimi devirdim. Yahu daha az önce kavgadan çıkmışız hala kavga diyor.

"Bir otur yerinde kızım. Hem sorun bizle alakalı ama değil gibi. Bilinmeyen Emir'i dövmeye gitti galiba." dedim dudaklarımı büzerek. Dediğimle Zeynep telefonu bırakırken Eylül koltukta baş aşağı sarkmaya başladı.

Ya sabır.

"Nasıl başardığını anlatmak ister misin?"diyen Zeynep'le dudaklarımı daha çok büzdüm. Aman yani, çenemi tutamadım o kadar.

"Ya onu bunu boşver. Mekan neresi? Yardıma gidelim mi? Lütfen gidelim de Defne, lütfen!" diye atılan Eylül'e döndüm tekrar. Ayol bu da ne kavga meraklısı ha.

"Ben şey düşündüm...Belki siz canım eniştelerimi ararsınız da bir şey öğrenebiliriz, olmaz mı?"dedim ikisine de umut dolu bakışlar atarak.

Evet, tam olarak bunu düşünmüştüm. Sarı veletin iki arkadaşı olduğu düşünülürse ve eğer bu planlanarak gidilen bir kavgaysa bilinmeyen de Yağız ve Atakan'la giderdi bence. Yani aptallık yapıp tek gitmezdi herhalde değil mi?

"Saçmalama Defne. Ayrıca şimdiden söyleyeyim, böyle bir şey olsa bile ben asla kimseyi aramam." diyen Zeynep'e döndüm mutsuzca. O zaman geriye tek bir seçenek kalıyor, o da Eylül. Hadi bakalım.

"Eylüül,"dedim uzatarak ona seslenirken. Ama bir şey dememe fırsat vermeden hızla konuştu.

"Hayır kızım saçmalama. Çocuğun sevgili var diyorum. Bak vallahi o kız açarsa biz de kendimizi başka bir kavganın ortasında buluruz,"dediğinde sırıttım. Bak sen.

"Eylül? Naneli şekerlerin geldi aklıma aniden biliyor musun?Diyorum ki onları klozetin içinde bulsan nasıl olur?"dedim sırıtmamı daha da genişleterek. Ne yapayım yahu? Bunlar da ben tehdit etmeden yardım etmiyorlar.

"Yapamazsın,"dedi doğrulup korkuyla bana bakarken. Bana ne ayol.

"Ay ne kadar şirin değil mi? Böyle tatlı tatlı yüzüyorlar. Sonra ne olsa beğenirsin? Biri sifonu çekse, hooop gitseler falan..."dedim artık kulaklarıma kadar ulaşan sırıtmamla. Yüzünde oluşan ifadeye bakılırsa istediğimi başarmış olmalıydım.

"Tamam! Tamam ya dur vicdansız maymun. Ben ararım zırto kılıklıyı."dedi oldukça üzgün bir şekilde. Aslında bu kadar üzgün duruşu beni bir an mutsuz etti ama aklıma onların ilişkilerine de katkıda bulunacağım geldiğinde sakinleşerek aramasını bekledim.

"Bak arıyorum,"deyip telefonunu kaldırdığında hevesle sırıttım ve hoparlöre almasını işaret ettim. Çok eğlenceli yahu!

"Efendim Eylül?"diye açılan telefonla artık öyle bir güldüm ki az daha ağzım yırtılacak sandım. Shiplemeyeyim de ne yapayım Allah aşkına?Çocuk alo bile demiyor, direkt sevdiceğinin ismini söylüyor.

Hadi artık evlensinler.

"Ha ben. Başka Eylül yok ki zaten değil mi? Aman neyse, bunu şey etmek için aramıştım bem."diye saçmaladığında Eylül gözlerimi kocaman açarak ona baktım. Al işte etti içine.

Kar Tanesi/YarıTextingTahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon