32.Bölüm

83 10 10
                                    

Multimedia:Ali
Yine uzun bir bölümle geldim🔆
Keyifli okumalar🌸
~~~~~~
"Ya sen ciddi olabilir misin?!"diye bağırdım kısık bir sesle telefonuma doğru. Tam şu an şarjı bitmiş olamazdı değil mi?

"Şimdi delireceğim,"dedim hırsla telefonun ekranına sert bir şekilde basmaya devam ederek. Gerçekten ama gerçekten tam şu an delirmemem için hiçbir sebep yoktu.

Ben burada geleyim tüm hislerimi ortaya dökeyim, bir şeyleri itiraf edeyim ama daha karşımdakinin ne yanıt verdiğini okuyamadan telefonum kapansın öyle mi?

"Kızım kuyuya mı düştün neredesin?"diye bir ses duyduğumda hızla kafamı kaldırdım. Aha Zeyno aşkım beni bastı.

"Kim? Ben mi? Ne yapacağım ya su içerken masada uyuyakalmışım,"dedim önemsiz bir şeyden bahseder gibi elimi havada sallayarak. At yalanı Defne, aferin.

"Defne! Bak vallaha kafanı kopartırım, uyumadığını görüyorum değil mi? Ne yapıyordun dedim."dedi üstüne bastırarak. Ama bu beni gebertir.

"Ya kızım gerçekten bak. Su içeyim dedim, sonra baktım uykum var üşendim masada kestireyim dedim. Ama bak sen bozdun işte."dedim somurtarak. Hadi bak inan artık.

"Yemedim Defne, boşuna yerine işemiş masum çocuk gibi bakmaya çalışma. Olmuyor zaten. Neyse şimdi uykum var üstelemiyorum ama emin ol sonra görüşeceğiz."dediğinde kocaman sırıttım. Nasıl olsa ben sana unuttururum sonra. Yani umarım.

"Tamam yahu sen şimdi çık uyumaya devam et ben de bardağı şey yapıp geliyorum."dedim elimle ona 'hadi kız git git' hareketi yaparak. Gözlerini devirse bile dediğimi yapıp merdivenlere yönelmişti.

Bir kaç dakika daha sinirle söylenip telefonun ekranına vursam da sonunda açılmayacağını kabullenip ayaklandım. Şimdilik uyusam iyi olacaktı sanırım. En azından sabah telefonum şarj olduğunda hem utancım geçmiş olurdu hem de belki şu an olduğundan daha mantıklı düşünebilirdim.
~~~~~~
"Bir,i ki, üç!"diye şiddetli bir bağırma duymamla yavaşça gözlerimi açmayı denedim. Ama buna gerek kalmadı. Çünkü önce üstümde bir ağılık hissettim, sonra dönerek yere yapıştım.

"Deprem mi oluyor kızım?!"diye bağırdım bu sefer kocaman açılmış gözlerimle üstümde kahkaha atan Eylül'e bakarak. Bir dakika...Üstümde kahkaha atmak?!

"Ne yapıyorsun kızım?"dedim şaşkın şaşkın.

"Üstünde tepiniyorum,"dedi normal bir şeyden bahseder gibi ve sol bacağımın üstüne yatıp gerçekten de tepinmeye başladı. Ya sabır.

"EYLÜL BENİ DELİRTME, NİYE ÜSTÜMDE TEPİNDİĞİNİ SORUYORUM ZATEN!"diye bağıdığımda hızla elini ağzıma bastırdı ve beni susturdu.

"Kız sus! Çarparım ağzına ha! Uyan diye yaptım, saat sabah 8 oldu 8! Siz hala uyuyorsunuz. Neyse dur bakayım bacağın sakat kaldıysa sıra Zeynep'te,"dedi heyecanla ve el çırparak bacağıma bastıktan sonra ayaklandı.

Tamam, sakinim ve Eylül'ü öldürmeyeceğim.

"Yok ben dayanamayacağım,"dedim hızla ayaklanıp üstüne atlamaya hazırlanırken. Sabah 8 diyor ya bir de utanmadan!

"Bana bak Defnoş olay çıkmasın,"deyip bacağıyla bana çelme taktı ve ben yere yapışırken o Zeynep'in üstüne çullandı.

"Ayol kalksanıza teker teker mi tepineyim üstünüzde?!"diye bağırıp onu da yere fırlattıktan sonra yatağın tam ortasında zıpladı ve kollarıyla bacaklarını tam bir şekilde  açtıktan sonra kafasını yastığa gömdü.

Tamam, kesinlikle ölmek istiyor.

"Defne ben dalıyorum bak,"diyen Zeynep aşkıma döndüm sırıtarak. Sabahın 8'inde bizi üstümüze atlayıp yere fırlatarak uyandırdığını düşünürsek dalmaması saçmalık olurdu. Değil mi yahu?

Kar Tanesi/YarıTextingWhere stories live. Discover now