5.Bölüm

144 14 13
                                    

Multimedia:Ali (çocuğun suratını ben yamultmadım bu arada dkkdks)
Bu bölüm text olmayacak, daha uzun bir bölüm olacak. Karakterleri daha iyi tanımanızı istiyorum🖤
Keyifli okumalar dilerim🌸
~~~~~
"Eylül ve Zeynep geliyor!"

Asel ilk başta yorgunluktan anlamamış olacak ki boş bir şekilde bakmaya devam etti. Sonrasında ise gözleri yavaşca büyüdü ve yorgun ifadesi yerini bir gülümsemeye bıraktı. Ama keşke bu kadarla kalsaydı.

"ALLAAAH!"diye ciyaklayıp el çırpmaya başladı. Ben belki normalde ona 'mal mısın kız?' Bakışı atardım ama o kadar mutlu olmuştum ki ben de kahkaha attım onun bu hareketiyle. Ali mi? Ali bizi duymuyordu, tek ilgilendiği pizzasıydı o kadar.

Eylül ve Zeynep, benim ikiz olan kuzenlerimdi. İzmir'de yaşıyorlardı.Beraber o kadar çok eğlenirdik ki, ne zaman onların geleceğini duysak çok heyecanlanırdık. Bu da o anlardan sadece bir tanesiydi.

"Ne zaman geliyorlar? Nasıl geliyorlar? Gelmişler mi?"diye taramalıya bağlayan Asel'e nefes almasını bekleyerek baktım. Bakışlarımı fark etmesi biraz(!) uzun sürse de, sonunda kendini durdurabildi.

"Az önce teyzem aradı, yoldalarmış. Birkaç saate burada olurlar!"dedim hevesle.

"DURUN LAN! EYLÜL VE ZEYNEP AŞKIM MI GELİYOR?!"diye bağıran Ali kıvırtmaya çalışırken yanlışlıkla pizzayı Asel'in kafasına yapıştırdı. Bir saniye! Ne yaptı dedim ben? Birden ürkütücü bir sessizlik etrafı sardı. Asel yavaşca kafasını çevirdi, Ali önce havadaki elini indirdi, sonra da sanki Asel ona baktıkça sandalyesindeküçüldü.

Sessizliği bozan benim kocaman kahkaham oldu. O kadar çok gülüyordum ki, bir an bayılacağımı düşündüm. Ta ki Asel bana dönene kadar.

Bana attığı 'sesini kesmezsen nefesini keserim.' Bakışından sonra kafamı salladım ve yutkunarak sustum. Kafasını tekrar Ali'nin olduğu yere çevirdiğinde Ali yoktu. KAÇMIŞTI!

Asel'in yüzü öyle bir ifadeye büründü ki ben tekrar kahkaha atmaya başladım. Koca kafeyi dolduran sadece benim kahkahalarımdı. İşte Ali, yine farkını göstermişti.
~~~~~~
Bahçe kapısının önünde Zeynep ve Eylül'ü bekliyordum. Az önce Eylül beni aramış, yaklaştıklarını, birkaç dakika sonra kavuşabileceğimizi söylemişti.

Telefonumu cebimden çıkarıp ekranı kontrol ettim. Bilinmeyen kafede konuştuktan sonra yazmamıştı. Belki de kuzenlerimin geleceğini bile biliyordur, olamaz mı? Ben onu niye düşünüyorum ki? Biliyorsa bana ne? Hem nereden bilsin?

Ben böyle saçmalarken birisi sırtıma atladı ve telefonum bir tarafa ,sırtımdaki kişiyle ben başka bir tarafa uçtuk.Bu ne yahu? Allah belamı mı verdi yoksa? Arkamdan gelen kıkırdama sesiyle kendimi yan tarafa attım ve ne olduğunu anlamaya çalıştım.

"MAYMUNUM!"diyerek yerde yuvarlandı ve yanıma gelerek bana kocaman sarıldı Eylül. Onun olduğunu fark etmemle bende kocaman gülümsedim ve kollarımı ona doladım. Eylül böyleydi işte, her zaman çılgındı.

Sarıldıktan sonra beraber ayağa kalkdık. Telefonumu almayı da unutmadım, sonuçta bilinmeyen yazabilirdi. Umursadığım için değil, şey olduğu için şey ettim ben tamam mı?

"Hoşgeldin kız!"dedim ve kalçamla onu hafif ittirdim.

"A hareketlere bak ayol."dedi burun kıvırarak ve kafama bir tane patlattı. Hafif bir sinirle ona bakmaya çalıştım ama kısa saçları ve tatlı suratıyla bana bakarken bu pek mümkün değildi.

"Zeynep nerede?"dedim etrafa bakınarak. Parmağıyla bir yeri gösterdi ve Zeynep'i gördüm. Her zamanki gibi Eylül ya da ben gibi zıplayarak gelmek yerine asil ve ciddi bir şekilde ilerliyordu bana doğru.

Kar Tanesi/YarıTextingWhere stories live. Discover now