BÖLÜM:22 SEZON FİNALİ

3.5K 154 37
                                    

-Sehun : Sadece sana bakmak istiyorum, aç gözlerini….

-  X : Hayatımız hep daha aşağı inen bir asansör gibi. Gittikçe daha kötü ve karanlık oluyor her şey… 

- Sehun: Aydınlığa çıkıcaz beraber, sen yeter ki benimle kal. Kapatma gözlerini…


   4 SAAT ÖNCE

   X, kolundaki ve bacağındaki acıyı umursamadan sıcak suyun altına attı kendisini. Gözünün önüne Sehunla arabada yaşadıkları gelmişti ilk önce; her şey çok güzel, ikisi de çok mutluydu. X’in yüzünde yaşarmış gözlerinin arasından                                                                  anlık bir tebessüm belirdi ve şirkete döndükten sonra yaşadıklarının gözünün önüne gelmesiyle tekrar kayboldu. Sıcak suyun başından aşağı süzülüşüne artık gözyaşları da tamamen karışmıştı. Kendisinde ayakta durucak güç bulamadığından yere doğru çöktü. Başını iki elinin arasına almış,bağırarak ağlıyordu. Herkese yeterince rezil olmuştu, eve girdiğinde topallayarak yürüdüğünü gören çalışanların arasından başı dik fakat dudakları titreyerek geçmişti. Odasına gitmek için çıktığı her bir basamakta fiziksel acısından çok ruhsal acısını hissetmişti. O yüzden de şuan ağlama sesini duymalarından çekinmiyordu bile…


     X, havlusunu vücuduna sarmadan duştan çıktı. Üşüdüğünü hissediyordu ama giyinmek istemiyordu. Islak ve çıplak bedenini yatağına attı, gözleri ağlamaktan kızarmış şekilde tavanı izleyerek düşünüyordu ; bu döngünün sonu yoktu. Ne Sehun’dan vazgeçebilirdi ne de LSM’den kurtulabilirdi. Kendisini labirentin içinde kaybolmuş gibi hissediyordu. LSM’in şiddetinden korkmuyordu, LSM’in Sehun’a zarar vermesinden korkuyordu. Sehun’a zarar gelmesini görmektense, ölmeyi seçerdi.


  
     Telefonunu açıp açmamak arasında kalmıştı. Uzun zaman sonra annesini aramak, sesini duymak istiyordu ama korkuyordu;  sesini duyunca her şeyden vazgeçmekten, cesaretinin kırılmasından… Bir yandan da Sehun mesaj attıysa eğer onu görmekten korkuyordu. Hayattaki tek zaafı annesiyken artık Sehun’da buna dahil olmuştu. Birden yatağından kalkarak çantasının içinden ilaç şişesini, bir de telefonunu aldı ve yatağına geri döndü. Oturduğu gibi şişedeki tüm ilaçları önüne döktü, eline alıp onlarla oyun oynar gibi döndürmeye başladı. Kafasındaki düşünceleri sesli dile getirmeye bile korkarken nasıl yapabileceğini düşünüyordu. Ne zaman böyle bir insan haline gelmişti? Birine zarar vermeyi düşünücek kadar korkunç biri olmuştu? Hepsinin cevabı LSM’in yaşattıklarında gizliydi…

  


   X, elleri titreyerek telefonunu açtı, bir süre bekledikten sonra arka arkaya telefon titremeye başladı; mesajlar geliyordu fakat Sehun’dan geldiğini bildiği için bakmaya cesaret edemiyordu. Sehun’un yazdıklarını görüp kararından dönmekten korkuyordu. Mesajları okumadan silmeye karar verdiyse de eli bir türlü “sil” tuşuna gitmedi.


    X’in teni kurumuş, saçları ise hala ıslaktı; üşüdüğünü hissetti. Yatağına uzanıp, yorganı üzerine çekti ama giyinmeyi istemiyordu. Telefon hala elindeydi. Mesajları silmemişti fakat açmıyordu da. İlk önce annesini aramaya karar verdi, eğer bunu başarabilirse mesajlara da bakabilirdi. Gözyaşlarını durdurmaya çalıştı, sesinin güzel çıkmasını istiyordu. Annesi eğer ağladığını anlarsa üzülür, aklı onda kalırdı. Birkaç dakika kendisini toplamak için bekledi ve derinden bir nefes aldı; annesini o kadar çok özlemişti ki kalbi heyecanla çarparak numarayı çevirdi. Her çalışında kalp atışı daha da hızlanıyordu…

SEHUN BİASLILARA ÖZELWhere stories live. Discover now