BÖLÜM:7

4K 197 12
                                    

      X, uyandığında her yeri sızlıyordu. Üzerinde havluyla ve saçları ıslak uyumuştu. Başı ağrıyordu. Ateşide vardı. Üzüntüden bir gecede hastalanmıştı resmen. Gözlerini açtığı gibi yine Sehun, gelmişti aklına fakat bu sefer engel olmaya çalışmıştı kendisine. Bir karar almıştı ve arkasında durmalıydı. X, yorganın içine iyice sinmişti, üşüyordu. Saatine baktı. Kalkıp hazırlanması gerekiyordu fakat hiç içinden gelmiyordu. Bugün de yapılacak çok iş vardı. Exo'yu yüz üstü bırakmak istemiyordu. Hepsini çok seviyordu, ona karşı çok nazik ve sevecen davranıyorlardı. Bugün gitmezse, onlarında işlerini aksatmış olucaktı bu yüzden kendini zorladı ve kalktı. Başı neredeyse çatlıyordu. Aynadaki haline baktı. Resmen çökmüş görünüyordu. En son böyle göründüğü gün Kore'ye ilk geldiği gündü. Kendini başa dönmüş gibi hissediyordu. Aynadan bakarken dikkatini dudağının üzerindeki kızarıklık çekti. Banyodayken lifle nasıl ovaladıysa tahriş etmişti ve çok belli oluyordu. Aynı kızarıklık boynunda da vardı. 
      X, giyinmek için dolabını açtı. İçinden hiçbir şey gelmiyordu. Kıyafet seçmek istemiyordu, her şeye hevesi kaçmıştı ama mecburdu. Kore'ye gelmeden önce gayet otoriter ve güçlü bir kişiliği vardı fakat şimdi çaresiz ve zavallı gibi hissediyordu kendini. Bir kaç tinercinin az daha tecavuz etmesi olayından sonra güçlü kişiliğini kaybedip LSM'le evlenmişti. Kore'ye geldiğinde ise Sehun'a kapılıp aptal aşık olmuştu. Bu tanıdığı X değildi. Ya da kendini tinerciler karşısına çıkana kadar hep güçlü sanmıştı.
    LSM'le evlenmek o zaman mantıklı gelmişti. Onu baba şevkatiyle korumuştu. X'in babası küçük yaşta onları terkettiği için baba sevgisini hiç tadamamıştı. Belki de bu yüzden LSM'in o halini kızını korumaya çalışan bir baba olarak gördüğünden kabul etmişti. Bu hayatta onu koruması için ilk defa birine ihtiyaç duymuştu. Fakat şimdi korunmak için sığındığı adamdan korunmaya çalışıyordu. LSM'in ABD iken tehlikeli biri olabilceğini hiç düşünmemişti. Kore'ye gelince bazı şeyleri anlamıştı. 
    X, dolabının içine bakarken yine birçok düşünceye dalmıştı. Üşüdüğünü hissedince artık bir şeyler giymesi gerektiğini anladı. Eline gelişi güzel ne geçtiyse aldı. Siyah dar bir kotun üzerine beyaz düz askılı atlet seçmişti, üzerine siyah blazer ceket giymişti.İlk defa işe kısa bir şey giymeden, dekoltesi olmadan gidicekti. Son olarakta siyah ince topuklu ayak bileğine kadar gelen botlarını giydi ve aynadan baktı kendisine, çok sade görünüyordu ama şıktı. Boynuna uzun iç içe geçmiş ince zincirli zarif kolyelerinden birini taktı. Şimdi daha da şık görünüyordu. Saçları ıslak yattığı için kabarmıştı. Maşayla biraz üzerinden geçip dalgalarını daha da sakin bir görüntüye soktu.
   Sıra gelmişti makyajına. Boynundaki kızarıklığı kolyesi ile kapatabilmişti biraz da olsa, dudağını da kapatıcıyla denicekti. Kapatıcıdan bolca sürmüştü yüzüne o yüzden gözüne sadece bir rimel sürdü. Makyaj yapıcak hali de yoktu zaten kendini her şey için çok isteksiz ve bitkin hissediyordu. Dudaklarına da sadece parlatıcı sürdü. Vazgeçilmezi olan kırmızı rujunu bile görmezden gelmişti. Çantasını koluna takarken gözüne aynanın önündeki Sehun'un beğendiği parfümü çarptı. Ona doğru elini uzattı ve son anda yanındaki diğer parfümü eline alıp sıktı. Sehun'a karşı aldığı kararın arkasında durmak için ne gerekiyorsa yapıcaktı.
     X, odasından çıkıp aşağı indi. LSM, yoktu. Evdeki çalışan kadınlardan biri LSM'in erkenden çıktığını ve X'i şirkete götürmek için şoförlerden birinin onu beklediğini söyledi. X, biraz daha rahatlamıştı. LSM'in yüzünü görmek istemiyordu zaten. 
   X, şirkete gelmişti. Exo'nun çalışma odasına girmeden önce aynadan bakmak için lavaboya girdi. Gergin görünüyordu. Sehun'u görüceği için heyecanlıydı fakat kararından dönmek istemiyordu. Bunu Sehun'un iyiliği için yapıcaktı hem,onun iyiliği için ondan uzak durmalıydı. Aynadan baktığında dudağındaki kızarıklık belli oluyordu iyi kapanmamıştı. Çantasının içinde kapatıcıyı aradı ama yanına almak aklına gelmemişti. Kendisine söylene söylene lavabodan çıktı. 
   X, Exo'nun odasına girip ortaya doğru genel bir şekilde selamladı herkesi fakat kimsenin yüzüne bakmıyordu. Hemen masasına oturdu. Etrafına bakınca Sehun'la gözgöze gelirim korkusu yüzünden olabildiğince bakmamaya çalışıyordu hiçbir tarafa. Başını önündeki dosyalara gömdü. Dikkatini vererek işini yapıyordu. 
    X, dosyalara kendini kaptırmış, özenle çalışıyordu. Sehun'u düşünmemek için elinden gelenin en iyisini yapıyordu. Önünde birinin durduğunu fark etti. Fakat kafasını kaldırıp kim diye bakmaya korkuyordu. Masasının önünde duran kişi, ellerini masanın üzerine koyup X'e doğru eğilmişti. X, mecbur kafasını kaldırmak zorunda kaldı ve Sehun'la karşı karşıya geldiler. X, hemen kafasını geri eğdi. Önündeki dosyayı doldurmaya devam etti. 
   -Arkandaki kağıdı verir misin?
  X, Sehun'un buz gibi sesini duyunca irkilmişti. Ama kendine verdiği sözü tutması gerekiyordu. Arkasındaki kağıdı aldı ve Sehun'un yüzüne bile bakmadan önündeki dosyayı inceleyerek ona uzattı. Sehun, kağıdı alırken X'in eline temas etmişti. X, yüzüne bakmadığı için Sehun'un bilerek mi yaptığını anlayamamıştı. Gerçi yüzüne baksa da anlayamazdı. Sehun, hiçbir şeyin yüzüne yansımasına izin vermiyordu. X, gerilmişti. Eli eline değdiği için biraz zorlanmıştı ama yine de kendini tutma konusunda kararlıydı. 
     X'in ateşi git gide yükseliyor gibiydi, daha da halsizleşmeye başlamıştı. Dünden beride hiçbir şey yememişti. Yemek yemek aklına bile gelmemişti. Bu yüzden kafeteryaya çıktı. Kahve ve kek alıp bir masaya oturdu. Kahvesini yudumlarken kafeteryadan içeri giren Sehun'u gördü. Elleri cebinde kapşonunu başına geçirmiş bir şekilde terasa doğru yürüyordu, büyük ihtimal sigara içicek diye düşündü X. Sehun, yürürken X, gözucuyla onu takip etmişti. Tam terasa gircekken birden durdu. X, Sehun durunca şaşırdı ve tamamen çevirdi kafasını ona, merakına yenik düşmüştü. Sehun aniden arkasını dönünce de göz göze geldiler. X, hemen kafasını çevirip kahvesini yudumladı. Onunla göz göze gelmek sakıncalıydı. Göz ucuyla tekrar baktığında Sehun'un kendisine doğru yürüdüğünü gördü. Fakat Sehun'un ona doğru yürüdüğünü farketmemiş gibi yapıp oradan çıkmak için ayağa kalktı, cüzdanını ve kahvesini alıp arkasına bakmadan yürüdü. Kendisini Sehun'a karşı ilk defa güçlü hissetmişti. Ondan kaçmayı başarmıştı. Fakat Sehun yüzünden yiyemediği keki geldi aklına. Karnı hala açtı... 
     X, odaya geri döndüğünde LSM'in içerde olduğunu gördü. İçeri girdiği an LSM, bir şeyler anlatıyordu X'i görünce de başıyla selamlayıp konuşmasına devam etmişti. LSM, bir haftalığına Japonya'ya gideceğinden bahsediyordu. X, şaşırmıştı böyle bir şeyden haberi yoktu. Yanında onu da götürecek miydi bilmiyordu. LSM, konuşmanın sonunda ; "Bir hafta boyunca sizi eşime emanet ediyorum çocuklar."dedi. X o zaman kendisinin de gitmiceğini anlayıp, rahatlamıştı. LSM, konuşması bitince X'e döndü ve kollarını açtı "Hayatım, yüzünü asma sadece bir hafta" dedi. X'in yüzü asıktı evet ama bu LSM'i gördüğü içindi. O an içeri Sehun girmişti. X, fırsat bu fırsat diyerek Sehun'u görünce LSM'in yanına yürüdü ve ; "Umarım çabuk geçer zaman" dedi. Bunu çok soğuk bir sesle söylemişti. LSM, X'in yanağına öpücük kondurup oda dan çıktı. X, masasına gitmek için döndüğünde yine kaşları çatık Sehun'la karşı karşıya gelmişti. X'in canı acıyordu. Başını öne eğdi ve masasına oturdu.
       Exo, dans provası için prova odasına inmişti X, çalışma odasında tekti ve baş ağrısından duramıyordu yerinde. Başını masasının üzerine koymuş derste uyuyan çocuklar gibi gözüküyordu aynı. Birden odanın kapısı açıldı. X, başını kaldırdı ve Sehun'un geldiğini görünce oda dan çıkmak için ayağa kalkıp kapıya doğru yürüdü. Sehun, X'in kolundan tuttu. X, ona bakamıyordu fakat Sehun'un ona baktığını hissediyordu. 
    - Kaçma benden.
   Sehun, buz gibi sesiyle söylemişti bunu. X, içi gitse de LSM'in tehlikeli kollarına atamazdı onu cevap vermedi gitmek yerine adım attı. Fakat Sehun, tekrar kolundan tuttu onu. Elini X'in yüzüne getirip kendisine doğru çevirdi. 
    - Bırak beni.
   X, ağzından çıkan sözlerin ondan bağımsız olduğunu düşünüyordu. Şuan tüm vücudu titriyordu.İçi eriyordu gönlü kalmasını istiyordu fakat dudakları bırakıp gitmesini söylüyordu.Sehun'un gözlerine bile bakmıyordu konuşurken. Sehun, X'in dudağındaki kızarıklıkta baş parmağını gezdirdi. X, geriye doğru adım atmıştı. Fakat Sehun tekrar kolundan tuttu.
   -Nasıl kızardı?
  X, cevap vermek istemiyordu sadece "çekil önümden, gitmem lazım" dedi. Ama içi kan ağlıyordu. Sehun'un yüzüne hala bakamıyordu.
  -Onu seviyor musun?
  -Sevmesem, evli olmazdım.
X, bunları demek istemiyordu. Sehun'a şuan aslında seni seviyorum dememek için zor tutuyordu kendisini. LSM'in dünkü hali gözünü çok korkuttuğundan Sehun'dan artık kaçmalıydı. Sehun,X'in cevabının üstüne onu bıraktı. Hiçbir şey söylememişti. X, Sehun'un konuşmayacağını anlayınca kapıya yöneldi tam çıkacakken:
  - Kokunu değiştirmişsin.
   X, arkasını dönüp Sehun'a baktı. Ona sarılmak, ağlamak istiyordu. Sehun elleri cebinde ona bakıyordu. X başını önüne eğdi ve odadan çıktı.
   WC'de biraz ağlayıp sinir boşalması yaşamıştı. Zaten hasta olduğu için kendini kötü hissediyordu. Eve gitmeye karar verdi işlerin çoğunluğunu bitirmişti zaten. Bu gece LSM'de olmayacağı için rahattı. Çantasını almak için odaya geri döndüğünde Sehun hala oradaydı. X, içeri girdiğinde ona bakmadı bile. Camdan dışarıyı izliyordu. X sessizce çalışma masasına doğru yürüdü çantasına doğru uzandığı an Sehun tekrar X'e döndü ve ona doğru yürüdü. Tam karşısında durmuştu. X, bakmak istemiyordu. Çantasına masanın üzerindeki dosyaları hızlıca doldurup çıkmak istiyordu fakat heycandan elleri titrediği için bir türlü çantasına koyamıyordu. Sehun, elinden dosyaları çekti ve kendisi çantanın içine koydu. Çantayı X'e doğru uzattı. X, almak için elini uzatınca X'i kendisine çekti.
   X'in yine içinden bir şeyler kopmuştu. Sehun, elleriyle X'in saçlarını kenara itmişti. X, Sehun'un gözlerine baktı. Artık teslim olmuştu. Sehun'a karşı direnmeye çalışmak başından beri hataydı. Sehun hafifçe eğilip X'in boynunu yumuşak bir şekilde öptü. X, kendinden geçmişti. Tüm bedenini heyecan sarmıştı. Elleri, bacakları uyuşmuştu. Sehun'un yumuşak dudakları boynuna değmişti. 
   Sehun, çantayı X'in eline tutuşturup çapkın gülüşünü atıp oda dan arkasına bakmadan elleri cebinde havalı bir şekilde çıkmıştı. Olan yine X'e olmuştu. Sehun'a karşı tekrar kaybetmişti. Sehun'un ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Onunla oynuyor gibiydi ama umrunda değildi, Sehun'un dudakları boynuna değmişti...

SEHUN BİASLILARA ÖZELWhere stories live. Discover now