BÖLÜM:8

4.6K 196 77
                                    

    X, şirketten çıkmış, eve dönüyordu. Eli sürekli boynundaydı. Sehun'un öptüğü noktayı parmaklarıyla okşuyordu. Arabanın camından Seul'un hareketli caddelerini izliyordu. Kore'ye geldiğinden beri bu şehri hiç gezmemişti bile. Tek gördüğü yer ev ve şirket arasındaki yollardı. LSM'in söylediğine göre bu gece Japonya'ya gitmesi gerekiyordu. X, bir hafta boyunca huzurlu olabilceğini düşündü. Bu gece belki de ilk defa rahat bir uyku çekicekti. 

      Eve geldiğinde odasına çıkarken LSM ile merdivenlerde karşılaştı. Yüzüne bakmak istemiyordu, aklına dün yaşadıkları geliyordu. LSM tam önünde durduğu için o da durmak zorunda kalmıştı. Belli ki LSM'in söyleyecekleri vardı.

   - Bu geceki uçuşumu erteledim. Sabah erken bir saate aldım. Bu gece de evimizdeyim yani. Akşama seni yemeğe götürmek istiyorum. 

   X, onun yüzünü bile görmek istemezken bir de akşam karşılıklı yemek yeme fikrini sevmemişti. Ayrıca bu gece de korkuyla uyuyacağını düşündü. LSM'in evde olduğu her gece artık onun için huzursuzluk, tedirginlik demekti.

   - Ben rahatsızım biraz, ev de dinlenmek istiyorum.

 X, gerçekten iyi hissetmiyordu kendisini. Kore'ye geldiğinden beri kilo da vermişti. Bünyesi çok zayıflamıştı. 

  - Biraz dinlenirsin şimdi daha erken zaten sonra da yemeğe çıkarız. İtiraz istemiyorum.

  LSM, son noktayı koyup merdivenlerden inmişti. X, zorla kendine bir şeyler yaptırılmasından nefret ederdi. Bir de yaptıran kişi LSM olunca daha da sinirleri bozulmuştu. Hiç utanması da yok diye düşündü. Dünkü zorbalığından sonra rahatça X'in yüzüne bakabiliyordu. X ise onun değil yüzünü görmek, sesini duymaya bile tahammül edemiyordu.

   X, odasına girince yatağına uzandı. Hafifçe öksürmeye başladı. Hasta olduğu zamanlar da annesinin onun başında beklediği günler aklına geldi. Annesini çok özlemişti. Babasız büyüdüğü için annesinden başka kimsesi yoktu ailesinden. Annesi, X’in Kore’de olduğunu bilmiyordu bile. Yaşlı bir adamla evlendiğini duysa yıkılır diye henüz söylememişti de. Telefonla da aramıyordu annesini sadece e-mailleşiyorlardı. Birden telefonunu alıp annesine mail yazmaya başladı. Onu çok özlediğini işten fırsat bulursa onu ziyaret ediceğini yazarak ağladı. En çok annesine ihtiyaç duyduğu zamanlardan biriydi. Şevkat istiyordu. Başını okşıcak bir ele, sıcak bir gülüşe ihtiyacı vardı. Gözyaşlarını silerken eli tekrar boynuna gitti. Sehun öpmüştü..

  Sehun’u da anlayamıyordu. Gösteripte  vermeyen diye adlandıralan kızlar gibiydi. Yaklaşıyordu, aniden kaçıyordu. Dalga geçer gibi gülümsüyordu. X, acaba benimle heyecan yaşamaya mı çalışıyor diye düşündü. X, ona karşı duygularını çok belli etmişti sonuçta Sehun’da bunu anladığından gönlünü eğlendiriyordu belki de. Bu olabilir miydi? Sehun’un bakışları geldi gözünün önüne. Onun aslında kimseye göstermediği şevkatli, sıcak kalbini hissetmişti. Belki de bunu hisseden tek kişiydi. Sehun’a onunla eğlenme düşüncesini konduramamıştı. Uyumaya çalıştı, fakat bu düşünce içini kemirdi.

   X, telefonunu eline aldı. Sehun’a mesaj atmak istedi. Ama ne diyecekti? Şuan annesinden sonra en çok ona ihtiyacı vardı. Sehun’u birini severken hayal edemiyordu bile, o soğuk kişiliğine kimseyi yakıştıramıyordu ama içten içe de hissediyordu onun sıcak kalbini.

   X, mesaj atmayı çok istesede buna cesaret edemedi. Beyni durmuş, yazmayı unutmuştu sanki. Akşam yemeğe çıkıcakları için uyumaya çalıştı. Eğer uyuyamazsa, başının ağrısı geçmezdi. Bu haliyle LSM’i çekmek daha da zor olurdu onun için…

SEHUN BİASLILARA ÖZELWhere stories live. Discover now