Bölüm 23. Hayaller ve Hayatlar

Start from the beginning
                                    

Sadece adını duyduğunda bile kalp ritmi değişen genç kız, kafasını hafifçe salladı. "Söylemeyi çok istedim. Aslına bakarsan, dün konusu bile açıldı ama bizim otelleri düşünmez misin yavrum dediğinde bütün konuşma hevesim kaçtı! Düşünebiliyor musun, ben ve konuşma hevesimin kaçması? İnanılır gibi değil!" Eline aldığı telefonun ekranına kısa bir bakış atan genç kız, şüpheyle kaşlarını çattı. "Zaten sabahtan beri hiç aramadı. Acaba anladı mı?" diye sordu.

Kartal, alayla kaşlarını kaldırdı. "Bir boklar karıştırdığını mı?"

İğrenir gibi bir ifadeyle yanındaki adama baktı Meltem. "Bak simdi fena oldum. O aramadan durmazdı ki! Ay ben mi arasam? Of burnuma kötü kokular geliyor Kartal!"

"Yediğin boklardandır!"

Meltem kabardı! Önlerden kabarmaya başlayan saçları diken gibi dikildi. "Biraz daha o üç harfli iğrenç şeyi söylersen en sevdiğin arabana kusacağım!" dedi tıslayarak. Zavallı genç adam susmak zorunda kalırken, suratında tek bir mimik dahi oynamadı. En sevdiği arabasının ziyan olmasını tabi ki istemezdi. Bir süre sonra usta hareketlerle arabayı mekanın girişinde durduran Kartal, kızın elini yakalayıp dudaklarına götürdü. "Bol şanslar güzellik!" dedi en samimi gülüş eşliğinde. Genç kız adama sarılarak teşekkürlerini etti ve arabadan indi. Bugün onun için oldukça önemli bir gündü. Ne olursa olsun, bu işi alacak ve hayallerine bir adım daha ulaşacaktı. İçinden ettiği dualarla mekanın kapısından içeri giren genç kız, karşısındaki güzelliği beğeni dolu gözleriyle süzdü. İşte hayallerinin adresi tamda burasıydı!

"Hoş geldiniz efendim.."

Meltem, bakışlarını mekanın tavanlarından duvarlarına dolaştırırken, tam yanından yükselen sesle irkilerek bakışlarını sesin geldiği yöne çevirdi. Suratına hızla sıcak bir tebessüm bıraktı. "Hoş buldum! Şey ben iş için gelmiştim. Ensar beyle görüşecektim. Dün kendisiyle konuşmuştuk."

Heyecandan iki cümleyi bir araya getiremeyen genç kız, içinden bir küfür savurdu. Adamla da böyle konuşursa, kapı dışları edilmesi muhtemeldi. Dün gece ayna karşısında yaptığı onca prova çöp olmuştu resmen! Genç adam elindeki ufak not defterine kısa bir bakış attı. Kaşları hafifçe havalanırken, "Meltem hanımdı, değil mi?" diye sordu. Genç kızın suratında kocaman bir gülüş meydana gelirken, hızla kafasını salladı.

"Evet evet! O benim! Ben Meltem'im! Ama sadece Meltem! Yani soyadına gerek yoktur diye vermedim. Siz bana sadece Meltem deyin. Zaten çok gereksiz soyadım var! Sonuç olarak Meltem demeniz kafi.. Hem ne demişler, bana adını söyle sana kim olduğunun analizini yapayım. O söz böyle miydi bilmiyorum ama her neyse.. Ne diyorduk, evet Meltem benim!"

Ani bir şok dalgasının içine düşen genç adam, gözlerini anlamsızca kırpıştırdı. Bu nasıl bir varlıktı böyle? Nefes almadan cümle kurabilen bir insanla daha önce hiç karşılaşmamıştı! Sadece adını teyit etmek için sormuştu ve sorduğuna resmen pişman olmuştu! Kayıtsızca kafasını sallayan genç adam, "Anlıyorum!" diye mırıldandı. Halbuki anladığı tek kelime dahi yoktu. Suratına sahte bir gülümseme bıraktı. Eliyle arka kısmındaki yeri işaret ederek, "Siz şöyle geçin, Ensar beye geldiğinizi haber verelim." dedi ve şaşkın bakışlarıyla gözden kayboldu..

Meltem adamın gösterdiği yere doğru ilerlerken, oldukça keyifliydi. Sonuçta olaya harika bir giriş yapmıştı.. Başta konuşma yetisini kaybetmiş olsa da, sonrasında oldukça güzel toparlamıştı! Geriye sadece müdürle konuşmak kalıyordu ki, o en kolayıydı. Soluksuz kurduğu cümlelerle adamın aklını başından alacağını ve becerisini ortaya koyacağından adı kadar emindi. Çünkü önemli olan adıydı!

Müdürün bir süre sonra gelmesiyle başlayan hal hatır sorma işleri yerini iş mevzularına bırakmıştı. Buraya bir eleman alacakları doğruydu yalnız, bu karşısındaki kızı almayacağı da kesindi! Telefonda o kadar çok ısrar etmişti ki, sırf konuşmasından ruhunu teslim etmemek adına görüşmeye çağırmıştı. Getirdiği öz geçmişinde bile soyadını yazmamış, hiçbir tecrübesini belirtmemişti. Ve sonuçta hala öğrenciydi. Bu durumda pozisyona layık bir eleman değildi.. Alnında terler biriken adam yapay bir gülüşle boğazını temizledi. "Sizi buralara kadar yorduk ama şuan bir elemana ihtiyacımız yok maalesef, Meltem hanım.." dedi.

SEVDANA GÖNÜL VERDİMWhere stories live. Discover now