SEVDANA GÖNÜL VERDİM

Bölüm 8: ~Baskın / Part 1~

Genç adam, elindeki kaşığı çorba dolu kasenin içinde ileri geri hareket ettiriyor, masadaki bütün aile fertlerinin dikkatini çekiyordu. Aklı son bir haftadır sadece adını öğrenebildiği o kızdaydı..

Leyla..

Adının anlamı gibiydi Leyla.. Simsiyah saçları, siyaha çalan gözleri.. Karanlık gecelerin kraliçesi gibiydi adeta..

Aslında, aklını kurcalayan kızın kendisinden çok daha fazlasıydı. Evet, her adamın ilk bakışta hoşuna gidebileceği bir kız olmasına rağmen, kendisinin takıldığı farklı bir detayı vardı..

'Yine mi Sinan Aslan?' dedi o kulaklarındaki aşina olduğu ses.. Günlerdir aynı ses kulaklarında çınlıyor, merakına merak katıyordu..

"Oğlum?" diye seslendi Gülüm elindeki kaşığı bırakarak. Oğlu tepki dahi vermedi. Annesini duymayan Yağız, hala çorba kasesine boş boş bakıyordu.

Gülüm, kocası Yakup Efe'ye çevirdi bu sefer bakışlarını. "Ne oldu bu çocuğa Allah aşkına? Bir haftadır meczup gibi dolanıyor!" diye sitem etti. Yakup Efe, gözlerini devirdi. O gece otel odasına çıktıklarında Yağız hemen anlatmıştı olan biteni babasına. Yakup Efe, her zamanki iyi niyetiyle farklı düşünmüş, konuyu kapatmıştı.

"Bu aralar fazla çalıştı beyni fazlalığı kaldıramadı demek ki.." dedi sırıtarak. Gülru babasının lafına kıkırdadı. Elindeki peçeteyi dudaklarına bastırdı. "Senin gibi bir aşk adamının bunu anlayamamasına çok şaşırdım babacım!" dedi alayla. Yakup Efe kaşlarını çattı.

"O ne demek şimdi?" diye sordu gözleri kısılırken.

"Abim aşık olmuş!" dedi kız bir çırpıda.

"Ne aşkı?"

Yağız, dış dünyayla kopardığı bağlantısını aşk kelimesiyle tekrar kurarken, hayretle gözleri aralandı. Kardeşine ölümcül bir bakış fırlattı. Genç kız, dudaklarına sinsi bir gülüş bıraktı. "Bak aşk denince nasılda kendine geldi.." dedi.

Yağız sinirle elindeki kaşığı bıraktı. "Aşık falan değilim ben!" diye çıkıştı. Genç kız dudak büzdü. "Hı hı.. Emin ol, aşık olan herkes bunu diyor!"

"Gülru!"

Yağız, bakışlarındaki öfkeyle kardeşine gerekli uyarısını yaparak, kendisinden bir yanıt bekleyen anne ve babasına çevirdi bakışlarını. "Sizde bakmayın şunun lafına! Aşık falan olmadım. Sadece.." dedi ve duraksadı. Çatılan kaşlarının ortasına parmağını bastırdı. Cümleleri seçer gibi bir hali vardı. "Sadece dedem için endişeleniyorum!"

"Yine mi aynı mesele Yağız?" diye sordu Yakup Efe. Bütün keyfi kaçmış gibi sandalyesine yasladı.

"Baba neden anlamak istemiyorsun? Sinan Aslan dedi. Tehlikeli adamlar dedi! Duydum diyorum!"

Gülüm, oğluna masum bir gülüş gönderdi. "Oğlum, dedenin hayranları çok biliyorsun. Babam diye demiyorum ama yaşına rağmen hala herkesi adıyla titretiyor!"

Annesinin açıklaması içinin rahatlaması için yeterli değildi. İlk başta o da öyle düşünmüştü. Lakin hisleri duruma hiç o yönde yaklaşmıyordu. "Öyle bir şey değildi anne! Kız korkuyordu!"

"Korktuğu kişinin dedem olduğuna emin misin?" diye sordu Gülru. Bugün aldığı haberin parçalarıyla az çok kafasındaki taşları yerine oturtmuştu. Yağız şüpheyle kardeşine baktı. Sorgu dolu ifadesiyle yerinde kıpırdandı. "Nasıl yani?" diye sordu.

"Bugün Neslihan'la karşılaştım yolda! Haftaya Antalya'ya gideceklermiş!" dedi hızla. "Hem de biricik Hopali dayıcığımızla!" diye cümlesini tamamladı.