Bölüm 7: ~Hopali kim?~

4.7K 479 273
                                    

Sabahın erken saatlerinde arkadaşının verdiği haberle gözlerini aralamıştı Neslihan. Her ne kadar özel bir hastanenin insan kaynakları biriminde çalışmayı istemese de, seçeceği başka yolu olmadığı için kabul etmek zorunda kalmıştı. Bütün hazırlığını yapan genç kız, dün gece bıraktığı evraklarını bir türlü yerinde bulamıyordu. Çekmecesini tekrar açtı ve gözden kaçırmış umuduyla yine baktı. Hüsranla kapattı çekmeceyi. "Dün gece masanın üzerindeydi!" dedi kendi kendine. Gözlerini kısa biran için kapattı ve başka bir yere koymuş olabileceğini düşündü. "Yok, yok! Kesin buradaydı!" dedi.

Hızla odasından çıktığında Soyhan'ı gördü. Genç adam seke seke ceketini giyinmeye çalıyor, bir yandan küfürler savuruyordu. Yalnız durumunda tuhaf olan bir şey vardı. Gözleri kocaman aralanan Neslihan, "Soyhan ne yapıyorsun?" diye sordu.

Soyhan kıza kısaca baktı. "Geç kaldım yavrum sonra anlatırım!" dedi telaşla ve merdivene yöneldi. "Bir saniye bekle!" diye araya girdi genç kız. Dudaklarını birbirine bastırıp gülüşlerini gizledi. Soyhan çattığı kaşlarını burnunun ucuna kadar düşürüp Neslihan'a döndü.

"Geç kaldım diyorum! Dayım beni öldürecek diyorum Neslihan! İnşaatın denetimini yapacağız. Oradan toplantıya katılmamızı istedi ve ben geç kaldım anlıyor musun? Biran önce gitmem lazım!"

Soyhan'ın korku yüklü suratını görmezden gelerek, eliyle üzerini işaret etti. "Asıl böyle gidersen dayım seni öldürür!" dedi. Genç adam, ellerini iki yana araladı. "Ne var ki? Tam istediği gibi takım giyindim işte!" cevabını verdi gözlerini devirerek.

"Takımın en önemli parçasını unutmuşsun!"

Soyhan'ın eli boynuna gitti ve eline gelen kravatla kaşlarını çattı. "Yularda boynumda!" dedi homurdanarak. En nefret ettiği şeydi kravat takmak. Dayısı Cihan Soydan için bu detay ise fazla önemliydi! Neslihan elini dudaklarına götürüp kıkırdadı ve başıyla adamın alt tarafını işaret etti. Soyhan kafasını eğdi. Beline kadar her şey gayet düzgündü. Belinden aşağısında ise pantolon namına hiçbir şey yoktu. "Lanet olsun!" diye bağırıp odasına doğru koştu. Attığı kahkahanın ardından aralık duran kapıya yanaşan Neslihan, "Staj evraklarımı bulamıyorum. Dün gece masanın üzerindeydi. Sen mi aldın?" diye seslendi.

"Ben niye alayım?" diye sordu Soyhan. Boğuk çıkan sesi biraz daha yakınlaştı. "İyi bak oradadır." dedi. Çattığı kaşları suratında fazlalık duran genç kız, iki eliyle suratını sıvazladı. "Yüz kere baktım Soyhan! Buhar olup uçmadı ya?" diye hayıflandı. Soyhan aralık kapıdan hızla çıktı. Genç adamın suratı ter içinde kalmıştı. Tek elini saçlarının arasına sokuşturduğunda, "Şam şeytanı geldi gece!" dedi.

Neslihan'ın gözleri anında büyüdü. Devam et dercesine baktı. "Şarj makinesi mi ne alacakmış, öyle dedi yani. Masanı karıştırdıysa düşürmüştür belki.." dedi dudak büzerek. Genç kızın surat ifadesindeki değişikliği fark edemedi ve telaş içinde koşar adımlarla gözden kayboldu. Ardında kalan Neslihan, elini saçlarının arasına sokuşturup çekiştirdi.

"Düşündüğümü yapmamış ol Meltem!" dedi sıkılı dişlerinin arasından.

O evrakları onun aldığını aslında adı gibi biliyordu. Meltem bu numaralarla anca aptal ikizini kandırabilirdi. Adi bir komploya kurban gittiğini söyleyen şeytanların sesini bastırmaya çalışsa da nafileydi. Öfkeli gözleri kısıldı ve dış kapıya doğru yöneldi. Hedefindeki kızı bin parçaya bölecek ve rahatlayacaktı!

Kapıyı hızla açtı ve duraklamasına sebep olan adam dağ gibi önüne dikildi.

"İlk iş günün ve sen hala hazır değilsin!"

SEVDANA GÖNÜL VERDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin