Bölüm 26: Emanet

5.4K 383 315
                                    

Odasına dolan mis gibi poğaça kokusuyla gözlerini yarım şekilde araladı Deniz. Dudakları keyifle kıvrılırken, koku daha da arttı. Boş midesinden garip sesler yükselirken, kulağına tanıdık bir kıkırtı doldu. Sesin geldiği yere hızla çevirdi başını ve kaşlarını çattı.

"Aşk olsun baba!"

Melih elindeki poğaçadan bir ısırık alarak gülümsedi. "Seni başka türlü uyandırmam mümkün değildi. Affet kızım!"

Deniz tek omzunu çekerek gözlerini kıstı. "Annem o poğaçayı öyle yediğini görmesin."

Melih dudaklarında alaylı bir kıvrım oluşmasına izin verdi. "Annen beni hala çok seviyor.." Göz kırptı. "Kıyamaz bana.."

"Ona ne şüphe.." Genç kız sessizce iç çekti. "Keşke.." diye mırıldanmasıyla susması bir olurken, bunu babasının duymamasını diledi. Dileği gerçekleşmedi. Melih'in tek kaşı sorgularcasına havalandı.

"Keşke?"

Böyle durumlarda konu nasıl değiştirilirdi bilmiyordu Deniz. Çünkü hayatında hiç bu kadar boş boğaz olduğunu hatırlamıyordu. Elini geçiştirircesine salladı. "Hani, zamanında çok acı çekmişsiniz ya.. Keşke onca acıyı yaşamasaydınız. Kesinlikle onun için keşke dedim!"

Başlangıcı iyi olsa da, sonunda yerin dibine batan kızını, daha fazla utandırmamak adına kafasını ağır bir şekilde salladı Melih. "Hiç pişman değilim Deniz.." dedi sakin bir ses tonuyla. Geçmişe giden benliği kısa bir süre sonra gerçek hayata döndü. Bakışlarını daldığı yerden kızına çevirdi.

"İnan bana, anneni beklemekte sevdaya dahildi.."

Baba kız kısa bir an için bakıştıktan sonra Melih ellerini dizlerine vurup ayağa kalktı. "Ama kahvaltı sofrasında bekletmek hiçbir şeye dahil değil. O yüzden kalk bakalım küçük hanım.."

Melih kızının saçlarını karıştırıp odadan çıkmak için hareketlendi. Tam kapıdan çıkacağı anda Deniz, "Baba?" diye seslendi. İçinde merakla yanıp tutuşan ve o malum soruyu sormak için can atan biri vardı. Eğer sorarsa her şeyi açık edeceğini biliyordu gel gör ki, bazı şeyleri anlamak için bu bilgiye de ihtiyacı vardı. Ellerini kucağında birleştirdi. "Annemi gördüğünde.." dedi ve utanarak dudağını dişledi.

"Ne hissediyorum?"

Melih o kadar anlayışlı bir adamdı ki, son zamanlarda kızında olan değişimin elbette farkındaydı. Zaman zalimdi.. Fazlasıyla hızlı geçip giden bir ömrü vardı. Bu hayattaki tek isteği ise, evlatlarının yara almadan gerçek sevdayı tatmalarıydı. Açtığı kapıyı tekrar kapatıp gözlerini düşünür gibi kıstı. "Evet, bir düşüneyim.. " dedi ve yatağın kenarına gelerek oturdu. Büyük bir sır verir gibi kızına doğru eğildi.

"Aramızda kalsın ama hala bayılacak gibi oluyorum.."

Deniz şen bir kahkaha savurdu. "Ya baba.. Dalga geçme.." dedi gülüşlerinin arasında. Melih kırgın bir bakış attı. "Bu konuda asla geçmem. Sevda bizim işimiz unuttun mu?"

Genç kız, babasının elini kavradı. "Hiç unutur muyum? Bu sevdanın meyvesi olarak her gün hatırlıyorum. Eksik olmayın."

"Bazı şeyleri dile dökemezsin Deniz. Yüreğinde hissedersin.." Melih diğer elini kızının kalbinin üzerine doğru yasladı. "İşte tam burada.."

Adam kızına şefkatle gülümsedi. Sevda denen şey ne de güzeldi. Bir zamanlar babası Onur, onunla bu konuşmayı yaparken hep hayalini kurmuştu. Zamanı geldiğinde kendisi de evlatlarıyla bu konuşmayı yapacaktı.. Ve zaman gelip kapısını çalmıştı işte.. Derin bir iç çekti Melih.. Kadınına olan sevdası günden güne büyürken, böyle bir eşe sahip olduğu için yine şükretti. "Kısacası, anneni sana saatlerce anlatabilirim.. Günlerce anlatabilirim.. Ama ne var biliyor musun? Onu anlatmaktan hiç yorulmayan dilim, onun karşısında lal kesilir Deniz.. İşte ben kendimi bildim bileli, böyle bir sevdaya vurgunum.."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Jun 09, 2021 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

SEVDANA GÖNÜL VERDİMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin