∞ 12 ∞

827 76 84
                                    

MERHABA

Bu bölüm...

"""SOPE - JİNKOOK - NAMMİN""" 

olarak 3 bölümden oluşmaktadır.

EVET SOPE MOMENTLARA GİRİŞ YAPIYORUZ MUTLU MUSUNUZ? hahahhahhghshghgahgahsdhgas

destiny etiketinde 1 numaraya yükseldik. SİZLER HARİKASINIZZZZZ

iyi okumalar dilerim (:

----------------------------

Bazen dur durak bilmeden koşmanız gereken zamanlar vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Bazen dur durak bilmeden koşmanız gereken zamanlar vardır. Nefesiniz kesilir, boğazınız hiç olmadığı kadar acır, bacaklarınız pes eder ama siz koşmaya devam edersiniz.

Koşmazsanız daha kötüsü olacağını bilirsiniz çünkü...

Koşmazsanız geride kalacak pişmanlığın daha çok acıtacağını bilirsiniz, koşmazsanız bu sefer bacaklarınızın değil kalbinizin pes edeceğini en iyi siz bilirsiniz!

Fakat şu an Hoseok koşmuyordu, her ne kadar tüm zihni dörtnala Yoongi'ye yönelse de vücudu hemen kısa boylu çocuğun arkasında yavaşça yürüyordu. Yoongi elleri cebince ilerlerken pekala takip edildiğinin farkındaydı zaten Hoseok da bunu gizlemeden hemen arkasında bir şarkı mırıldanarak yapıyordu.

İkisi de yürüyerek Yoongi ve Jeongguk'un okul öncesi buluştuğu parka geldi. Siyah saçlı üzerindeki pantolonu hafifçe yukarı çekiştirip banka oturduğunda Hoseok da yanına oturmuştu. İkisi de uzun süre konuşmadı ve bu sessizlik Hoseok'u fazlasıyla germeye yetmişti. Ona diyeceğini, ne yapacağını gerçekten bilmiyordu.

"Hava bugün baya güzelmiş..." dedi yukarı doğru bakarken sonra gözlerini Yoongi'ye dikti "ya da sadece şu an çok güzel geliyor."

"Şiiiişşşşşşş!" Yoongi işaret parmağını dudaklarına dayayarak onu susturdu ama bu konuşmasını istemediği için değildi şuan başka bir şeye odaklanmıştı. Şu an oturdukları bakın karşısında bir bank daha vardı oldukça uzaktı ama Hoseok onun neye baktığını anlayabileceği kadar uzak değildi.

Genç bir kadındı karşıdaki bankta oturan. Oturduğu bankta oldukça tedirgin görünüyordu, dizlerini aşağı yukarı titretiyor arada ellerini saçlarına atıp karıştırıyordu. Hoseok bir süre kadına bir süre de Yoongi'ye baktı. 'Demek birini seviyor' diye düşündü kadının yaşını pek de umursamadan. 

Hoseok için bu kadardı işte. Birini sevdiğini öğrenmesi yeterliydi durması için. O hiçbir zaman saygısız bir çocuk olmamıştı ve şimdi de Yoongi'nin birini sevişine saygı göstermeliydi.

Gösterecekti.

Gidecekti.

Ama ayakları ona pek de itaat edecek gibi durmuyordu. Sanki oturduğu yere yapıştırılmış, gözleri ise Yoongi'den başka bir şeye odaklanamıyordu.

THE RED THREAD OF DESTINYWhere stories live. Discover now