∞ 25 ∞

455 67 65
                                    

Sonunda beklenen an geldi

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Sonunda beklenen an geldi

bu bölüm SİYAH İP ne demek öğreniyoruz.

Ağlamayın tamam mı?

Ayrıca destiny ve ip taglerinde yeniden 1. sıradayız. Sizler harikasınız.

----------------------------

Yoongi sinirle kafeteryadan çıktıktan sonra beyni öfkesinden başka bir şeye çalışmayacak haldeydi. Ona bir an önce Jimin'i bulması gerektiğini söylüyordu. Fakat tüm vücudu onu nerede bulabilecek ise tam tersi yönlere gitmişti, bir türlü onu bulmayı umduğu ilk yere, kulübeye gidememiş öylece ortalıkta dolaşıp durmuştu.

Sanki beyni ile vücudu arasındaki bağ kaybolmuş bir türlü ona sözünü geçirememişti.

"Off... Çıldırmak üzereyim." diyerek toprak yoldaki çakıla bir tekme savurdu. "Tamam işte, siktirip gitti hayatımdan daha ne istiyorum ben?" omuzlarını silkip ellerini ceplerine sıkıştırdı ve yürümeye devam etti. "Neden karman çorman hissediyorum biliyorum aslında. Her ne kadar güzelce gitmiş olsa da ip hala bağlı ve ben endişe ediyorum. Elbette sorun bu! İpten kurtulursam endişelerimden de kurtulurum." başını aşağı yukarı sallayıp kendi kendini onayladı. "Evet, ip hala bağlı ve ben onun geri geleceğinden şüphe duyduğum için böyle hissediyorum. Başka neden olsun ki?"

Biraz daha yürüyüp bir an da durdu ve etrafı kolaçan edip kimsenin olmadığından emin olduktan sonra "Lan yoksa bu beni öptü diye ben şey mi oldum... Şey..." biraz daha düşünüp hemen ardından "İğreti!" diye söylendi kendi kedine. "Aynen iğreti oldum, bir öpücüğe düşecek kadar mal olmadık yani. Zaten gerzek gerzek hareketleri var. Onun da o Myunghee denen kızında ben..." cümlesinin devamını getirmeden sustu ve nefesini dışarı üfledikten sonra. "Gideyim de şu yerden bitme veletle konuşayım artık. Ne diye ortada dolanıyorsam..."

Sonunda kulübenin kapısına geldiğinde kapıyı çalmak için elini havaya kaldırdı fakat hemen çalmadı. Kapıyı çalfıktan sonra one ne diyecekti? Direkt konuya girerse çok mu ayıp olurdu?

"Jimin!" düşüncelerini siktir edip kapıyı hafifçe yumrukladı. İçeriden herhangi bir ses gelmeyince bu sefer daha sert vurarak sesini de aynı şekilde yükseltti. "JİMİN AÇ KAPIYI KONUŞMAMIZ LAZIM!"

Kapı sert bir şekilde de olsa istediği gibi açılmıştı ama Jimin'i istediği gibi karşısında bulamamıştı. Hasta mı olmuştu emin değildi ama kötü görünüyordu. Düne kadar gayet iyiydi neden şimdi böyle görünüyordu ki?

"Ne var Yoongi, ne istiyorsun? Hiç havamda değilim."

"Senin neyin var?" diye sordu endişeyle. Şu karanlıkta bile solgunlaşmış olduğunu söyleyebilirdi. "İyi misin?"

THE RED THREAD OF DESTINYWhere stories live. Discover now