(Danbi)
Güneş ışınları gözlerimi kamaştırmaya devam ederken gözlerimi usulca açtım. Rüyamda gördüklerim yüzünden yanaklarıma hücum eden sıcaklığın yanında çıplak bedenime sarılan kolu fark ettiğimde sıcaklık hissini tüm hücrelerimde hissederek Taehyung'un kolunu yavaşça belimden ayırdım ve yatakta biraz geriye kayarak Taehyung'a doğru döndüm.
Taehyung huzurlu bir ifadeyle uyumaya devam ederken biraz eğilip yanağına bir öpücük kondurdum.
Taehyung'un normalde uykusu çok hafif olmadığından bir öpücükle uyanmayacağını düşünsem de göz kapaklarının titrediğini hissettim ve birkaç saniye sonra gözlerini araladığında kocaman gülümseyişi ile birlikte bileğimden tutup beni göğsüne doğru çekti.
''Uyanmışsın'' derken sesi biraz boğuktu. İtiraf etmek gerekirse bu ses tonu daha çok etkilenmeme sebep oluyordu. Dün gece yaşadıklarımızı bir kenara bırakırsak rüyamda da onunla birlikte olduğumu görmek zaten üzerimde fazlasıyla etkiliydi.
''Uyandım'' dedim kollarından sıyrılmaya çalışırken fakat Taehyung mümkünmüş gibi beni kolları arasına iyice hapsetti.
''Çok güzel bir rüya gördüm.''
Taehyung'un sırıtan ifadesine karşılık tek kaşım havalandı.
''Ne gördün?''
''İkimiz bir kış günü sandalla bir yere yolculuk yapıyorduk. Bu yer, etrafında nehir bulunan bir ormanlık alanı kapsıyordu ve burada ahşap bir ev vardı.''
Şaşkınlıkla dudaklarım aralandı. Bu tam olarak benim rüyamın başlangıcıydı. ''Sonra?'' diye sordum merakla aynı rüyayı görme ihtimalimizi doğrulamak istiyordum.
''Seni elinden tutup ahşap eve götürüyordum ve yağ lambası ile ahşap evin tek gözlü odasını aydınlatıyordum. Sana beklemeni söyleyip soğuk evi aydınlatmak için şömineye odunları yerleştirmeye başlıyordum fakat sen kaşla göz arasında ortadan kayboluyordun.''
Taehyung kaşlarımı çattığımı görünce duraksadı ve sağ elini yanağıma yerleştirip ''ne oldu?'' diye sordu.
''Odunlar yanana kadar bizi ısıtsın diye sandalda bıraktığım battaniyeyi almaya gidiyordum ve sandaldan aldığım battaniyeyi kıyıya atarken çarıklarım yüzünden dengemi kaybedip suya düşüyor ve senin adını haykırıyordum'' dedim.
''Bunu nereden biliyorsun?'' diyerek bu kez Taehyung kaşlarını çattı.
''Sanırım aynı rüyayı gördük dedim'' kollarından sıyrılıp pikeyi üzerime çekip yataktan doğruldum.
''Bir dakika, bu nasıl olabilir?'' diye kendi kendini sorgulayan Taehyung üstünün çıplak olmasına aldırmadan yataktan doğruldu ben ise pikenin ucunu sıkı sıkı tutmakla meşguldüm.
''Anlatsana devamını'' dedim.
Bu rüya işinin altında artık başka sebepler aramaya başlamıştım.
''Bana bağırışını duyup dışarı çıkıyordum ve senin ardından suya atlıyordum ve seni sudan çıkarıp kıyıya attığın battaniyeye sarıp kucağımda eve götürüyordum. Seni yanan şöminenin karşısına bırakıyor ve sırılsıklam ıslandığın için kıyafetlerini çıkarıp üzerine bir çarşaf geçirmeni istiyordum.''
Taehyung sustuğunda devamını benim getirmemi istediğini anlayıp devam ettim.
''Ben dolabın kapağının ardında bedenimi çarşafla sararken sen de ıslandığın için aynısını yapıyordun ve beni şöminenin karşısında kucağına oturtup saçlarımı tarıyor bir bebeğimizin olmasını istediğini söylüyordun.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Prince of Seoul ❧ V
Fanfiction''Kim Taehyung ile evlenmek istiyor musun gerçekten?'' Bana sorulan soru üzerine herkesin bakışları bana kaymıştı. Nedense bütün benliğim bu soruya evet demem gerektiğini söylüyordu. Belki de çok büyük bir yanlış yapacaktım ama bundan kesinlikle hab...