46.Bölüm

14.9K 1.5K 885
                                    

Önemli Not:
Bu kurgu aslında "Prince of Goryeo"
adlı kurgumun reenkarne versiyonu. Rüya kısımları ilk kurgudan alıntılar halinde ilerliyor. Bu konuda çok fazla yorum alıyorum dileyen ilk kurguyu da okuyabilir 💕

(Jimin)

Asansör bulunduğum katta durunca, beni dikkatle süzen genç kadının çaprazına geçerek elimi tuşlara uzattım fakat zaten zemin kata indiğini fark ederek elimi geri çektim.

Yoğun afrodizyak kokusu beni rahatsız etse de sabırla beklemeye başladım.

"Park Jimin siz misiniz?"

Arkamda duran genç kadına doğru bakıp başımı onaylar biçimde salladığımda genişçe gülümsedi.

"Doğrusu bu kadar genç biri olduğunuzu düşünmemiştim. Şirketle ilgili birçok karara sizin vardığınızı düşünecek olursak bu kadar tecrübeli olmanız taktire şayan. "

"Teşekkür ederim" dedikten sonra tek kaşımı havalandırdım. "Hangi departmanda çalışıyorsunuz?"

"Ben burada çalışmıyorum" diye beni ret ettiğinde kaşlarım hafifçe çatıldı. Herhangi biri ile görüşme yapılmayacağını bildiğimden neden şirkette olduğu ve benim hakkımda nereden bilgi aldığını merak etmeye başlamıştım.

"Beni nereden tanıyorsunuz?" diye sorduğumda topuklu ayakkabılarının zeminde çıkardığı abartılı ses eşliğinde birkaç adımda bana yaklaştı. Neredeyse aramızda bir mesafe bırakmamış olması ve tuhaf bakışları gerilememe sebep oldu.

"Yakında sen de beni tanıma gereği duyacaksın."

Asansörün kapısı açılıp, önden ilerleyen genç kadının ardından bakarken başımı olumsuzca iki yana salladım. Muhtemelen benimle olacağını düşünen kadınlardan biriydi fakat benim kalbim zaten dünyanın en güzel kadınına aitti.

Bakışlarım lobide beklemekte olan Bong Cha'yı bulmak için etrafta gezindiginde omzumu dürten parmaklar geriye dönmeme sebep oldu.

"Kimdi o kadın?" diye sorgular vaziyette bakışlarını üzerimde dolaştıran Bong Cha yüzünden gülmemek için dudaklarını birbirine bastırdım.

"Tanımıyorum."

"Niye o kadar yakındı sana o zaman?"

Bong Cha konuyu uzatmasın diye "kol düğmem kopup düştü ve o kadın da bulup bana verdi" diyerek elinden tuttum. Üstelerse sabah kopan kol düğmemi cebimden çıkarıp gösterebilirdim.

Aslına bakılırsa bu kadar küçük bir şey için yalan söylemek istemezdim fakat Bong Cha beni uçan kuştan kıskandığı için, bana asılmaya çalışan biri hakkında içinin rahat etmeyeceğini farkındaydım. Günümüzün tartışma ile geçmesini istemiyordum. Birkaç gündür göremediğim için onu fazlasıyla özlemiştim.

"Danbi ve Taehyung ne zaman dönecekler, haberin var mı?"

Konuyu dağıtmak adına sorduğum soruya karşılık Danbi olumsuz bir şekilde başını salladı ardından ona uzattığım elimi tutup adımlarıma ayak uydurdu.

"Sanırım bir süre daha dönmezler."

Danbi'nin hiçbir şey söylemeden sorumsuzca Taehyung ile birlikte tatile gitmesi kafamı karıştırsa da kurcalamıyordum. Taehyung'un bir şeyler yaptığı ve Danbi'nin gönlünü almak için onu tatile götürdüğü açıktı. Geldiklerinde Danbi' ye olan biteni soracaktım zira Bong Cha bu konuda bir şey bilmediğini söylüyordu ve bu pek inandırıcı değildi.

Prince of Seoul ❧ VWhere stories live. Discover now