17.Bölüm

19.4K 1.7K 1.2K
                                    

(Danbi)

Yıllarca yalnızca düşlerimde gördüğüm veliaht prensin kollarında olmanın nasıl hissettireceği merakı zihnimin bir köşesinde takılı kalmıştı ve şimdi biliyordum. Taehyung'un uzun parmakları belimi sımsıkı kavrarken, kulaklarımda kalp atışlarımın sesi yankılanıyor, boğazım düğümleniyor, dudaklarım kuruyordu.

Taehyung derin bir nefes alıp göğsünün inip kalkmasına sebep olurken, başımı göğsünden kaldırmadan kokusunu içime çektim ve gözlerimi kısa süreliğine kapattım. Vücudumda oluşan tuhaf bir titremeyle birlikte elimi karnının üzerinden beline doğru sardım. Ona daha daha yakın olma isteğiyle kalbimi ateşe veriyor, yangınında tükeniyordum.

"Bileğin acıyor mu hâlâ?"

Taehyung'un ilgiyle sorduğu soruya karşılık başımı göğsünden kaydırarak ona doğru baktım.

"Hayır, sadece üzerinde durduğunda birazcık sızlıyor."

Taehyung dudaklarını ıslatıp gülümsedi.

"Güzelce dinlenmen lazım, uykun gelirse söyle."

Bakışlarını filme yönlendirdiğinde istemsizce ben de bakışlarımı ondan aldım oysa saatlerce film yerine onu izleyebilirdim.

Bakışlarıyla bile kalbimi yerinden sökmeye yemin etmiş gibiydi.

Gülümseyerek sıcaklığına sokulup başımı döndüren karamelimsi kokusunu bir kez daha soludum. Uykusuzluktan ölsem bile buradan kalkmak istemiyordum. Beni göğsünde uyutmasını istesem fazla mı yüzsüzlük etmiş olurdum?

Bir saniye!

Taehyung nasıl olmuştu da bana sarılmayı sorun etmemişti? 

Ağladığımı gördüğü için suçluluk hissediyor olabilir miydi?

"Taehyung, filmi izliyor musun?"

Ani sorumla beraber tepkisini görmek için yeniden başını usulca kaldırdığımda göz göze geldik.

"Aslına bakarsan izlemiyorum. Sen?"

"Ben de" diyerek kısa bir yanıt verdim ardından hiç istemesem de beline sardığım kolumu kendime çekip usulca ondan uzaklaştım.

"Kendi odamıza geçelim mi?" diye sorup ayağa kalktığımda kendimi yine bir anda Taehyung'un kucağında buldum. Kollarımı eş zamanlı olarak boynuna sardığımda Jungkook ve Ji Eun'a iyi geceler dilemeyi de unutmamıştım.

Hemen karşıdaki odamızın kapısına ulaştığımızda Taehyung biraz aşağıya eğildi.

"Kapıyı sen açabilir misin?"

"Aslında kendim yürüyebiliyorum" dedim fakat Taehyung pek oralı olmayıp kapıyı açmamı bekledi.

Kulpunu aşağıya indirdiğim kapı açılırken Taehyung ayağı yardımıyla kapıyı ardımızdan kapatıp birkaç adımın sonunda beni usulca yatağa bıraktı ve ben kollarımı yavaşça boynundan geri çektim. Bu hareketimle birlikte resmen sıcacık yuvasından ayrılan minik bir kedi yavrusu gibi hissediyordum.

"Uyuyacaksan ışıkları kapatabilirim."

Merakla yüzüme bakarken başımı olumsuzca salladım ve yatakta biraz geriye kaydım.

"Otursana, bir şey sormak istiyorum."

Taehyung rahatsız olabileceği şekilde yatağın bir köşesine eğreti bir şekilde oturdu ve bakışlarını bana yönlendirdi.

Prince of Seoul ❧ VWhere stories live. Discover now