44.Bölüm

17.1K 1.6K 1K
                                    

(Taehyung)

Danbi ile birlikte tesise geri döndüğümüzde aklımıza gelen ilk şey astım krizi geçiren amcayı kontrol etmek olmuştu.

Danbi'nin çok güzel bir kalbi olduğunu daha en başında Yeontan'ın yaralı bacağını iyileştirme çabaları sayesinde öğrenmiştim ve her geçen gün bu düşüncemi destekleyecek davranışlarda bulunması ona daha fazla hayranlık duymamı sağlıyordu.

Etrafında kendisine yardım etmesini bekleyen hiçbir şeye kayıtsız kalmıyordu. İçinde kocaman bir dünya barındırıyordu ve ben de bu dünyanın bir parçası olabilmek için uğraşıyordum. 

''Kendinizi nasıl hissediyorsunuz?''

İsminin Lee Won Hae olduğunu öğrendiğimiz yaşlı amca Danbi'ye oldukça iyi olduğunu söylerken ben gülümseyerek onları izliyordum.

''Biz 82 numaralı odada kalıyoruz. Bir şeye ihtiyacınız olursa gelin lütfen.''

''Sağ olun gençler, çok düşüncelisiniz.''

''Biz sizi yormayalım daha fazla. Dinlenmenize bakın.''

Danbi ile birlikte Bay Lee'nin odasından çıkıp kendi odamıza doğru geçecekken, biraz ileride yapılmakta olan etkinlik dikkatimi çekti. 

''Danbi, şuraya bir bakalım mı?''

Danbi dikkatini kalabalık gruba verdikten sonra bana doğru döndü.

''Bütün yol boyunca beni kucağında taşımaktan yorulmadın mı?''

Kesinlikle kendimi yorgun hissetmiyordum. Danbi yanımdayken fazlasıyla enerjik oluyordum. Sanırım bu tamamen hislerimin yoğunluğuyla alakalıydı ne acıktığımı ne yorulduğumu fark edemiyordum. 

''Yorulmadım, hadi gel.''

Danbi'nin dudaklarından küçük bir gülümseyiş firar etti ardından da elimden tutup beni odamıza doğru sürüklemeye başladı.

''Odamıza mı çekileceğiz?''

Pekala, bu da oldukça güzel bir fikirdi fakat günü erken noktalamak istemiyordum. Özellikle de Danbi ile birlikte böylesine güzel bir yerdeyken.

''Üzerime daha kalın bir şeyler giyineceğim. Hem sen o tişört ile tekrar hasta olacaksın.''

Danbi üşüdüğü için yine hırkamı ona vermiştim fakat dediğim gibi yanında olduğum müddetçe bana ne olduğu ile ilgilenmiyordum. Varlığı bedenimi de kalbimi de fazlasıyla ısıtıyordu. Yine de hasta olmam konusunda endişeleniyor olması hoşuma gitmişti. Beni yalnızca Danbi düşünsün diye hasta olmayı bile istemem normal miydi?

''Burada bekle.''

Danbi tuttuğu elimi bırakıp odamıza geçtiğinde sürgülü kapının ardına yaslandım ve yüzümde aptal bir gülümseyiş belirdi. 

Ona ne zaman ve nasıl bu denli bağlandığım hakkında en ufak bir fikrim yoktu. Onunla yalnızca aynı odayı paylaşıyor olmanın, onunla aynı hayatı paylaşmayı istememe sebep olacağını asla bilmiyordum.

Sürgülü kapı aralanmaya başladığında sırtımı dayadığım kapıdan ayırdım ve elinde hırka ile birlikte dışarı çıkan Danbi ile göz göze geldim.

''Al, bunu giyin.''

Elinden aldığım hırkayı oldukça yavaş bir şekilde üzerime geçirdiğimde Danbi bakışlarını benden ayırıp hırkanın fermuarını parmaklarının arasında kavradı ve hızlı bir şekilde fermuarı yukarı çekip önden ilerlemeye başlarken bir yandan da söyleniyordu.

Prince of Seoul ❧ VHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin