47.Bölüm

16.6K 1.5K 818
                                    

(Danbi)

Zihnimi ve bedenimi dinlendirmek için geldiğim bu eşsiz yerde, yağmurlu bir güne uyanmıştım. Yağmurlu günleri çok seviyordum fakat yeşilin en güzel tonunun süslediği yerleri gezip görme hevesiyle can atarken ıslanıp üşümek de istemiyordum.

Yatağın ucunda dudaklarımı sarkıtıp düşünürken elindeki mor şemsiye ile birlikte içeriye giren Taehyung 'bunu buldum'' diyerek şemsiyeyi yukarı doğru kaldırdı ve kocaman gülümsedi. ''Sanırım etrafı dolaşırken bu bizi korumaya yeter'' dediğinde çoktan ayağa kalkmıştım Taehyung'un elindeki şemsiyeyi heyecanla çekip aldım.

''Hemen hazırlanıp gidelim öyleyse.''

Şemsiyeyle birlikte banyoya doğru ilerleyeceğim sırada kapüşonumdan yakalayan Taehyung beni geri geri çekti.

''Kahvaltı yapmadık daha.''

Acıkınca tam bir mızmıza dönüştüğünü unutmuştum ve anlaşılan ilk önce Taehyung'un karnını doyurmamız gerekecekti.

''Kahvaltı yaptıktan sonra gideriz'' diye Taehyung'u onayladım ve beni serbest bıraktığı anda banyoya geçip kapıyı kapattım.

Dün gece yıkandığım için henüz tam anlamıyla kurumamış saçlarımı tarayıp tepeden topladım. Elimi yüzümü köpürte köpürte yıkadıktan sonra dişlerimi fırçaladım ve son olarak yüzüme nemlendirici krem sürdüm. Sanırım burası biraz rüzgarlı olduğundan cildimi kurutuyordu. Taehyung'u da düşünerek elimdeki kremle birlikte odadan çıktığımda üzerine hırkasını geçirmekle meşgul olduğunu görerek gülümsedim. 

Siyah boğazlı bir kazak, siyah pantolon ve siyah bir hırka giyinmişti. Siyah hırkasının kenarılarında metal minik halkalar vardı ve ona çok yakışmıştı.

''Ben dışarıda bekleyeyim, sen de üzerini giyin.''

''Dur bekle'' diyerek önüne geçtiğimde merakla bana bakmaya başladı. Nemlendirici kremin kapağını açarak işaret parmağıma biraz bulaştırdım ve yanaklarına birazcık sürdüm. Yüzünde beliren gülüşü es geçemeyerek, yanaklarına zorlukla yeniden odaklandım ve parmaklarımı yanaklarında oval hareketlerle dolaştırıp nemlendiricinin yüzüne yayılmasını sağladım.

''Şimdi oldu'' diyerek geri çekileceğim sırada hala yanaklarına yakın olan bileğimi havada yakaladı ve dikkatimi bakışlarına yönlendirmemi sağladı.

''Danbi, bu kadar tatlı olma.''

Bakışları gözlerimden, dudaklarıma düştüğünde geri çekilmeye yeltendim fakat diğer eli belimi kavradığında hareket yetimi kaybetmiş gibi oldum. Kalp atışlarım hızlanırken, dudaklarımın tuhaf bir şekilde kuruduğunu hissediyordum ve bu durumdan kurtulmam için Taehyung'un artık bakışlarını dudaklarımdan çekmesi gerekiyordu.

Usulca bana yaklaşmaya başladığında nefesimi tuttum. Henüz Taehyung'a tam anlamıyla güvendiğim söylenemezdi. Bu durumda bu yaptığım doğru olur muydu?

Bakışlarım dudaklarıma doğru yaklaşmakta olan dudaklarında gezinmeye başladığında düşünme yetimin tamamen benden uzaklaştığını fark ettim ve gözlerimi kapattım.

Kısık bir gülme sesinin firar ettiği dudakları alnımı bulduğunda önce öpücüğünün etkisiyle duraksadım ve Taehyung yavaşça geri çekilirken gözlerimi açıp şaşkın bakışlarımı ona yönlendirdim.

''Dışarıda bekliyorum'' diye gülerek kapıdan çıkarken tuttuğum nefesimi dışarıya bıraktım ve ardından kısık bakışlarımı gönderdim.

Prince of Seoul ❧ VΌπου ζουν οι ιστορίες. Ανακάλυψε τώρα