19.Bölüm

18.9K 1.7K 989
                                    

(Danbi)

Çantamdan çıkardığım kurabiye paketini açıp elimde ufalarken Taehyung'un bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Yemekten sonra sahile gidip gidemeyeceğimizi sormuştum ve Taehyung olumlu bir yanıt vermiş, benimle birlikte sahile gelmişti.

"Kuşları mı besleyeceksin şimdi de?"

Gülümseyerek sorduğu soruya karşılık başımı olumlu bir şekilde salladım ve oturduğum banktan kalkıp kuşların yanına ilerledim. Yere bıraktığım kurabiye parçalarını gagalarıyla kapan kuşlara bakıp gülümserken, Taehyung'un adım sesleri hemen ardımda son buldu. Arkama hızlıca dönüp ilerideki parkı gösterdim.

"Yeontan'ı da o parkta buldum."

Taehyung parmağınla işaret ettiğim parka baktıktan sonra bana dönüp başını hafifçe yana eğdi.

"Birkaç tane de kuş mu alıp götürmeliyiz?"

Benimle dalga geçtiği için kısım bakışlarımı Taehyung'a gönderdim. Eminim Bay Kim eve birkaç kuş götürmemi de sorun etmezdi ama bütün ilgimi Yeontan'a vermek onu güzelce büyütmek istiyordum.

"Yeontan'ın daha çok sevgiye ihtiyacı olduğundan bunu yapamıyorum."

Taehyung'un dudakları keyifle yukarı kıvrılırken ekledim.

"Yapamayacağımdan değil yani."

"Merak etme bunu az çok öğrendim" diyerek gülüşünü gözlerimin önüne sererek, ceketini usulca çıkaran Taehyung aramızda çok mesafe varmış gibi bana doğru birkaç adım daha atıp ceketini omuzlarıma bıraktı.

"Yeontan'ın çok ilgiye ihtiyacı var ve hasta olmanı istemez."

Ceketinin yakalarından tutup beni biraz daha kendine çekerek, bakışlarımızı bulusturdugunda kalbimin yine kan pompalamak yerine Taehyung'a olan aşkını haykırması kaçınılmaz olmuştu.

"Kollarını içine sok" dediğinde tamamen bakışlarının etkisiyle hareket edip ceketimin üzerine Taehyung'un ceketini giyindim. Bunu yapmak pek zor olmamış, ellerim ceketinin kollarından görünmüyordu.

Hâlâ yakama tutunuyorken ellerini yavaşça aşağıya indirip ceketinin düğmelerini tek tek ilikledi ve üzerimde kendi ceketinin nasıl göründüğüne bakıp gülümsedi.

"Kollarını uzat bana" diyen sevecen sesine kulak verdim ve uzun gelen ceketin kollarını kıvırmasını izledim.

"Oldu şimdi."

Taehyung'un üzerinde yalnızca gömlek kaldığından çekingen bir tavırla sordum.

"Sen üşümüyor musun?"

Taehyung bana üstten bir bakış atıp dudağının sağ köşesini birazcık yaydı.

"Ceketimi bile sana verdim. Tabii ki üşüyorum."

Ellerim ceketin düğmelerine gittiğinde Taehyung elleriyle ellerimi tutup yere indirdi.

"Ne yapıyorsun?" derken bana gülmemek adına dudaklarını ısırıyordu.

"Ceketini geri vereceğim" diye şaşkın bir ifadeyle söylediklerim üzerine ellerimi bırakıp gözlerime bakmaya devam ederek ellerini belime yerleştirdi. Sanki tepkimi ölçmeye çalışıyordu.

"Isınmanın çok daha başka yöntemlerini biliyorum. Cekete ihtiyacım yok."

Taehyung'a saf saf bakmaya devam ederken belimden tuttuğu gibi beni kendisine çekti. Başım göğsüne çarparken, anında hissettiğim sıcaklığı tüm vücudumda bir karıncalanma etkisi yaratmıştı.

Prince of Seoul ❧ VWhere stories live. Discover now