30.Bölüm

19.6K 1.6K 844
                                    

(Danbi)

Kıyıda bulduğum su kaplumbağasını avucumun ortasına alıp sevinçle Taehyung'a döndüğümde kısılan bakışları ile zaten beni izliyor olduğunu fark ettim.

''Arkadaş bulmuşsun yine kendine.''

Keyifli çıkan sesi ile birlikte ayakta dikilmeyi bırakıp soğuk kumların üzerine oturup kaplumbağayı göz ucuyla işaret etti.

''Onu bırak da benimle ilgilen artık!''

Yüzümde oluşan kocaman gülümseme ile birlikte kaplumbağayı bulduğum yere bırakıp Taehyung'un yanına geçmemle birlikte elimden tuttuğu gibi beni de kucağına çekti. Yanımda olmasının verdiği his bile yeterince heyecan vericiyken, aniden bizi yakınlaştıran hareketleri nefes almamı zorlaştırıyordu ve o bunu umursamadan beni tamamen kontrolü altına almayı başarıyordu.

Bağdaş kurduğu kucağında rahatsızca kıpırdandığımda bir elini belime yerleştirip diğerini de sağ dizimin üzerine kondurdu.

''Rahat mısın?''

Alnına dökülen siyah saçları rüzgarın etkisiyle usulca dans ederken, karamel teninin kavurucu etkisi içime işliyordu. Derin bakışlarını, güzel gülüşünü gözlerimin önüne serip bana rahat mıyım diye soruyordu.

Bu yaptığı çok acımasızcaydı!

Yine de usulca başımı salladığımda gözlerini kapatıp derin bir nefesle havayı içine soludu.

''Kokun nasıl böyle güzel olabiliyor?''

Gözlerini yavaşça açtığında şaşkın bakışlarımı ona yönlendirdim.

''Rüzgar yüzünden kokun çok daha net duyuluyor.''

Kucağında olmayı umursamadan başımı boynuyla omzu arasında bir yere yasladığımda güldüğünü hissedebiliyordum. Kendimce  kurduğu cümleler yüzünden sıcaklayan yanaklarımı gizlemeye çalışıyordum.

Onun kollarında olmayı öyle çok düşlemiştim ki... 

Fakat gerçekleşen düşümün beni böylesine utangaç biri haline dönüştürebileceğini tahmin edememiştim. 

''Hyung, burada mıydınız?''

Jungkook'un sesi ile birlikte Taehyung'un kucağından kalktığımda, Jungkook'un munzur ifadesiyle karşılaştım. Bizi her gördüğünde takındığı bu ifade yüzünden daha fazla utanıyordum. O da sanki bilerek yapıyordu.

''Barbeküde ızgara yaptık. Sizi arıyorduk.''

''Sabah sabah ızgara mı yaptınız?''

''Ji Eun sanırım hala aşeriyor. Çünkü uyanır uyanmaz istediği ilk şey oldu.''

Jungkook bu durum karşısında gülüp alt dudağını dişlerinin arasına sıkıştırdı belli ki bu konu en çok onu eğlendiriyordu.

Taehyung da oturduğu yerden kalkıp üzerindeki kumları silkeledikten sonra yanımızdaki yerini aldı birlikte yürümeye başladığımızda Jungkook merakla sordu.

''Tahminen buradan saat kaçta ayrılırız?''

Taehyung düşünür bir hal aldıktan sonra akşama doğru gidebileceğimizi söyledi. Aslına bakarsak burada biraz daha kalma fikri oldukça cazipti fakat yarın Taehyung annesinin ölüm yıl dönümü için onu ziyarete gidecekti. Ayrıca Jungkook minik bebeği hasta olur korkusuyla endişeleniyor olmalıydı.

Prince of Seoul ❧ VWhere stories live. Discover now